Gülen-Erbakan kıyası
Abone olHer ikisi de 28 Şubat mağduru. Eski bir milletvekiline göre iki ismin yargılanma süreci hayli farklı olmuş.
Hürriyet yazarı Yalçın Bayer kıyasını yaptı. Eski bir
milletvekilinin kendisine anlattıklarından yolan çıkan yazar her
iki ismin yargılama sürecindeki farklılıklara dikkat çekti.
Yazı: Yalçın Bayer
Kaynak: www.hurriyet.com.tr
-ÇIRAĞAN Oteli'nde, Erbakan'ın öncülük ettiği D-8'in 9.
kuruluş yıldönümü törenine katılan birçok yabancı konuğun dışında
RP kökenli siyasi yüzlerle karşılaşıyoruz.
Tanıdıklarımız, "hoş geldiniz' diyorlar. Toplantının afişinin altında, D-8'in altı temel ilkesi yer alıyor: "Savaş değil, barış! Çatışma değil, diyalog! Çiftçe standart değil, adalet! (Tekebbür) Üstünlük taslamak değil, eşitlik! Sömürü değil, işbirliği! Baskı ve tahakküm değil, insan hakları hürriyet ve demokrasi!"
Daha toplantı başlamadan eski bir milletvekili, bize "Size bir Erbakan-Gülen kıyası yapmak istiyorum" diyor. Dinliyoruz:
BİRİ TÜRKİYE'DE DİĞERİ ABD'DE
"Biliyorsunuz 28 Şubat sürecinin direkt
mağduru Erbakan'dır. Yargılandı, mahkûm oldu, siyasi yasaklı oldu.
Bu sürecin endirekt mağduru sayılabilecek Fethullah Gülen ise 28
Şubat sürecinden etkilenmemek için, bu süreçte etkin rol oynadığı
bilinen Amerika'ya gitmeyi tercih etmedi mi?
Gülen hakkında 'Laik devleti yıkarak yerine din devleti kurma' iddiasıyla dava açıldı, ancak hiçbirisine iştirak etmedi.
Bu sırada AKP gelince de davası askıya alındı.
Biraz geriye gidelim...
Erbakan 10 yıllık zaman dilimi içerisinde siyasi yasağının kalkması sonucu 1995 seçimlerinde partisini 1. sıraya yükseltti. Altı parti Meclis'e girdi.
Bu altı parti ve Meclis dışındaki iki parti ile birlikte Hazine yardımı aldı.
1. parti olarak Hazine'den RP'nin aldığı 843 milyar lirayı nereye harcadın diye sordular Erbakan'a... Bu konunun Anayasa Mahkemesi tarafından soruşturulması gerekiyordu. Ancak dönemin Maliye Bakanlığı'nın isteği doğrultusunda normal mahkeme tarafından üç yıl süren bir yargılama sonucu Genel Başkanımız Erbakan, 60 partili -il başkanı- ile birlikte 2 yıl hapis cezasına ve tek başına da parayı geri ödemeye mahkûm edildi.
Bu arada ilginç bir durum ortaya çıktı.
'KÖTÜ HALİ'
Mahkeme tarafından Erbakan'a verilen bu ceza, kendisine ömür boyu siyasi yasak getirmediği için hiçbir oturuma iştirak etmemesine rağmen mahkemedeki 'kötü hali' ileri sürülerek 4 ay daha cezası artırılıp 2 yıl 4 aya çıkarıldı.
Böylece Erbakan'ın almış olduğu hapis cezası indirimlerden sonra bir yılın üzerinde olduğu için 'ömür boyu' siyasi yasaklı da oldu.
Takriben 4 yıl önce AKP hükümeti ile AB'ye uyum yasaları çerçevesinde bazı kanunların değişikliğe uğraması üzerine önce Erbakan'ın, sonra da Gülen'in avukatları yeniden yargılanma talebinde bulundular.
BİR MAHKÛMİYET-BİR BERAAT
Her iki davaya bakan mahkemeler, istekleri yerinde bularak kişilere yeniden yargılanma hakkı verdiler. Yeniden yapılan yargılamalar, daha önceki mahkemeler gibi yıllarca sürmek yerine bir günde neticelendi. Mahkeme Erbakan'a daha önce verilen hapis cezasında ısrar edince karar oybirliğiyle kabul edilirken, Gülen davasına bakan mahkeme ise hiçbir delil olmadığına kanaat getirerek oybirliğiyle beraatine karar verdi.
Bir de gerekçeli kararlarında; Gülen'in değil devleti yıkmak, tam aksine devleti koruyup kolladığına, bundan dolayı da radikal dinci örgütlerden tehdit aldığına yer veriliyor.
İşte 28 Şubat süreci sonunda biri doğrudan, diğeri de dolaylı iki muhatabın durumu...
Bizim liderimiz Türkiye'de; Gülen ise neredeyse 10 yıldır Amerika'da yaşıyor.
Biri, 843 milyar Hazine yardımını 'iç' etmekten hem hapis cezasına hem de parayı ödemeye mahkûm ediliyor.
Öteki, laik devleti yıkıp din devleti kurmak için örgüt iddiasıyla 10 yıl süreyle yargılanıp beraat ediyor.
Allah reva görür mü bunu?"
ERBAKAN NASIL KATILDI
Erbakan'ın toplantıya nasıl katıldığını merak edenler için bir not düşelim? Hakkındaki son karar kesinleşmediği için böyle bir toplantıya katılma olanağı bulabildi Erbakan...
Bu arada toplantı başlıyor... Salonda SP Genel Başkanı Recai Kutan ve eski Genel Başkan Necmettin Erbakan'ın konuşmasını dinliyoruz.
Erbakan, D-8'i, "Yeni bir dünya kurmak üzere oluşturduklarını" anlatıyor.
"İnsanlığın saadetini Batılıların eline bırakmamak için adil bir barış dünyası kurmak istediklerini" belirterek, İran'a yönelik tepkiler karşısında şöyle diyor:
"Yine glu glu dansı başlıyor."