Gülen Kürt düşmanlığı mı yaptı?
Abone olKürt meselesine ilişkin açıklamaları nedeniyle bazı çevreler tarafından sözlerinin çarpıtıldığını söyleyen Fethullah Gülen, açıklama yaptı.
Terör örgütü PKK'ya yakınlığıyla bilinen yayın
organlarında Gülen'e ait olduğu iddia edilen Kürtlerle ilgili
açıklamalar gündeme oturdu.
Özgür gündem gazetesinde geçtiğimiz ay, "Fetullah
Gülen'in Kürt düşmanlığı" yaptığı, "Kürtleri topluca katledin
talimatını verdiği, katliam çağrıları yaptığı" ve
"Kürtlerin öldürülmesi için fetva verdiği" şeklinde haberler yer
aldı.
Harekete geçen Gülen'in avukatları söz konusu haberleri yalanladı ve tekzip metni gazetede yayımlandı. İddialara Gülen, bugün birinci ağızdan cevap verdi. Kendilerine yönelik karalama kampanyaya kampanyası başlatıldığına dikkat çeken Gülen, internet sitesi herkül üzerinden konuya yazılı ve videolu cevap verdi. İşte o konuşmadan öne çıkan satır başları:
BU YOLDA HAKARET GÖRME SÖZ KONUSUDUR
-İnsanları canavarlık duygusundan koparıp hakka yönlendirmek
lazım; ne var ki, bu çok kolay olmayacağa benziyor. Çünkü siz hak
adına bir şey söylerken bile alıp çarpıtıyor, sağa sola çekerek çok
farklı yorumlara tabi tutuyorlar. Fakat, bunlar karşısında yılmamak
lazım. Madem önemli bir vazife; niyetimiz sevap, azmimiz sevap, o
mevzuda kafa yorup stratejiler oluşturmamız sevap, o stratejileri
realize etme adına şakak zonklatmamız sevap… bunların hiçbirinden
dûr olmamak lazım.
-İnsanlığı yeniden hakiki insanlığa yönlendirme, hak duygusuyla ve adalet düşüncesiyle iritbatlarını sağlama çok çetin bir iştir. Bu yolda hakaret görme (…) söz konusudur. O Haziran fırtınasını bir düşünün: Bir kısım ses bantları başından sonundan kesilerek çok farklı kalıplara sokulmuştu. Bazıları değişik montajlarla elde ettikleri hilaf-ı vâki ve uydurma sözleri neşrederken sıkılmamışlardı. Maksatlı yorumlarla ve su-i te’villerle milleti aldatmaya çalışmışlardı. O hadise tamamen bir komplo ve bir yargısız infazdı. Yapmak istedikleri de teessüs etmiş diyalog köprülerini yıkmaktı. Şimdi de işleri tahrif, takıyye ve yalan olan bazı kimseler, aynı şeyleri yapıyorlar; konuşmaların başından sonundan keserek sizin söylediklerinizin ötesinde çok farklı bir kısım sözler ortaya çıkarıp yayıyor ve mide bulandırmaya çalışıyorlar. Fakat, siz doğru bildiğiniz yolda hiç yılmadan yürümeli ve konjonktürü değerlendirerek hakkın ikamesine hizmet etmelisiniz. Zira, bir an evvel bütün yeryüzünde insanlığın saygı duyacağı şekilde hak ve adalet ikame edilmezse, şu öldürücü silahlarla insanlığın geleceği çok kötü görünüyor.
NEFRET NEFERETİ DOĞURUR
-Kinler kin, nefretler de nefret doğurur. Sertliğe sertlikle, şiddete şiddetle, hiddete hiddetle mukabele ederseniz, öyle fasit daireler oluşur ki, sonra sizi de boğar, altından kalkamazsınız.
-Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor: “İşte onlar, gösterdikleri sabır ve sebattan dolayı çifte mükâfat alırlar. Onlar kötülüğe iyilikle mukabele eder ve kendilerine nasib ettiğimiz mallardan, Allah yolunda harcarlar.” (Kasas, 28/54) Bu ayet-i kerime, bir insan hiddet ve şiddet görse de, onun hilm ü silm ve âlicenaplıkla mukabele etmesi gerektiğini; bir kötülük yaptığı zaman da arkasından hemen bir iyilik yapmasının lüzumunu anlatmaktadır.
-Bir başka ayet-i kerimede, “Gündüzün iki tarafında, gecenin gündüze yakın saatlerinde namaz kıl. Zira böyle güzel işler, insandan uzak olmayan günahları silip giderir. Bu, düşünen ve ibret alanlara bir nasihattır.”
-Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, Hazreti Muaz’a nasihat ederken buyuruyor ki: “Bir kötülük yapmışsan hemen arkasından onu silip süpürecek bir iyilik yap ve insanlara her zaman güzel ahlak ile muamelede bulun.” Meseleye bu zaviyeden bakılınca; ister ferdî isterse de ictimâî her kötülüğün arkasından, olumsuzlukları insanların zihinlerinden silebilecek, onları unutturabilecek iyilikler yapmak lazımdır. Güzel niyetlerle yapılan bu iyilikler, o menfîliklerin ötelere aksetmesine de mani olur; Cenâb-ı Allah, âhirette onları açığa vurmak suretiyle insana bir mahcubiyet yaşatmaz.
"ŞERRİNDEN KORKTUĞUN KİMSEYE BİLE İYİLİKTE BULUN"
-Mü’minlere, kötülükler karşısında bile iyilikten ayrılmama ve hasımları dahi candan dost yapabilecek tavırlar içinde bulunma hedefi gösterilmiş ve denmiştir ki, “İyilikle kötülük bir olmaz. O halde sen kötülüğü en güzel tarzda uzaklaştırmaya bak. Bir de bakarsın ki seninle kendisi arasında düşmanlık olan kişi candan, sıcak bir dost oluvermiş!” (Fussilet, 41/34)
-Halk arasında yaygın olan bir söz vardır: “Kendisine iyilikte bulunduğun kişinin şerrinden sakın!” Ben bu sözü değiştiriyor ve “Şerrinden korktuğun kimseye bile iyilikte bulun.”diyorum. Çünkü iyilik, insanda mürüvvet hissini, iyilik yapma duygularını ve güzel bir şekilde karşılık verme iştiyakını canlandırır. Nitekim, bu hakikati ifade eden bir sözde, “İnsan, ihsanın kölesidir.” denmiştir.
"KÖTÜLÜKLERİ HASENE İLE SAVMALI"
-Yapılan bir iyiliğe daha fazlasıyla mukabelede bulunma bizim selam alış verişimize bile girmiş bir husustur. Cenâb-ı Hak, “Şayet size selam verilirse, siz de ondan daha güzel bir tarzda selamı alın, en azından selamın misli ile karşılık verin!” (Nisa, 4/86) buyurmaktadır. Faziletli insan, hem kötülükleri hasene ile savmalı, hem her zaman maruf dairesinde davranmalı, hem iyiliklere hep ziyadesiyle karşılık vermeli, hem de yaptığı iyiliklere karşı teşekkür bile beklememeli, dahası teşekkürleri kendi iyiliklerinden aziz bilmelidir.