Gülen'den mesajlarla dolu Ramazan sohbeti
Abone olFethullah Gülen, uzun bir aradan sonra Bamteli sohbetlerine yeniden başladı. Vaazında üstü kapalı iktidara mesajlar verdi.
Uzun bir aradan sonra verdiği ilk sohbetini yapan Gülen,
"Müslüman görünen insan hırsızlık yapıyor. Haramilik
yapıyor." dedi.
Gülen, sohbetinde "Başkalarını karalamak suretiyle mevcudiyetini devam ettirmeye çalışıyor." ifadelerini kullandı.
Ramazan ayına girilmesi vesilesiyle Fethullah Gülen'in Ramazan-ı Şerif ile ilgili ‘Herkul.org’ sitesinde bir sohbeti yayınlandı. Gülen ‘Kurbet Vesilesi Ramazan ve Gerçek Oruç’ başlıklı sohbetinde şunları dile getirdi:
“Dünyeviliklere yakın olan, uhreviliklerden uzaklaşmış olur.
Kendi nefsi hesabına bazı şeylere yakın olan Allah’tan uzaklaşmış
olur. İnsan kendisine uzaklığı ölçüsünde Allah’a yakın olur. Sağdan
bir tane kaya gelse, soldan bir tane kaya, inse başına bir tane
balyoz, vurulsa ayaklarına birer zincir, yine Sen yine Sen yine Sen
demelisin. Demelisin ki ancak o sayede Hakk’a erebilesin. Kendine
takılı yaşadığın sürece O’nunla irtibatını koparmış olursun. Yüzüne
bir mü’mini metheden, kardeşinin boynunu kırdın buyuruyor.
Herkes öyle takdire, tebcile alkışa dayanamayabilir. Kendini
bir çeşit faikıyet içinde mülahaza edebilir. Oysaki iman ve Kur’an
hizmetine kendini adamış insanlara düşen vazife tevazu, yüzü
yerde olma, tevazu kanatlarını yerlere kadar indirme, mahviyet
deyip kendini görmezlikten gelme, hacalet deme, benim gibi Allah’a
kul olmaz çok kaybediyorum deme.”
ORUÇ SADECE ŞEKİL OLARAK KALDI
“Ramazan belki bu mevzuda kabiliyetlere, istidatlara ve
hazırlıklardaki ciddiyete göre bazı kimselerin bu ufka
yürümesine vesile olabilir. Orucun kendine göre bir sıcaklığı var.
‘Ramd’ kelimesi de çok sıcak demek. Yememe, içmeme çok defa
dinlenememe alışık değilse bu açıdan yakıcı bir şey. İnşallah
burada Ramazan’da yananlar, kavrulanlar öteki tarafta yanma,
kavrulma hakkını kullanmış olurlar. Ramazan, insanlığımıza doğru
yürüme adına çok önemli bir mevsimdir. Bizim gibi üç asırdan beri
her geçen asırda da biraz fazlalaşarak değerlerini yitirmiş,
değerler yetimi millet için kendi değerlerine doğru yürüme adına
bir fırsattır. Üç asırdan beri yavaş yavaş oruç sadece şekil olarak
kaldı. Namaz, yatma kalkma formalitelerinden ibaret kaldı. Ve
böylece bize atalarımızdan yakın atalarımızdan miras kalan şey
‘kültür Müslümanlığı’. Yitirilen bu şeylerin yeniden geriye doğru
dönüp araştırılması, meseleyi sahabeler gibi, gez göz arpacığıyla
nazar-ı itibara alarak hedefinden vurmaya çalışmalı. Kendimize bir
kez daha teveccüh edip, kendimizle yüzleşerek Allah Resulü’nün
kendi muasırlarına temsil ettiği ölçüde ve o kendi çevresinde de
makes bulan, İslamiyet ölçüsünde bu İslamiyet’i yaşıyor muyuz?”
“Ramazan, bu mevzuda ona doğru atılmış bir adımdır. Sahurda bir
yemek yeme, bir de akşam iftar etme, bu sıradan insanların orucu.
