Gülenin en zor günleri!
Abone olYedi yıldır ABD'de yaşayan Fethullah Gülen'in günlüğü kitap oldu. İşte günlükten önemli notlar....
Yedi yıldır ABD'de yaşayan Fethullah Gülen'in günlüğü kitap
oldu. Gülen gün gün, saat saat duygularını kaleme aldı. İşte
günlükten notlar....
"Dine dayalı devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt "Dine dayalı
devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurma" suçundan yargılandığı
davada beraat eden Fethullah Gülen, Türkiye'ye dönmesi beklenirken,
günlüğü 7 yıldır yaşadığı ABD'de kitap olarak yayımlandı.
Dini kurallara dayalı devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurup,
bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunmak suçundan yargılandığı
davada beraat eden ve 7 yıldır yaşadığı ABD'den dönmesi beklenen
Fethullah Gülen, Türkiye'ye önce kitabını gönderdi. 28 Şubat
sürecinin ardından Mart 1999'da ABD'ye giden ve bir daha Türkiye'ye
dönmeyen Fethullah Gülen'in, ABD'de geçirdiği 7 yılı kapsayan
"Pensilvanya Günlüğü", önümüzdeki günlerde piyasaya çıkacak. Yazar
Ahmet Özer'in kitaplaştırdığı günlükte, Gülen hareketi lideri
Fethullah Hoca'nın İslamiyet'ten misyonerliğe, dış politikadan
günlük hayata, teknolojiden çocuk yetiştirmeye dek çok geniş bir
yelpazede görüşleri yer alıyor. 1970'li yıllarda İzmir Bornova
Camii'ndeki vaazlarıyla dikkat çeken, siyasi liderlerle yaptığı
görüşmeler, dünyanın dört bir yanında açtığı okullarla olay yaratan
Fethullah Hoca, Türkiye Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın da
onursal başkanı. "Pensilvanya Günlüğü"nden satırbaşları:
MÜSLÜMANLAR NE YAPIYOR?
* 22 Haziran 2003, saat 16:55 "Gizlilik başkalarının endişelerini
artıran bir davranıştır. Müslüman'ın ihtiyacı yoktur. Bütün dünyaya
dinimizi duyurmak mümkün. Kolay yollarla duygu ve düşüncenizin
genişlemesi mümkün. Kaba kuvvet rüyalarınıza bile girmemeli."
* 20 Nisan 2002, saat 09:45 "Beslenme farklı farklıdır. Siz ekmek
yer beslenirsiniz, birileri 'Hu' der, beslenir. Bazı haller
misyonun gereğidir. Kral Faysal'ın İtalya devlet başkanına verdiği
ders çok manidardır. Kral Faysal ellerini arkaya bağlar ve şöyle
der: 'Mescid-i Aksa'da namaz kılıncaya kadar size dilinizle
konuşmayacağım'. Vakur bir tavır."
* 19 Nisan 2002, saat 15:00 "Sorumluluğun buluşturduğu insanlar
var. Bu gönüllüler hareketini, organizasyon, cemiyetçilik ve
devlete alternatif olmak gibi hayali yakıştırmalarla karalamanın
kimseye faydası yoktur. Dost meclislerine ideolojik bakma
affedilemez bir insanlık ayıbıdır."
* 17 Nisan 2005, saat 14:10 "Müslümanlar'ın, misyonerlerin
gösterdikleri gayretlerin onda birini gösterdikleri söylenemez.
Dünya İslam'a muhtaç. Bunun için ne kadar gayret göstersek azdır.
Biz sönmeyen mumu yakalım. Her yerde 'Sizi bekliyorduk' gibi bir
eda var."
* 24 Nisan 2005, saat 16:40 "Ortadoğu'da bizi tehdit eden
problemleri ve Kuzey Irak meselesini, Güneydoğu'yu kalkındırarak ve
imrenilecek bir keyfiyete ulaştırarak önleyebilirsiniz. Söz vardır
arkada iz bırakır, söz vardır arkada toz bırakır. Toplumsal huzur
için başkalarını kabullenmek çok önemlidir. Ülkemde bir
tahammülsüzler güruhu var.
