Gülistan Doku'nun ablası: Kardeşimin cansız bedenini istiyoruz
Abone olTUNCELİ'de 5 Ocak 2020’den bu yana ulaşılamayan, Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku soruşturmasından 1,5 yıldır sonuç alınamadı. 543 gündür kardeşinin akıbetini öğrenmek için mücadele eden Aygül Doku, "Yaşamıyorsa cansız bedenini istiyoruz. 21 yaşında gencecik kızımız yok. Hayat bize kabus oldu" dedi.
Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 2'nci sınıf öğrencisi
Gülistan Doku'dan, 5 Ocak 2020'de kaldığı yurttan ayrıldıktan
sonra haber alınamadı. Diyarbakır'da yaşayan ailesi, Gülistan'ın
kaybolduğu gün Tunceli'ye gelerek, güvenlik güçlerine ihbarda
bulundu. Ailenin ihbarı üzerine arama çalışmaları başlatıldı.
Araştırmalar sonunda, Gülistan Doku'nun cep telefonunun, en son Uzunçayır Baraj gölü üzerindeki Sarısaltuk Viyadüğü'nde sinyal verdiği belirlendi. Viyadük üzerinden geçen aracın kamerasına da yansıyan Doku'nun son görüldüğü bölgede; AFAD Başkanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Ankara, Denizli, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Konya, Malatya, Manisa ve Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyeleri ile sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve gönüllülerinden oluşan 542 kişilik personel, 88 araç, 38 bot, 10 ROV cihazı, 6 dron, 4 sonar ve 3 arama köpeğiyle yapılan arama çalışmalarına rağmen Gülistan'a ait ize rastlanılmadı.
'Tunceli'den Ordu’ya yürüyeceğiz'
Kardeşinin en son görüldüğü Sarısaltuk Viyadüğü'ne gelerek,
çağrı yapan Aygül Doku, "543 gün oldu. Biz hiçbir şey istemiyoruz.
Yaşıyorsa onu sağ, yaşamıyorsa cansız bedenini istiyoruz. Bundan
daha masum, bundan daha doğal bir durum var mı?" dedi.
Gülistan'ın akıbetini sormaktan vazgeçmeyeceklerini dile getiren Doku, şöyle konuştu:
"O dönemin valisi Tuncel Sonel, bize 'Gülistan intihar etti' dedi. Israrla 'Kardeşimiz intihar etmedi' dememize rağmen 'İntihar etti' denilip, bu köprüde arama çalışması yapıldı. Gülistan kaybolmadan 1 gün önce arkadaşı Rus uyruklu Z.A. tarafından darbedildi. Polis babası olay yerine geldi ve oğlunu koruyarak gitti. Olay savcılığa bile intikal etmedi. Sabah Gülistan, Z.A. ile görüştükten sonra sırra kadem bastı. O gün bugündür sır perdesi çözülmüyor. Ben ve ailem Gülistan’ı bulmadan, katilleri yargılanmadan bu davadan vazgeçmeyeceğiz. 21 yaşında gencecik bir kızımız yok. 2 yıldır hayat bize kabus oldu.
'Kızımız acaba bir yerde tecavüze ve işkenceye maruz kalır mı?' soru işaretiyle yaşıyoruz. 21'inci yüzyıldayız, bu cümle basit bir şey değil. Gülistan’ı bulmak için Tunceli'den Ordu’ya yürüyeceğiz. Benim annem ve babam tansiyon hastası, o yolda bunu kaldıramayacaklar ama ailem ölümü bile göze aldı. Ordu'ya yürümemizin sebebi, Vali Tuncay Sonel'in 'Kızınız intihar etti' demesi. Elinde bir emare, bir ipucu ve görgü şahidi olmadan sürekli bizi bu köprüye kilitledi. Tuncay Sonel’in bu olayı bilmemesi imkansız. O dönemin valisinin burada uçan kuştan haberi vardı. Gülistan’a ne olduğunun cevabı onda. Biz de onun için oraya yürüyeceğiz."