Gülen'den Erdoğan'a cevap
Abone olBaşörtüsüne furuat dediği için Başbakan Erdoğan'ın üstü kapalı eleştirdiği Gülen, cevap verdi.
2006 yılındaki bir konuşmasında "başörtüsü furuattır" sözüyle
dikkatleri üzerine çeken Gülen, görüşlerini yineledi. Gülen,
eleştirilere "Sırf sadece birini yerden yere vurmak için
bir hafifliğe kendisini salmış olabilir. Fakat Kur'an'a gönül
vermiş insanlar, hafif olmamalılar" diye cevap verdi.
Fethullah Herkul.org sitesinde "Bamteli" bölümünde yer alan sohbette gündeme dair açıklamalarda bulundu. İşte o konuşmanın ilgili bölümü:
NAMAZI İNKAR ETMİYORSA NAMAZ KILMADIĞI ZAMAN KAFİR OLMAZ
Çıkar birisi furu dediğinizden dolayı sizin tenkit edebilir. Hemen onu tenkite yönelmemelisiniz. Şuna vermelisiniz. Usulü din uleması, usulü furuyu birbirinden ayırmıştır. Bazı meseleler dinin temel disiplinleridir. Onları demediği yapmadığı zaman insan dinin dışına çıkar. Bazı şeyler de vardır ki furudur onlar. Oonlar usule göre temel disiplinlere göre usulü din ulemasının sahabe-i kiramın tarzı telakkilerine dayandırarak ortaya koyduğu disiplinlerdir bunlar. Onu yapmadığı zaman kafir olmaz. Yani bir insan namazı inkar etmiyorsa, namaz kılmadığı zaman kafir olmaz. Orucu inkar etmiyorsa tutmadığı zaman kafir olmaz. Ve bunun gibi diğer furuatı şeriyyeye dair şeylerde hüküm böyledir. Ama hafizan Allah, Allah'ı kabul etmeme, peygamberi kabul etmeme, bunlar usulü dindir. Bunları kabul etmeme küfre götürür.
Usul ve furu nedir? Kökleriyle birlikte ağaçların gövdelerine ''usul'' yani asıllar; kök ve gövdenin üzerindeki bölümlerine ''dal'' ismi verildiği gibi, ağaçların kök ve gövdelerine benzetilen inanılması gereken hükümlere ''usul'' ; ağaçların dallarına benzetilen inanılan hükümlerin tatbik edilmesine 'füru' '' yani ''dallar'' ismi, verilmektedir. Mesela emredilen ; söz söylemekte doğruluğun, muamelede dürüstlüğün , namaz , oruç, gibi ibadetlerin farz olduğuna inanılmasına ''usul'' yani ''asıllar'' yani kökler; bilfiil doğru söz söylemeye , muamelede dürüst olmaya, namaz kılmaya,oruç tutmaya ise ''füru' '' yani dallar ismi verilir. |
Bir, usulü din ulemasının bu mevzudaki usul furu, tefrikini
bilemeyebilir o. İki, sırf sadece birini yerden yere vurmak için
bir hafifliğe kendisini salmış olabilir. Fakat Kur'an'a gönül
vermiş insanlar, hafif olmamalılar önce. Küre-i arzda tartıldıkları
zaman küre-i arzın kefesinde bulunduğu o kefe yukarı kalkmalı, o
insan ağır basmalıdır. Allah nezdindeki kıymeti harbiyesiyle.
Katiyyen o türlü şeye densizlik dememeye dikkat ediyorum. O tavra o
üsluba.
KÖTÜLÜĞE KÖTÜLÜKLE MUKABELEDE BULUNMAYIN
Hizmet hareketi üyelerinin kara propaganda ve ağır suçlamalara karşı nasıl davranması gerektiğini anlatan Gülen, kötülüklere aynıyla karşılık verilmemesini istedi. Gülen konuşmasına şöyle devam etti:
"Yediler içtiler malikanelerde yattılar, hiçbiri doğru değil bunların. Bunlara karşı mukabelede bulunduğunuz zaman bir şöyle diyebilirsiniz. Yalan söylüyorsunuz, var mısınız bu meseleyi ispata. Yok ise dünyada bağışlayın en alçak insanısınız, eğer dediğiniz şey doğruysa Allah bizi yerin dibine batırsın. Yok doğru değilse Allah evinize ocağınıza ateşler salsın. Bir böyle demem var. Fakat böyle demeyin zinhar. Kur'an'a gönül vermişseniz şöyle de denebilir. Bu mümin kardeşlerimiz ihtimal bazı meseleleri doğru tespit edememişler, doğru göremiyolar. Usul furu farklılığını bilemiyorlar. Veya sürekli bir karanlık iklimde bulunduklarından dolayı herhalde imanlarına rağmen, böyle bir kayma yaşıyorlar. "
BİZE DÜŞEN ŞEY TEMKİNLİ OLMAK
"Müslümanları karalama kampanyasının müslümanca bir tavır olmadığını belirten Gülen, şunları söyledi:
"Onlar dinden çıktı diyemezsiniz derseniz dinden çıkarsınız. Fakat her mümin her sıfatı mümin değildir. Her kafirin her sıfatı kair değildir diyor bir büyük müceddid. Bazı müminlerde kafir sıfatı olabilir. Gıybet kafir sıfatıdır. Biri aleyhinde atıp tutmak kafir sıfatıdır. Olumlu cereyanı engellemeye çalışmak kafir sıfatıdır. Fakat bunu yapan insan kafir olmaz. Bize düşen şey temkinli olmaktır. Onlar sizi ayıpladılar. Müstehcen şeyler yapmışsınız. Aynı şeyleri söylemekle mukabelede bulunmamak lazım. "