* 5 Mayıs 2005, saat 04:02 "Bu hareket büyük hizmetlere vesile
oldu. Ancak kendi içinde konuşmayı ve gıybeti önleyemedi. Ülkemin
bir avuç toprağını bir kıtaya değişmem. Ölmüş gitmiş insanlar
hakkında neden, ne konuşacağım? Günahlarıma kefaret olduktan sonra
aransam ne çıkar?"
İLAHİYATÇILAR NE YAPIYOR?
* 9 Mayıs 2005, saat 19:05 "Dünyada dinimizi anlatacak bu kadar
ihtiyaç içinde yer varken, neden İlahiyat hocaları hareketsiz
duruyorlar. Yazık olmuyor mu? Bu hal müslümanlığa yakışıyor mu?
Şimdiden dünyanın her yerinde vazife görebilecek insanları
yetiştirme projemiz neden yok?"
* 10 Mayıs 2005, saat 16:40 "Beklentiye girmeye başlayınca herşey
tepetaklak oldu. Az beklenti içinde olan bir insan kutbiyet
makamında da olsa bir çukura düşmekten kurtulamaz. Nazarımdaki
yerinizi koruyun. Benim gözümdeki yerinizde durun. Başka yerde yer
aramayın."
Hafakanlarım yer yer kabarıyor
CİNNET Mİ NİMET Mİ?
* 21 Nisan 2002, saat 10:00 "Her gün üzerime bir tortu çöküyor, yer
yer hafakanlarım kabarıyor. Halisane duruşların hakkını verenler,
Allah'ın sayısız lütuflarına mazhar olurlar. Bu ilahi mevhibelerle
zaman üstü yaşarsınız.
* 8 Mayıs 2005, saat 19:05 "Dinlenemiyorum. Öyle olunca da hastalık
hükmediyor bana. Akşam başını yere koyup sabah kaldıran adam, gece
ızdırabının ne olduğunu bilemez. Kiminin kısmetine cinnet,
kimininkine de nimet düşmüş. Kimbilir esasında cinnet mi nimet,
yoksa nimet mi cinnet?"
SIZLIYOR HER YERİM
* 30 Nisan 2005, saat 04:45 "İçimde savaş oluyor, sızlıyor her
tarafım. Verilen ağır ilaçlarla zararlı mikroplar ölüyorlar. Aynı
zamanda faydalı hücreler tahrip oluyor."
ÖZLÜYORUM
* 28 Nisan 2005, saat 04:45 "Gammazlama gammazlamadır, hüsn-i niyet
bunun neresinde? O ilk günleri özlüyorum. Ama onları yeniden geriye
getirmek mümkün değil. Aç olduğumuz o günler latif bir meltem
esintisi gibi ruhumu derinden derine sarsıyor, özlüyorum."
DAVAYA VEFA
* 21 Nisan 2002, saat 21:00 "Sevdiğime daha iyi koşanı seviyor
olmam, garip karşılanmamalı. Yaptığımız işin keyfiyeti önemli.
Vakfettiğimiz şeyleri duyurma aşkı, davaya vefanın ön şartıdır.
Hiçlikten varlığa yürümek, egonun belini kıran zorlu bir
balyoz."
HANIMA VE ALLAH'A
* 10 Mayıs 2005, saat 10:00 "Bir taraftan hareketlerinizden dolayı
hanımınıza hesap vereceksiniz. Bir taraftan da kendiniz dahil
herşeyinizden Allah'a hesap vereceksiniz. Bu kadar hesap arasında
dengeyi nasıl kuracak ve koruyacaksınız?"
TEKNOLOJİ KATİL
* 5 Mayıs 2005, saat 13:40 "Teknoloji kanlı bir katil gibi.
İnsanları imhaya ayrılan bu korkunç bütçe keşke ilaç sanayine ve
açlara ayrılsaydı, bu kadar çaresiz dertlere ve fakirlere çare
olacaktı."
Haber:Özlem Yılmaz
Kaynak: www.sabah.com.tr