Gülün Fethi

Abone ol

Elinde gül tutan adamla tarihi fethe çıkmak

Osmanlı tarihi alanında ülkemizin çok okunan yazarlarından "Mustafa Armağan"'dan Fetih ve Fatih üzerine yeni bir eser.

''İnsanlar önceleri birbirlerine taş atıyorlarmış. Daha sonra taşların yerini kılıçlar ve kalkanlar almış. Modern dünyaya gelindiğinde silahlar gelişen teknolojiyle eskiye nazaran daha mücehhez bir yapıya bürünmüş. Ama insanların birbirlerine karşı silahları yöneltmeleri hiçbir zaman değişmemiştir.''


Marx böyle diyordu insanlığın birkaç binyıllık geçmişini izah ederken. İnsanların elinde hep silah vardı, görüşü tarihi anlamak için bir parametreye dönüşse de, bu görüşü kabul etmeyen insanlar da var. Bunlardan birisi de, (Profil Yayıncılık, 2008) adlı kitabın yazarı Mustafa Armağan.

Kitapta maddeyi esas alan tarih algısını fetheden Armağan, silahların yerine gülü koyuyor. Böylelikle maddenin, tarihi yaparken sadece araç olduğu hakikati okuyucunun gözünde parıldıyor. Yani fethi anlatan bu kitabın kendisi aslında bir fetih oluyor. Bu fetih Fatih’in İstanbul'u fethetmesi gibi bir anda meydana gelmiyor. Fatih'e gelene kadar İstanbul nasıl defalarca kuşatılmış ise maddeci tarih algısı da kitapta defalarca kuşatılıyor.

’nde bu kuşatmalara da yer veren Armağan, Nurettin Topçu ve Yahya Kemal'i böyle delici bir nazarla selamlıyor. Buna ek olarak yazarın üzerinde durduğu en çarpıcı husus, fethin 29 Mayıs günü bitmediği, aksine 29 Mayıs’ta başladığı. Dolayısıyla buradan fethin günümüzde de ufukları aydınlattığı sonucu çıkıyor.

Bu bağlamda Sezai Karakoç’un fetih ve zaman üzerine yaptığı, ‘’Fetih zamanın kıvrımlarını açmaktır’’ değerlendirmesi kitabın mana direklerinden birisi oluyor. Bir mana halkası oluşturan Armağan, Nurettin Topçu’nun “Aksiyon içimizden doğarak âleme yönelir” sözüne uygun bir şekilde Fetih ve Fatih’le ilgili muhtelif meselelere ışık tutuyor.  


Yazar, Söyleşiler bölümünde mevcut algıları irdeleyerek ve kendinden önceki kuşatmalara yer vererek maddeci tarih algısını fethettikten sonra Makaleler bölümünde elindeki gülle tarihin karanlık dehlizlerini aydınlatmaya çıkıyor. Maddenin ihata edemediği Fatih'in Rönesans ile ilişkisi, eğitim anlayışı, fetih sırasında sur içindeki durum, Fatih’in annesinin Hıristiyan olup olmadığı, Ayasofya’nın Müslüman olduğu gün gibi karanlık noktalar aynı mana feneri ile aydınlanıyor. Bunların yanı sıra yine mana çerçevesinde değerlendirilen Fatih portresi, okuyucuya Fatih’in şahsında Mehmed’i gösteriyor. 

Kadim Yunan’da sofistler kitapların insanlara seslendiğini söylermiş. Bu ne kadar doğru bilmem ama bu kitap bana ‘’Fetih içindeki fetihleri keşfet’’ diye sesleniyor.

Günün Önemli Haberleri