Gülen Erdoğan'ı can damarından vurdu
Abone olFethullah Gülen'in bugün Zaman'da yayınlanan 'Lider' başlıklı yazısı Erdoğan'ı can damarından vuracak. Gülen bakın lideri nasıl tanımlamış.
İNTERNET HABER - Zaman
Gazetesi bugün Fethullah Gülen'in imzasını taşıyan LİDER başlıklı
tam sayfa bir yazısını yayınladı.
Yazı Gülen tarafından Yeni Ümit Dergisi için 1991 yılında kaleme
alınmış. Dershane savaşının kızıştığı gün ise Zaman tarafından
yeniden yayınlandı.
Gülen'in yazısı baştan sona Erdoğan'a göndermeler taşıyor.
Cemaatteki, Erdoğan hayal kırıklığını da gözler önüne seren yazı
liderde bulunması gereken özellikleri sıralıyor ve finalinde de
'öyle bir liderin' gelmediği vurgusu yapılıyor.
İşte o yazıdan önemli bölümler;
Bin seneyi aşkın geniş bir zaman dilimi içinde hep şanlı devirler
yaşamış ve hep güzelliklere açık bulunmuş şu mübârek dünyâ, bir-iki
asır var ki, buhrandan buhrana sürüklenmekte ve çepeçevre rûhunu
saran bunalımlarla inim inim inlemektedir.. özünden uzaklaşma
bunalımı.. tabiat değiştirme bunalımı.. Milli, dînî ve târîhî
değerleri inkâr ve tezyîf etme bunalımı.. ve eskilerin ‘kaht-ı
ricâl’ dedikleri seviyeli insan, idâreci kadro ve lider
kıtlığı bunalımı...
CEMAATİN ÖNÜNDEKİ 3
SEÇENEK Cemaat bu savaşta nasıl bir taktik izler? Bundan sonraki adımları ne olur? Savaşı kim kazanır AKP mi Cemaat mi? |
DÜNYA'DA BÖYLE BİR LİDER
YOK
Yakın geçmişi ve hâlihazırdaki durumu i’tibârıyla, şu karmakarışık
dünyânın gerçek manada bir lider tanıyıp-tanımadığını
bilemiyeceğim; bilebildiğim bir şey varsa o da, bizim dünyâmızda
böyle bir liderin olmadığıdır.
Evet, bir zamanlar, Merakeş’ten Orta Asya steplerine, oradan da Avrupa içlerine kadar çok geniş bir sahada mevcûdiyet ve ağırlığını hissettiren o tunç irâdelerin, o polat sînelerin ve o çelikten sadâların yerinde şimdi sinekler uçuşuyor.. evet, ateşböceklerinin yıldızlaştığı, sineklerin kartallaştığı bu tâli’sizler diyârında aslan inleri, tilki çalımlarıyla inliyor, bülbül yuvaları saksağanların elinde perişan ve her tarafta yarasalar şehrâyinler tertip ediyor...
HEDEF ERDOĞAN CEMAATE
YEDİRMEYİZ Hükümete yakın kalemin iddiası! Cemaat Erdoğan'sız AK Parti planı için düğmeye bastı |
İBLİSLER SATRANÇ OYNUYOR
Süleyman çoktan göçüp gitmiş ve o muhteşem saltanatın yerinde
iblisler satranç oynuyor.. yüreğe, irâdeye, rûha hasret gittiğimiz
şu günlerde, şimdiye kadar yolları elli defa gidip pusuya takılmış
yığınlar, bir yenisine takılabilecekleri vehmiyle köşeye sıkışmış
ve ümitsizliklerini, hârika günler ve hârika şahıslarla
giderebileceklerini düşlüyorlar. Bu simsiyah yalnızlıkta herkes
karanlıklara esir ve herkes birbirine teslimiyet salıklamakta..
teb’a yol-iz bilmez, câhil ve onurlu yaşamanın acemisi.. hâkim
güçler insafsız ve temettû’ avında.. ışığa uyananlar oldukça az
-Allah irâdelerine fer versin- onların da çoğu beline kadar çamur
içinde ve başları bulutlarda. Kitlelerin fikir semâları tersine
dönmüş gibi; köstebek deliklerinde dolaşırken yıldızlararası
seyâhat rüyâları görüyorlar.
Hâsılı, bu koskoca dünyâ başıboşların elinde ve bir baştan bir başa lidersizlikle kıvrım kıvrım...