Hasların orucu bütün letaifine, maddî manevî uzuvlarına,
unsurlarına oruç tutturma. Eline, ayağına, gözüne, kulağına,
diline, dudağına. Bunu ben söylemiyorum. İnsanlığın İftihar
Tablosu, “Nice oruç tutanlar vardır ki yanlarına kâr kalan sadece
açlık ve susuzluktur.” diyor. Ağzını yalandan, iftiradan, kezipten,
bühtandan, şunu bunu tan etmeden, kendini methetmeden
alıkoyamıyorsa; hamların, sıradan insanların orucunu tutuyor. Buna
taklide bağlı oruç denir. Böylesini de Allah kabul eder mi? ‘Nice
sabahlara kadar elpençe divan durup Allah karşısında kemal-i
ubudiyetle namaz kılan insanlar vardır ki yanlarına sadece
yorgunlukları kâr kalmıştır.’ Çünkü o da şekildir. Atalarından,
dedelerinden, nenelerinden gördükleri şeyi yapmadan ibarettir. Bu
itibarla da ele, ayağa, göze, kulağa ve dile oruç tutturma. Aklına
gelen şeylere karşı bile oruç tutturma. Bir de sufilerin ‘evğasi
havas’ dedikleri tasavvurlarının bile oruç bozmasına karşı titiz
davranan, tahayyüllerine karşı orucu koruyan ve hayalinin bir
köşesinde birini tânetme geçti ‘Aman benim orucumun ruhu bozuldu,
ben orada espriyi koruyamadım’ diyen haslar üstü hasların orucuna
çıta yükseltilerek bu ufuk yakalanmaya çalışılmalı.”
MÜSLÜMAN GÖRÜNEN İNSAN HIRSIZLIK YAPIYOR
Neden dünya Müslümanlığa karşı yabancı? Neden İslam
düşmanlığı, islamifobiya var dünyada? Çünkü onu hakkıyla temsil
edecek insan yok. Müslüman görünen insan hırsızlık yapıyor.
Haramilik yapıyor. İhtilasta bulunuyor, irtikafta bulunuyor,
İrtişadda bulunuyor, iftirada bulunuyor. Başkalarını karalamak
suretiyle mevcudiyetini devam ettirmeye çalışıyor. Siz başkalarının
yerinde olsanız Müslümanlığı böyle yaşayan insanlara imrenir de
duygu düşünce değişikliğine gider misiniz?
ALİ BABALAR VE KIRK HARAMİLER
Kötü örnek olduk. Müslümanlık diye baktıkları insanlar içinde ‘Ali
Babalar ve kırk haramiler’ gördüler. Yememe-içmeme mevzunda
ağzımızı bağladığımız gibi günahlara girmeme, olumsuz sözler
söylememe, gıybet etmeme, iftirada bulunmama, yalana tenezzül
etmeme, ihtiraslara girmeme ve bunları müdafaa etmeme gibi gerçek
kıvamında bir mümin tavrıyla yaşamaya vesile olacaksa, ‘Of be bir
Ramazan’ı idrak etmişiz’ diyebiliriz. Yoksa Ramazan girdiği gibi
çıkar. Biz de Ramazan’a girdiğimiz gibi çıkarsak Ramazan boşuna
yorgunluk yapmış olur. Cenab-ı Hakk’ın rahmetinin enginliği
karşısında ümidimiz tamdır. O ölüden diriyi, diriden ölüyü
çıkartır, öldükten sonra herkesi ihya buyurur. Allah hepimizi ruh
dünyamız, kalp dünyamız itibarıyla yeniden ihya buyursun.
Bize kötülük yapanlar, akla hayale gelmedik şeylerde
bulunanlar, Cenab-ı Hakk onları bile sadakat sıfatıyla serfiraz
kılsın. Yanlıştan dönmeye muvaffak eylesin. İftiradan, tezvirden,
kezipten, hıyanetten, karalamadan, suçunu örtme adına yalan yanlış
şeyler söylemeden halas buyurarak cennetin Firdevs’iyle
sevindireceği hidayet yoluna hidayet eylesin AMİN!