Gültan Kışanak'tan TSK resti!
Abone olBDP Eş Başkanı Gültan Kışanak, partisinin grup toplantısında Genelkurmay Başkanlığı tarafından açılan davayı eleştirdi
İNTERNETHABER- BDP EŞ Başkanı Gültan Kışanak'ın hedefinde bu hafta TSK vardı. Bir önceki grup toplantısında söylediği 'daha üç paşayı güdemiyorsun' sözlerine TSK tarafından açılan davayı sert sözlerle eleştirdi:
'Üç paşayı güdemiyorsun' sözlerim birilerinin zoruna gitti. Söylediğim kişi üzerine alınmadı başkaları üzerine alındı. Üstüne alınanlar katliamın sorumluluğunu da üstüne alıyorlar demek ki. Onlar katliamcı sıfatıyla yargılansınlar bende katliamcılara hakaret etmekten yargılanmaktan gurur duyarım''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dindar gençlik yetiştirmek istediği sözlerini de Kışanak'ın hükümete yüklendiği bir diğer konu oldu:
''Dindar nesil yaklaşımı yanlış yaklaşımdır. Bu ülkede inanan her yurttaşımız bunu sonuna kadar yaşamalıdır. Her aile çocuğunu istediği gibi yetiştirmelidir. Bunun önüne çizgi çizilmemelidir''
BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak Uludere'deki vahim olaydan, Kürt meselesine dek birçok olayı partisinin grup toplantısında değerlendirdi.
İşte Kışanak'ın konuşmasından satır başları...
Bu ülkede Başbakan'ın Milli Savunma Bakanı'nın emir ve komutasında olan onların talimat verebileceği savaş uçakları kalktı gidip o insanları paramparça etti. Ama buna 40 gündür cevap veremiyorlar.
Bu Başbakan bu iktidar olmadan da Filistin davasına sahip çıkıyorlardı. Başbakan Uludere'deki katliamı ağzına alamıyor. Meclis İnsan Hakları komisyonu incelem yaptı. Orada bu acıyı yaşayan insanlarla görüştü. Komisyon üyelerinin tamamının ifadelerinden anlıyoruz ki yerel sivil yetkililerin tamamı yerel karar vericilerin dahili ve etkisi olmamıştır.Bu sözler açıkça bize bu operasyonun doğrudan Ankara'dan planlandığı, talimatının Ankara'dan verildiğinin sözleridir. Bu konuda karar verebilecek makamlarda kişilerde bellidir. Bu talimatı ya Başbakan ya Genelkurmay başkanı verdi.Ya da ikisi verdi. Katliamın yaşandığı gündüz vakitlerinde Mili Güvenlik Kurulu toplandı. Başbakan ve ilgili bakanlar katılıyor ve akşamımda da böyle bir olay yaşanıyor. Biz o Milli Güvenlik Kurulu'nda bu konu konuşuldu mu? Biz bunu da soruyoruz. 28 Aralık Milli Güvenlik Kurulu'nda görüşülenler açıklansın.
Gerekli soruşturmayı aciliyet içerisinde yürütmeyenler bizim eleştirilerimiz karşısında hemen harekete geçiyorlar. Bu soruşturmanın doğru yürüyeceğini kim garanti altına alabilir.
BEN YARGILANMAKTAN GURUR DUYARIM
'Üç paşayı güdemiyorsun' sözlerim birilerinin zoruna gitti. Söylediğim kişi üzerine alınmadı başkaları üzerine alındı. Net şekilde söylüyoruz. Biz bu katliamda dahili olan herkesin açığa çıkması için mücadele edeceğiz. Üstüne alınanlar katliamın sorumluluğunu da üstüne alıyorlar demek ki. Onlar katliamcı sıfatıyla yargılansınlar bende katliamcılara hakaret etmekten yargılanmaktan gurur duyarım.
Yaşadığımız katliam Kürt sorunundan bağımsız değil. Kürt sorunu bu ülkenin kanayan yarası, KCK operasyonları kara lekesidir. Son olarak Batman'da yapılan operasyonda 45 arkadaşımız gözaltına alındı.Tüm kentin sivil iradesini sindirmek yaklaşımı içerisindeler.
SİZİN DİNARDIĞINIZ BU
Altı bin insanımızı cezaevine koydunuz. Ama onların görevleri başka arkadaşlarımız tarafından çoşkulu bir şekilde devam ettiriliyor. Bizi cezaevine koyabilirsiniz ama halkın özgürlük sevdasını hapsedemezsiniz. Buna gücünüz yetmeyecek. Batman'da tutuklanan arkadaşlarımızdan biride din görevlisiydi.
Bir taraftan konuşacaksın bir yandan da din alimi görevlisini cezaevine koyacaksın. Sizin dindarlığınız işte bu kadar. Eğer sizinse özgürlük var. Sizin zihniyetiniz bu kadar.
SİZİN BAHSETTİĞİNİZ MEDENİYET NEDİR?
