Gülen Hz. Muhammed'in varisi
Abone olHükümet-cemaat kavgasında eleştirilerin odağındaki Gülen'e yönelik sert eleştirilere Ali Bulaç, kendini siper etti.
İktidarın Türkiye'yi karıştırmakla suçladığı isme övgüler yağdıran yazara göre, Gülen Türkiye’nin yetiştirdiği birkaç önemli âlimden biri.
Fethullah Gülen'in peygamber varisi olduğunu söyleyen Zaman si yazarı , rüşvet ve yolsuzluğun üzerini örtmek için Gülen'in şeytanlaştırıldığını iddia etti.
Her makbul İslam alimi gibi Gülen'in de ticaretle, ekonomiyle, bölgesel ve küresel siyasetle, eğitimle ilgilenmesinin normal olduğunu yazan Bulaç, bugünkü köşesinde "Ey vicdan ve akıl sahipleri (ulu’l-elbab)! Gelin, bir kere daha düşünelim. Asr Sûresi’ni okuyup kendimize gelelim." diyor.
AKADEMİK KARİYERİ YOK AMA...
"Yerel ve ulusal sınırları aşmış, küresel bir vizyona ulaşmıştır" dediği Gülen'i bakın nasıl anlatıyor:
|
Ağlayan ve ağlatan hoca 17 Aralık sürecinde cemaatten yana tavır alan Ali Bulaç'ı eleştirenler, yazarın Gülen hakkındaki eski yazılarını gündeme getirmişti. TIKLAYIN... |
"Tefsir, fıkıh usulü, kelam, tasavvuf ve özellikle hadis ve siyer alanında muazzam bir birikime sahiptir. Türkçeyi en beliğ kullanabilen üç-beş kişiden biridir. Bilgi elde etme ve düşünme usulü hermönetik, tarihselci veya kafadan değil, İslam’ın meşru ve makbul usulüdür. Üniversite mezunu değildir, akademik kariyeri yoktur, ama zaten onu “İslam âlimi” yapan geleneksel usulde yetişmiş olmasıdır. Referansı Kur’an ve Sünnet’tir ve İslam’ın ana gövdesine (sevad-ı azam) ve ana caddesine (gelenek) bağlıdır. Dahası modern dünyayı, Batılı bilimleri ve felsefesini de yakından takip etmekte, yerine göre kolayca referanslar verebilmektedir.
TİCARETLE İLGİLENİR
Her makbul İslam âlimi gibi sosyal hayatla, ticaretle, ekonomiyle, bölgesel ve küresel siyasetle, eğitimle ilgilenmektedir. (Bkz. A. Bulaç, Din, Kent ve Cemaat -Fethullah Gülen Örneği, Ufuk y. İstanbul.) Eğer Efendimiz (sas)’in buyurduğu gibi “Âlimler peygamberlerin vârisleri” ise -ki öyledir- bu durumda Hz. Peygamber ne ile ilgilenmişse âlimler ve hocalar da onunla ilgilenir, ilgilenmelidirler. Ebu Hanife büyük bir müçtehitti, aynı zamanda ticaret yapardı. Zorba yöneticilere karşı direnerek hayatını kaybetti. Eğer muhafazakâr-dindarlar “Hoca’nın siyasetle, ticaretle ne işi var?” diyorlarsa feci halde zihinleri laikleşmiş, farkında değillerdir."
BEDDUA DEĞİL MÜLAANE
Başbakan Erdoğan'ın Gülen'e yönelik ifadelerine ses çıkarmayan ilahiyatçılara tepki gösteren Bulaç, bedddua tartışmalarına böyle katıldı.
(...)Hadi diyelim ki siyasiler kızgın, peki ilahiyatçılara ne oluyor? Onlar ateşin üzerine su dökmeli değil mi? Bu toplum cinnet geçirirse kim aklını başına, vicdanını kalbine iade edecek? Biz de birbirimizi boğazlayacak mıyız?
Cahil değillerse bütün ilahiyatçılar bilir ki, Hocaefendi “beddua” etmedi, Kur’an’da karşılığı olan “mübahale ve mülaane”de bulundu, bu da hükümete karşı bir komplo içinde olmadığını anlatmak içindi. Aylarca İslamî bir teamül çarpıtıldı, hocalardan biri çıkıp İslam adına bu çarpıtmayı düzeltmedi."