Lider, yemesinde-içmesinde, oturup-kalkmasında, davranış ve muâmelelerinde hep dikkatli, hep temkinli ve hep emniyet telkin edicidir. Doğru düşünür, doğru konuşur, doğruluğu sever ve yalandan tiksinti duyar.. sînesi vefâ ile çarpar, gözleri samimiyetle açılır-kapanır ve her zaman güven ve i’timât soluklar... Lider, çevresine karşı güleryüzlü, saygılı, ciddi ve alabildiğine vakûrdur. Onun yanında bulunanlar yakınlığın lâubâliliğini görmez, uzakta kalanlar da uzaklığın mahrûmiyetini hissetmezler. Sorumluluğunu yüklendiği toplumun büyüklerini babası, küçüklerini evlâdı bilir ve bir kuluçka hassasiyetiyle, himâye ve şefkatine sığınan herkese bağrını açar, herkesi kanatlarının altına alır ve korur... Soluklarının duyulduğu dâire içindekilere şefkat ve alâkası o kadar engindir ki, ayaklar altındaki karıncalardan, göklerde uçuşan kuşlara kadar canlı-cansız her şey o incelikten aldığı nasiple şükrân çığlıkları atar ve iki büklüm olur, yerlere yüz sürer. Lider, vazifeşinâs, hasbî ve diğergâmdır. Sorumluluklarını yerine getirme mevzûunda, ne karşısına çıkan engellerin zorlu ve aşılmaz olması ne de imkânların genişliğiyle gelen yaşama zevki, rahat ve rehâvet onu yolundan döndüremez ve ona mükellefiyetlerini unutturamaz. Üzerine aldığı mesuliyetleri peygamberâne bir himmetle yerine getirir.. hep yürekten ve cansiperâne davranır.. sonra da yapıp ortaya koyduğu hizmetler karşılığında herhangi bir ücret ve mükâfât beklemeden çeker-yoluna gider. Lider, üstün idrâki, cesâret ve kararlılığı, sabır ve metânetiyle her zaman çevresinin tek dayanağı ve ümit kaynağıdır. Süratli kararla isâbet, dikkat u temkinle cesâret, sabr u tahammülle atılganlık gibi zıtlıklar, onun sihirli dünyâsında birleşir, bütünleşir ve birbirinin tamamlayıcısı olurlar. Fetânetin aydınlatıcı tayfları altında yarınlar ve yarınlara âit hâdiseler, bugünkü vak’alar sırasına girer berraklaşır.. cesâret ve kararlılığı sayesinde, aşılmaz gibi görülen tepeler aşılır ve bütünüyle yollar düzlüğe erer.. tahammül ve metâneti karşısında olmazları olur hâle gelir, muhâller ve imkânsızlıklar toz-duman olur gider. Lider, bir ahlâk ve fazilet kahramanıdır. O, merhamet ve yumuşak huyluluğuyla bütün canlıların çarpan yüreği, atan nabzı; cesâret ve yiğitliğiyle, millet ve ülkesinin yılmaz ve sarsılmaz muhâfızı; his ve gönül dünyâsıyla zayıfların en emîn sığınağı; tevâzû ve mahviyetiyle kapı kapı kovulmuşların biricik tesellî kaynağı; müsâmaha ve af atmosferiyle sendeleyip düşenlerin ve sürçüp sürçüp günâhlara girenlerin ümit çerağıdır. Lider, adâletli olduğu zaman merhametli, merhametle coştuğu zaman da istikâmetlidir. İnsan ve insanca düşünceleri şefkatle kucaklarken, yılan ve çıyan deliklerini tıkamayı da ihmal etmez.. onun dünyâsında ne zâlimlerin toyu-düğünü ne de mazlûmların âh u efgânı hiç mi hiç işitilmez. O, elindeki keskin kılıcın bir yüzüyle kobraların başlarını alırken, diğer yüzüyle de bülbüllere yuva örme san’atını öğretir. Lider, Ağrı Dağı kadar mehâbeti, Lût Gölü kadar da haşyeti vicdânında duyabilen gariplikler halîtası bir ruh yapısına sahiptir. Ona sırf mehâbet noktasından bakanlar, aşılmaz bir zirve karşısında bulunduklarını hisseder, hayret ve hayranlıkla ürperirler.. onu, ötelerle irtibâtı, ihlâs ve samîmiyetiyle tanıma fırsatını bulanlar ise rûhânîlerden biriyle diz dize olduklarını sanır ve kendilerinden geçerler. Yıllar ve yıllar var ki, düşkünler diyârı şu mübârek ülke, taşıyla-toprağıyla, canlısıyla-cansızıyla, mü’miniyle-kâfiriyle hasretle inledi ve böyle bir liderin yolunu gözledi. Bu uğurda elli defa yalancı mumları güneş zannedip alkışladı.. yüz defa ateşböceklerini yıldız sanıp arkalarına düştü… ve bilmem kaç defa da kırkharâmîleri Kâbe yolcusu sanarak içlerine girdi. Öyle anlaşılıyor ki, daha bir süre bu hicranlı arayış devam edecektir. |