Gülen o hatasını neden telafi etmedi?
Abone olYazar Ruşen Çakır, MİT krizi sonrası Gülen'in stratejik hatasını neden telafi etmediğinin nedenlerini yazdı.
Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır, "Bu soruya ilk cevap
“zaten telafi etmek istemedi” olabilir. Veya istese de telafi
etmesinin mümkün olmayacağını düşünmüş de olabilir." diye
yazdı.
Ruşen Çakır, bugünkü köşesinde dershane düzenlemesiyle açığa çıkan hükümet-cemaat geriliminin perde arkasını yazdı.
Taraflar arasındaki ittifakın 7 Şubat 2012'de patlak veren MİT krizi nedeniyle bozulduğunu savunan yazar, o günlerde yazdığı Gülen'in stratejik hatasından döneceğine dair görüşlerini ve nedenlerini yeniden sıraladı:
ANLAŞMALARI İÇİN 5 NEDEN VARDI
1) 27 Nisan 2007 e-muhtırasıyla şekillenen ittifak, özellikle
askeri vesayetin etkisizleştirilmesi anlamında son derece başarılı
olmuştu, sürmesi her iki tarafın da hayrınaydı.
2) Her ne kadar birbirlerine hep mesafeli durmuş iki farklı gelenek
söz konusu olsa da başarılı ittifak döneminde AKP ile cemaat
arasında belli ölçülerde karşılıklı güven mekanizmaları kurulmuş
olmalıydı.
3) Hükümetle iyi ilişkiler içinde olmak cemaatin önünün ülkede ve
yurt dışında daha da açılmasını sağlamıştı. Öyle ki 2007-12
arasındaki dönemi Gülen hareketinin “altın çağı” olarak
tanımlayabiliriz.
4) Hükümetle kavga hâli, cemaatin devlet içindeki kadrolarının
durumlarını olumsuz açıdan etkileyebilirdi.
5) En vahimi, son yıllarda ortaya çıkan, hem cemaati (Gülen’i), hem
AKP’yi (Erdoğan’ı) eşit ölçüde seven kesimleri kaybetme riski söz
konusuydu.
YAKINLAŞMA FAZLA SAHİCİ DEĞİLDİ İHTİMALİ
İki güç odağının MİT krizinden sonra aralarının daha da açıldığını, dershane tartışmasında yaşanan şiddetli atışmaları hatırlatan yazar, "Gülen MİT krizindeki stratejik hatasını neden telafi edemedi?" sorusuna böyle cevap verdi:
"Bu soruya ilk cevap “zaten telafi etmek istemedi” olabilir.
Veya istese de telafi etmesinin mümkün olmayacağını düşünmüş de
olabilir. Gerçekten, Gülen’den de cemaati temsil eden bir başka
kişi ya da kurumdan da MİT krizi hakkında herhangi bir tatminkâr
açıklama gelmedi. Son olarak Başbakan Erdoğan’ın siteminden,
kamuoyuna yansımayacak şekilde, bu işin sorumlularını bulup
cezalandırma yoluna gidilmediğini de anlıyoruz.
İkinci olarak, ittifak yıllarında yaşanan taraflar arasındaki
yakınlaşmanın fazla sahici olmadığını düşünebiliriz. Nitekim son
günlerde iki tarafın birbirine karşı sergilediği öfke ve hiddet
sadece dershane tartışmasıyla ortaya çıkmış olamaz.
Son olarak, hükümet, daha doğrusu Erdoğan, MİT krizinin ardından
cemaat ile kopuşu, adım adım gerçekleşecek bir strateji olarak
benimsemişe benziyor. Hiçbir acilliği ve çok da güçlü temelleri
olmamasına rağmen “dershaneleri dönüştürme” projesinde ısrarı
bundan dolayı olsa gerek."
Ruşen Çakır tüm yazıları