Gülen'in evine dakika farkla baskın yatağı bile sıcaktı!

Abone ol

Fethullah Gülen'in ABD'ye kaçmadan önce ikamet ettiği İstanbul Ümraniye'deki evine yapılan baskının detaylarını eski MİT Müsteşarı Emre Taner, darbe komisyonuna anlattı.

Eski MİT Müsteşarı Emre Taner, darbe komisyonunda MİT’in FETÖ lideri Fetullah Gülen yurt dışına çıkmadan önceki dönemde Gülen’e yönelik yoğun baskısı olduğunu söyledi.

Gülen'in ABD'ye kaçmadan önce İstanbul'daki evine de baskın yapıldığını söyleyen Emre Taner, "Ümraniye’de kaldığı eve saat farkıyla girdik, dakika farkıyla girdik; yatağı sıcaktı ama kendisi yoktu çünkü içeriden, polisten haber vermişlerdi" dedi.

Taner, Silahlı Kuvvetler’deki FETÖ üyeleri hakkında MİT’in neden bilgi vermediği eleştirisi için "MİT Silahlı Kuvvetler bünyesinde istihbarat yapamaz; MY 114-1(C) isimli bir talimat bunu durdurmuştur" ifadelerini kullandı. Emre Taner, Kürt sorununun çözümü için ise "Şimdi, bugün için öyle bir noktaya gelindi ki 'Hadi gelin, oturun, konuşalım’ diyecek noktada değilsiniz. Bir ortak akla ihtiyaç var" önerisinde bulundu.

FETÖ/PDY Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nda dinlenen MİT eski Müsteşarı Emre Taner’in komisyondaki önemli açıklamaları, tutanaklara şöyle yansıdı:

GÜLEN'İN YURTDIŞINA GİTMESİ

Yani şimdi, orada ’Gitti, kaçtı’ tabirleri arasına sıkışmamak lazım. MİT’in o dönemde Gülen’e dönük yoğun baskısı ve faaliyeti vardı hatta o dönemde ben İstanbul Bölge Başkanıydım çok iyi hatırlıyorum, Ümraniye’de kaldığı eve saat farkıyla girdik, dakika farkıyla girdik; yatağı sıcaktı ama kendisi yoktu çünkü içeriden haber vermişlerdi, polisten haber vermişlerdi. Şimdi, böyle bir noktada artık başına gelecekleri hesap ettiği için Türkiye’de kalmak istemedi. İstemedi ve gitti yani buna ister ’kaçma’ deyin, ister ’gitme’ deyin, normal pasaportla çıktı gitti. Öyle ’kaçırıldı’ tabiri yanlış olur.

"MY 114-1(C) İSİMLİ BİR TALİMAT BUNU DURDURMUŞTUR"

Silahlı kuvvetlerdekileri FETÖ’cü olduğu bilgisinin verilmemesi iddiası :1992 yılından sonra MİT sivilleşme sürecine girmiştir doğal ve doğru olarak. 1992’de böyle bir sivilleşme sürecine geçiş FETÖ ile ilgili istihbarat zafiyetine neden olmuş algısı çıkıyor ortaya böyle bir şey yoktur. O teşkilatta 44 yıl çalışan biri olarak 66 yılına kadar olan süre içinin diyorum bir istihbari zafiyet olmamıştır. belki kaliteli bilgilerde zorluklar olmuştur ama askerin ve sivilin yönetmesinden başka bir tarz farkından başka hiçbir istihbari gerileme olmamıştır bize göre. Suçla arasına mesafe koyan ve bu suçu bir türlü yasalar çerçevesinde üstüne almayan bir örgütün ete kemiğe büründürülüp ’Şu albay, şu general, şu şudur.’ diye bizim tarafımızdan seslendirilmesi mümkün değildir, biraz evvel onu ifade etmeye çalıştım. Stratejik anlamda bilgi toplayan bir Teşkilatız. Biz Fetullah Gülen’in devlette ciddi bir kadrolaşma içerisinde olacağını söylüyoruz, bundan sonrası ilgili kurum ve kuruluşların ve onun altındaki diğer güvenlik kuvvetlerinin işidir. Yani, biz her birlikte, nerede, ne oluyor, ne bitiyor. O noktaya bir daha temas etmek istiyorum: MİT Silahlı Kuvvetler bünyesinde istihbarat yapamaz; MY 114-1(C) isimli bir talimat bunu durdurmuştur.

"ÇALIŞTIĞIM DÖNEMDE MİT’E FETÖ’NÜN SIZMASI SIFIRA YAKINDIR"

FETÖ’nün MİT’e sızması: Dikkat ederseniz ben kendi çalıştığım dönem itibarıyla sorumluluk hissediyorum. Ben çalıştığım dönemde MİT’e FETÖ’nün sızması sıfıra yakındır. İsterseniz almazsınız, iyi incelerseniz almazsınız, ondan sonrasını bilemem, ondan sonrasını d aha sonraki yönetim cevaplayacaktır. Şimdi ’70 kişi, 80 kişi MİT’ten FETÖ bağlantılı diye ayrıldı.’ denildiği zaman yani yadırgamamak mümkün değildir. Geçmiş döneme ait değildir, belki 2, 3, 5 kişi olabilir, ona bir itirazımız yok ama son dönemde bu girmelerin daha rahat ve fazla olduğuna dair bir izlenim vardır, bunu rahatlıkla söyleyebilirim. MİT devlet kurumları içerisinde FETÖ anlamında ve diğer yıkıcı örgütler anlamında en temiz kalmış örgüttür. Mill? İstihbarat Teşkilatı bu ülkenin namusudur, onun başındaki Müsteşar da o teşkilatın namusudur. Eğer bu iki namus bir araya gelmezse, güven duygusu sağlanmaz.