Politik söylemleri gerçek niyetlerini açığa veriyor. Birkaç gün önce hükümetin bir sözcüsü Kürtçe eğitim yapılamaz gibi bir açıklama yaptı. Kürtçe bir medeniyet dilimi diye soru sordu. Sizin medeniyetten bahsettiğiniz nedir? Sana ait olmayanı itham hakkını nereden buluyorsun? Şimdi medeniyeti neye göre tanımlıyorsunuz? Bunu bize söyleyin. Eğer ayırırsanız zaten ayrımcılık, ırkçılık yapıyorsunuz. Bunu yapıyorsanız zihniniz faşizan bir zihniyettir.
Kürtçe'nin 31 harf olduğunu bilmiyorlar. 3 harf eksik olduğunu sanıyorlar. Her dilin kendine göre alfabesi var. Biz bir kanun verdik. Harf Kanununa göre 3 kelimeyi ekleyin diye. Herkesi Türkçe alfabesi ile okuyup yazmak için bir yasa hazırlamışlar. Ama bu yasa öylece duruyor. Başbakan bunu gündemine almıyor. Madem edebiyatı yok, madem Türklerden 3 harf noksan neden o zaman o kitap basılıyor. Biz dilimize de kültürümüze de sahip çıkacağız bu zihniyeti değiştirene kadar.
KÜRTÇE GİBİ BİR DİLİ ASİMİLE ETME ŞANSINIZ YOK
Kürtçe gibi bir dili asimile etme şansınız yok. İnsaflı ve vicdanlı değilseniz bari rasyonel olun. Bu ülkenin insanlarını heba etmeyin artık. Bu zihniyete karşı yapılabilecek tek şey çoğulcu kimliği savunmaktır. Çünkü bu ziniyet bir de şöyle yaklaşıyor. Ben iktidarım, egemenim... Biz vereceğiz diyor. Kendisi verirse gönlünden ne kadar koparsa vereceğini zannediyor. Bir halkın dili onun özvarlığıdır. Bunu kimse ona veremez. Bahşedemez zaten.
Kimsenin bize birşey vermesini beklemiyoruz.
'BİZİ ANLAMAK İÇİN GELSİNLER EĞİTİM VERELİM'
Kürt sorununu barışçıl yönetemlerle çözmek mümkün. Onun tek yolu Kürtlerle konuşmayı tercih edeceksiniz. Yoksa şu zihniyetle bu sorunu çözmek çıkmaz yoldur.
Gelin 90 yıldır denemediğiniz yolu deneyelim. Bakan bizim için kendi aralarında konuşsunlar diyor, lütfediyor. Onlar bir ufuk darlığı yaşıyorlarsa gelsinler siyaset akademimizin kapılarını açalım. İsterlerse üç aylık eğitim bilgisi verelim. Gelsinler dinlesinler bu halktan öğrensinler. Bize sınırlar çizmesinler. Gelsinler bu halkın kültürünü, ufkunu, yaşamını öğrenmeye çalışsınlar. Eğer değişime katkıya ihtiyaçları varsa biz o çabayı esirgemeyiz.
Sayın Öcalan'da İmralı'da tutsak edilmesine rağmen çözüm yakalaşımından vazgeçmemiştir. Son olarak çözüm için ürettiği 3 protokol hala bekletilmektedir. Bu konuda biz parti olarak tüm yükümlülükleri yerine getirmeye hazırız.
DAĞA TAŞA SORMAYIN HALKA SORUN
Birileri dağa , taşa sormaya davet ediyor diyor. Biz gelin halka soralım diyoruz. Dili olan konuşan, çözüm üreten insanlar var. İnsanlara soralım. Ana dilde eğitimi Kürtlere soralım. Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı illere sandık koyalım soralım. Bu kadar basit.
Eğer çözüm arıyorsanız, eğer gerçekten birlikte yaşamak iradesini istiyorsanız herkes kendi kültürünü, özgürlüğünü yaşayacak. Kimse başka birşeyin arayışında değil.
DİNDAR NESİL YAKLAŞIMI YANLIŞTIR
Bu ülkede tek tip insan yetiştirmeye çalışmayın. Bırakın insanlar kendi inançlarını, özgürlüklerini kendi istediklerini yaşasınlar.
Dindar nesil yaklaşımı yanlış yaklaşımdır. Bu ülkede inanan her yurttaşımız bunu sonuna kadar yaşamalıdır. İfade özgürlüğü, inanç özgürlüğünü istediği gibi yaşamalıdır. Her aile çocuğunu istediği gibi yetiştirmelidir. Bunun önüne çizgi çizilmemelidir. Alevi yurttaşlarımız, sunni yurttaşlarımız herkes kendi inancının gereği neyse bunu sonuna kadar yaşayabilmelidir. Kendilerine benzer insan yetiştirmeyi dinimize buşaltırmasınlar. Bu halk inancını nasıl yaşayacağınız, geleceğini nasıl inşa edeceğini biliyor. Lütfen siz engel olamayın, gölgeleri kaldırın yeter.