Gülen'e Lawrence benzetmesi yapan Erdoğan'a yanıt
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Fethullah Gülen'e yaptığı 'Arabistanlı Lawrence' benzetmesine Zaman yazarı Mehmet Kamış'tan yanıt geldi.
Zaman gazatesi yazarı Mehmet Kamış,
"Sizin Lawrence'nız hangisi?" başlıklı bugünkü yazısında
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sert dille yanıt
verdi.
Başbakanlığı döneminde cemaat üyelerine Haşhaşi diyen Erdoğan,
hafta başında yaptığı bir konuşmada ise Fethullah Gülen'e
Arabistanlı Lawrence benzetmesi yapmıştı.
Erdoğan'ın son açıklamalarına bugünkü köşesinden yanıt veren Zaman
gazetesi yazarı Mehmet Kamış, Türkiye'nin 2010 referandumuyla
kazandığı her şeyi birer birer kaybettiğini söyledi.
İsim vermeden Erdoğan'ı eleştiren Kamış, "Yönetenlere göre
ülke iki tip insanla doludur" dedi ve şöyle devam
etti:
Birincisi her söyleneni kabul eden, her politikayı kayıtsız bir
şekilde destekleyen sadık insanlar, ikincisi mutlak itaat etmeyen
hainler, vatanı satanlar yani Lawrance’ler...
Bu Lawrance her kılıkta olabilir.
Bazen itaatsiz bir yazar, bazen ‘yanlış yapıyorsunuz, bu
akrep sırtınızda sizi ısırır’ diyen bir entelektüel...
Bazen ağacın kesilmesinden, ormanların imara açılmasından rahatsız
olan bir kısım kendini bilmez(!), bazen de şeffaflık isteyen, kamu
harcamalarının nasıl ve nerede kullanıldığını soran, Selçuklulardan
bu yana var olan Sayıştay’ın görevini yerine getirmesini isteyen
itaatsizler...
Hele o, ‘devlet kimsenin babasının malı değildir, beytülmal
ülkedeki bütün yetimlerin malıdır’ deyip Hz. Ömer’i, Hz.
Ebubekir’i örnek gösterenler yok mu?
İşte esas hain kesim de tam bunlardır.
LAWRENCELAR ÜLKEYİ BATAKLIĞA
ÇEVİRENLERİN İÇİNDE
Oysa, bu ülkede Lawrence’ler varsa bunları üç yılda bu güzelim
ülkeyi bataklığa batıranların içinde aramak gerekmez mi?
Eğer bir kısım ajanlardan bahsedeceksek onları, İran’ı hem
Ortadoğu’nun hem de Türkiye’nin en kılcallarına kadar sokanların
arasında aramak lazım. Bu ajanları, Batı standartlarında demokratik
ve şeffaf bir ülke olma yolunda ilerleyen, dünyanın yıldızı
konumuna yükselmeye aday gösterilen Türkiye’yi bir anda totaliter
bir Ortadoğu ülkesi haline dönüştürenlerin içinde aramak en doğru
yol olur kanaatindeyim.
...
Ülkeyi bu hale getirenler işi burada bırakmayacaklarmış. Güvenlikçi
yeni Türkiyeciler ‘Hizmet’i terör örgütü ilan ettirip
kırmızı kitaba aldıracakmış! Sanki o kitaptan hiç çıkmış gibi...
Hizmet, İnönü döneminde de kırmızı kitaptaydı, 27 Mayıs ihtilalinde
de... 12 Eylül’den sonra da kırmızı kitapta olmaya devam etti, 28
Şubat’tan, 17 Haziran’dan sonra da hep kırmızı kitaptaydı. Bugün de
kırmızı kitapta olmadığını kim söyleyebilir?
KUSURA BAKMAYIN BU
KOMİK!
Terör örgütü ilan etmeye gelince; kusura bakmayın bu komik bile
olmayan iddianıza, bırakın aklı başında adamları aktrollerinizi
bile inandıramazsınız. En kanlı terör örgütleriyle can ciğer kuzu
sarması olduğunuz bir zamanda, karıncaya bile dokunmayan ve
hayatlarını hem ülkesine hem insanlığa adamış insanlara böyle bir
yafta vurmaya çalışmak, sadece sizin gerçek niyetinizin ne olduğunu
ortaya çıkartır.
Türkiye’de bu milletin on yıllar boyu kazıya kazıya elde ettiği kazanımların tamamını, tekrar devlete devşirmek isteyenler için ‘paralel’ yalanı yeterli bir argüman değil. Aslında bunu yapmak isteyenlerin kendi çevreleri dahil, hiç kimse bu saçmalığa inanmıyor. Dolayısıyla kitleleri tahrik edici tavır ve açıklamaların devam edeceğini düşünüyorum. Daha güvenlikçi, daha devletçi bir ülke için daha çok toplumsal olayın meydana gelmesi gerekir. Bundan sonraki tahriklere azami dikkat etmek lazım.