Gülen'in sağ kolu Avcı'yı yazdı
Abone olHanefi Avcı'nın tutuklanmasına cemaat ne diyor? Fethullah Gülen'in en yakınındaki isim Gülerce'nin Avcı'ya soruları var.
Hanefi Avcı kitap yazıp Gülen cemaatini suçladı, ortalık
karıştı. Tutuklanmasının yankıları sürerken hedef gösterdiği
cemaatten iddialara Gülerce aracılığıyla cevap geldi.
Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, bugünkü yazısında,
Avcı'daki müthiş değişime dikkat çekti. Avcı'nın evli bir bayanla
ilişkisini gündeme getiren Gülerce, "Allah kimseyi nefsine
bırakmasın, defolu yapmasın, ayağını kaydırmasın. Derinlerdeki
adamlar hep onları kullanıyor..." diyerek Avcı'ya
yüklendi. İşte o yazı:
"Birkaç gündür ses kayıtları yayınlanan ve bunların kendisine ait
olduğunu kabul eden JİTEM kurucusu, Ergenekon davası tutuklu sanığı
emekli Albay Arif Doğan şöyle söylüyor: "JİTEM'e hulul
ettireceğimiz insanı, çok özür dilerim, önce pisliğe bulaştırırız.
Bulaştırmasak da pislik yönünü araştırırız. Temiz yönü bize
yaramaz."
7-8 yıl önceydi. Eski bir arkadaşım beni, Milli Güvenlik Kurulu
Genel Sekreterliği'ne bağlı çalıştığını söyleyen, akademik titri de
olan birisi ile tanıştırmıştı. Bir gün kendisine "Devlet içindeki
derin yapı, neden hep karakter zaafı olan, şaibeli adamlarla
çalışıyor, bu sizi rahatsız etmiyor mu?" diye sordum. Kelimesi
kelimesine hatırladığım şu cevabı verdi: "Derin devlet, defolu
adamlarla çalışır, ihtiyaç duyduğu adamın defosu yoksa, defo açar
öyle çalışır..."
Bunları, Hanefi Avcı'nın tutuklanmasını, başka yerlere çekmeye
çalışanların pervasızlığı karşısında hatırlatıyorum. "Cemaatle
ilgili kitap yazdığı için Hanefi Avcı'nın başına böyle bir şey
geleceği belliydi, yok mu bu cemaati durduracak?" diye hop oturup
hop kalkıyorlar?
Önce şu soruların cevabını vermeleri gerekiyor:
Bir: Hanefi Avcı, Gülen Cemaati'ni, Işık Evleri'nden itibaren 35
yıldan beri tanıyan birisi. Çocuklarını bu insanların açtığı
kolejlerde okutan, okulun idarecileri, öğretmenleri, rehber
öğrencileri ile dost, arkadaş olan bir insan. Şimdi, istihbaratçı
kimliği ile neredeyse Türkiye'nin nabzını tutan, her şeyden
haberdar olan böyle bir insan, cemaatin nasıl bir "tehlike"
olduğunu neden hiç görememiş?.. Sonra birden, aniden "tehlike"yi
fark etmiş ve alelacele bir kitap yazmış... Ne olmuş da, Sayın
Avcı'da böyle ani ve beklenmeyen bir değişiklik olmuş? Bu can alıcı
soru hiç mi kafa karıştırmıyor? Böyle davranan bir insanın
inandırıcılığı sorgulanmalı değil mi?
İki: Hepimiz Sayın Avcı'yı dürüst, askerî vesayet rejimine karşı
dik duran, "JİTEM vardır" diye Ergenekon savcılarına yazılı ifade
verebilen örnek bir polis, örnek bir emniyet müdürü olarak yıllarca
bağrımıza bastık. Bu duruşu ile o, yeni nesil polislerin kahramanı
oldu. Ama aynı Avcı, kitabında "Danıştay saldırısı, Ergenekon
davası ile birleştirilmeyecekti, yanlış oldu." diyor. Nereden icap
etti? Siz bir emniyetçisiniz. Birleştiren, Yargıtay... Bu sizi
neden rahatsız ediyor? Sonra diyor ki kitabında: "Hrant Dink
cinayetini işleyenler belli. Gençler etki altında kalmış, böyle bir
cinayet işlemiş, olay çözüldü, daha ne demeye üzerine gidiliyor?"
Neyin telaşı, kaygısı bu? Cumhurbaşkanı bile bu cinayette, devlet
görevlilerinin ihmali olduğunu söylerken, hiç üstüne vazife
olmadığı halde Avcı'daki bu saptırma gayretkeşliği neden? Sayın
Avcı, neden kendini inkâr yoluna sapıyor?
Acaba Sayın Avcı'nın, iki yıl önce Edirne'de başlayan, edebiyat
öğretmeni evli bir bayanla ilişkisi, bu sorulara cevap olabilir mi?
Bayan, Edirne'de emniyet mensuplarına hızlı okuma kursu vermiş. O
sırada tanışmışlar. Avcı da, bayan da bu ilişkiyi doğruluyor. İki
yıl süren bu ilişki, bayanın evliliğini bitirmiş, eşinden boşanmış.
Avcı da şimdi yaptığı açıklamada, kendisinin de boşanacağını
söylüyor.
En önemlisi, Avcı'nın, kitabında kendisini dinlemek için
kullanıldığını iddia ettiği "özel hat"tın sahibi olan Necdet
Kılıç'ın, Devrimci Karargâh operasyonunda gözaltına alınmış olması.
Bu dinleme mahkeme kararı ile yapılıyor. İlginç olan, Kılıç üzerine
kayıtlı telefonu bayan kullanıyor. Avcı bu telefonla sadece
"duygusal ilişki" içindeki bayanla görüşüyor.
Şimdi olay yargıda ve Hanefi Avcı örgüte yardımcı olmaktan tutuklu.
Herkes yargıya saygılı olmak zorunda. Benim sorum şu: Evli bir
bayanla gayri meşru bir ilişkisi olmasaydı, Hanefi Avcı'ya böyle
bir kitap yazdırılır mıydı? Yolu cezaevine kadar düşer miydi?
Hanefi Avcı'ya, bu ilişki tuzağını da "cemaat" mi kurdu?
Allah kimseyi nefsine bırakmasın, defolu yapmasın, ayağını
kaydırmasın. Derinlerdeki adamlar hep onları kullanıyor... "