"O ZAMAN AYETEL KÜRSİ OKUYUP ALLAH’A SIĞINACAĞIZ"

Tek elde toplanan İstihbaratı FETÖ gibi örgütün ele geçirmesi: O zaman bir Ayetel Kürsi okuyup Allah’a sığınacağız, başka yapacağımız bir şey yok. Eğer tuz da koktuysa ölmüştür bu iş, çaresi yok, çaresi yok. Olmamalıdır, olmamalıdır, devlet, olmaması için gerekeni yapmalıdır. Temennimiz bu.

"GÜLEN’İN AMERİKA’YA GİDİŞİ ONU RAHATLATTI, BİZİ ZORA SOKTU"

Gülen’in ABD’ye gitmesi: Şimdi, tabii, Fethullah Gülen anılan tarihte Amerika’ya gittikten sonra örgütün karar ve hareket noktası oraya taşındı biliyorsunuz. Bunu orada da yaparlar yani illa Türkiye içerisinde böyle bir şey yapıldı yapılmadı diye bir zorlamaya girmeye gerek yok. Orada ne olup bittiğini tam bilemedik bunu söylüyorum. işin başında da ifade ettim Gülen’in Amerika’ya gidişi onu rahatlatmıştır, bizi zora sokmuştur çünkü bilgileri almakta çok sınır ve sıkıntıya girmişizdir. Yıllardır orada yaşayan bir örgüt liderinin hangi sebepten orada tutulduğunu anlamak için ’Küresel sermayenin izdüşümüdür.’ dedim.

"İKİNCİ DARBEDEN ENDİŞE EDİLİYORSA FETÖ’NÜN BOYU KISA KALIR"

15 Temmuz’da kafaları karıştıran noktalar: 15 Temmuz, büyük faciadır. 15 Temmuz, sadece ve sadece FETÖ’nün ve grubunun anlayışıyla realize edilmiş bir faaliyet olamaz. FETÖ’nün boyu kısa kalır. Bakın, çok açık ifade ediyorum, 2’inci, 3’üncü, 4’üncü darbeden endişe ediliyorsa FETÖ’nün boyu çok kısa kalır. Arkasındaki ortak aklın, arkasındaki küresel aklın mutlaka göz ardı edilmemesi gerekir. O itibarla büyük bir faciadır. Ben haber toplayacağım, siz icra edeceksiniz, öteki iyi yönetecek; bir helva olacağız, topyekun bir araya geleceğiz bütün mesele budur. Ayrışmayla olmaz, kavgayla olmaz, deklarasyonla olmaz.

"NE FETÖ’CÜ, NE KCK’LI, NE SOLCUYUM EMEKLİYİM"

Fethullah Gülen’in tanıyıp tanımadığı: Efendim, ben Mülkiyeliyim. Teşkilata ilk girdiğimde bana solcu gibi baktılar. 7 Şubatta KCK’yı kurmakla suçladı FETÖ beni. Şimdi, nasıl oluyor bu iş; ben KCK’yı kuruyorum, solcuyum, ondan sonra bir de FETÖ’nün yandaşı oluyorum? Fetullah Gülen’i ne gördüm ne elini sıktım ne karşı karşıya geldim ne sesini duydum sadece istihbarat raporlarından tanıyorum. İsmail Hakkı Paşam çok saygıdeğer bir insandır. Beraber çalıştığımız dönemde de çok iyi işler yaptığımızı zannediyorum. Hani bir konuşma içerisinde böyle bir husus bu ölçülerde geçmiş değildir ama mizahi bir anlayış içerisinde bazı şeyler agrandize edilmiştir. İstihbaratçının kader planında daima böyle asılsız suçlamalar vardır onu o şekilde kabul ediyorum; aslı astarı yoktur. Ne FETÖ’cüyüm ne KCK’lıyım ne solcuyum. Neyim onu ben de bilmiyorum; emekliyim.

 "ONUNLA MÜCADELE EDENLERDEN DAHA AKILLI BİR ÖRGÜT"

FETÖ ile mücadelede eksiklikler: Bir defa çok ciddi bir örgütle karşı karşıyayız. Onunla mücadele edenlerden daha akıllı bir örgüt. Sebeplerden biri budur. İkincisi, mücadeleyi yapanlar, yapmak durumunda kalanlar, örgütün önemi konusunda bazı çevreleri belki ikna edememiş olabilirler. Yani şimdi, mücadelenin çapını genişletme şansını bulamamış olabilirsiniz, ancak bu kadar söylenebilir. Sizden daha akıllı, sizden daha örgütlü, sizden daha disiplinli, çok disiplinli. Hulul edememe sebeplerinden bir tanesi budur. Çok donanımlı ve bu h?le gelmesinin sebebi de arkasındaki ortak akıl. Bir gizli servisin yönetiminde olur ancak bu işler, sizin aklınızla olmaz, mümkün değil. O zaman servisler mücadele ediyor. FETÖ’yle mücadele değildir bu olay. Bu olay FETÖ’yle mücadele değildir, servislerin mücadelesidir.

Günün Önemli Haberleri