Gülen'in mektubu yazdığı tarihe dikkat!
Abone olVatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır, Fethullah Gülen'in Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yazdığı mektubu değerlendirdi.
Başbakan Erdoğan'ın cumartesi günü
gazetecilerle Dolmabahçe'de yaptığı görüşmede Fethullah Gülen'den
bir mektup aldıklarını açıkladı. Ardından cemaate yakınlığı ile
bilenen Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'ndan 'o mektup Erdoğan'a
yazılmadı' diyen bir açıklama geldi ardından da herkul.org Gülen'in
mektubunu açıkladı.
İki gündür Türkiye'nin tekrar tekrar okuduğu mektup ise haberlerde 'barış mektubu' olarak aktarıldı.
Peki Gülen'in mektubunu 'barış mektubu' olarak algılamak mümkün mü?
Bu sorunun yanıtı mektubun yazıldığı tarihte gizli.
si yazarı , "Mektup savaşın akışını değiştiremedi ama..."
başlıklı bugünkü yazısında mektubun yazıldığı tarih üzerinden derin
bir değerlendirme yaptı.
İşte o yazı...
....İlkin bu mektubun yeni olduğu düşünülmüş ve Gülen cemaati
ile hükümet arasında bir sulhe kapı aralayıp aralamayacağı
tartışılmıştı. Fakat mektubun 21 Aralık'ta yazıldığı
anlaşılınca, 25 Aralık'ta doğrudan Başbakan'ı hedef aldığı belli
olan ikinci yolsuzluk operasyonu ile yeni yılın ilk günü Hatay'da
yaşanan TIR olayı akıllara geldi ve bir sulh
arayışı varsa da bunda başarılı olunmadığı sonucuna
varıldı.
Cemaatin yayın organı herkul.org, Başbakan Erdoğan'a Gülen'in gönderdiği mektubun içeriğine dair ilk kez bilgi verdi. İşte Gülen'in o mektubu tıklayın |
CEMAATLE SAVAŞ RESMEN TEYİT EDİLDİ
Yine de bu mektup birçok açıdan önemini koruyor.
Bazılarını sıralayacak olursak:
1) Dün yazdığımız gibi son dönemde bir "devlet krizi" değil de iki farklı devlet yapısı, yani esas, bildiğimiz devletle Gülen cemaatinin bürokraside oluşturduğu ileri sürülen "paralel devlet" arasındaki savaşın söz konusu olduğu böylece teyit edilmiş oldu. Gülen'in sorunun çözümü için Cumhurbaşkanı Gül'e mektup yazmış olmasının sembolikten öte siyasi anlamı var ve daha uzun süre bunu konuşacağa benzeriz.
GÜLEN NE İSTEDİ?
2) Her ne kadar Cemaat çevreleri "pazarlık söz konusu değil" dese de Gülen mektubunda devletten taleplerini net olarak belirtmiş.
Bunlar:
* Dershanelerin kapatılmaması;
* Cemaat'e yönelik karalama kampanyalarına son verilmesi;
* Cemaat'in faaliyetlerinin önüne engeller çıkarılmaması;
* Cemaat ile ilgileri olduğu gerekçesiyle memurların görevlerinden
edilmemesi.
CEMAATTEN VAATLER
3) Gülen'in bu taleplere karşılık olarak şunları vaat ettiğini görüyoruz:
* Yerel seçimlerde "aynı yerde ve çizgide durmak";
* Hep sulh ve huzurun, ittihad ve ittifakın, uhuvvet ve hulletin
yanında yer almak;
* Arkadaşlarına, dostlarına ve sevenlerine itidal tavsiye ederek
huzurun temini adına elinden geleni yapmaya çalışmak ve her zaman
sulhun takipçisi/destekçisi olmak.
4) Gülen'in taleplerinin çok somut, vaatlerininse daha çok soyut
olduğu görülüyor. Ayrıca Gülen'in "devletin kanun çerçevesinde
yürüyen işleyişi hususunda emir verme, müdahale etme ya da
memurları bir noktaya sevk etme konumunda asla bulunmadığını"
özellikle vurgulamasının hükümetin beklentilerini karşılamaktan
uzak olduğu da açık.
ZAMAN yazarı Hüseyin Gülerce'den herkesi zıplatan iddialar geldi. Gülerce'ye göre hükümet operasyona her an başlayabilir. Hatta bugün bile olabilir!. (TIKLA OKU) |
MEKTUPTAN ÇIKAN SONUÇ NE?
Bu mektuptan şu sonuçları çıkarıyorum:
1) Artık savaşın tarafları belli.
2) Savaş ne kadar şiddetli olursa olsun taraflar birbirleriyle
kolaylıkla temas kurabiliyorlar.
3) Görüşüyor olmaları anlaşacakları anlamına gelmiyor ama
anlaşmalarının, yani sulhün, en azından ateşkesin imkansız olduğu
söylenemez.
4) Devlet, Cemaat'in kontrolünde olduğuna inandığı "paralel devlet"
yapılanmasının tasfiyesini ön şart olarak dayatıyor ancak Gülen
buna razı olacağına dair herhangi bir işaret vermiyor.
5) Dolayısıyla bir sonraki safhada hükümetin "paralel devlet"i
bizzat tasfiye etmek için harekete geçmesi bekleniyor.
6) Cemaat'in de bu tür bir operasyona karşı başka kozlarını devreye
sokması şaşırtıcı olmayacak.
Operasyonu planlayanlar Başbakan Erdoğan'ın örgüt lideri olarak tanımlandığı bir şema bile hazırlamışlar! (TIKLA OKU) |