Gülen cemaatinin arkasındaki gizli güç!

Abone ol

Abdülkadir Selvi, "Fethullah Gülen'in arkasında kim var" sorusuna yanıt aradı. Cevabını da buldu. Cevabı bugünkü köşe yazısında.

Yenişafak si yazarı Abdülkadir Selvi Fethullah Gülen konusunda sis perdesinin aralandığını, gerçek fotoğrafın ortaya çıktığını yazıd.

Cemaatin AK Parti'ye darbe yapmaya kalkıştığını yazan Selvi, bu darbe girişiminin altında yatan nedenleri yazdı. "Ne istedilerse almışladı, cemaat bindiği dalı neden kesiyor" diye soran Selvi, cevabını da kendisi veriyor yazısında. Selvi'ye göre cemaat,  daha büyük kazanç sağlayacakları bir iktidar odağı tespit etmişlerdi ya da bir bedel ödüyorlardı."

Geçmişe giderek, Fethullah Gülen'in Amerika'da oturma izni almasını sağlayan kişilerin isimlerini veren Abdülkadir Selvi, Gülen'in ve dolayısıyla cemaatin arkasında CIA olduğunu iddia etti...

İşte Selvi'nin yazısından ilgili bölüm... 

GÜLEN DİN ADAMI OLDUĞU İÇİN TALEBİ REDDEDİLİYOR

Titiz gazeteciliği ile bilinen Sedat Ergin, 'Fethullah Gülen ABD'de oturma iznini nasıl aldı' başlıklı yazısında, Gülen'in oturma izni alabilmek için verdiği hukuk mücadelesini anlatıyor.

Muhtelif vize kategorilerinde yaptığı başvuruların reddedilmesi üzerine Gülen, 2006 yılında 'I-140' olarak adlandırılan, kalıcı çalışma vizesi için başvuruda bulunuyor. Daha çok insanlığa yararlı buluş yapan bilim adamlarına verilen bu vize türünü talep edebilmek için Gülen, eğitim alınanda sıra dışı bir yetenek olarak gösteriliyor. Ancak göçmen bürosu, Gülen'in din adamı olduğunu belirterek bu talebi reddediyor.

Bunun üzerine uzun soluklu yargı süreci başlıyor. Gülen'in avukatı Thedore Murphy bütün yazışmalarında müvekkilinin oturma izni almasının, 'ABD'nin yararına olacağı' tezini işliyor.

Acaba, Gülen'in avukatının bu tezi, 17 Aralık operasyonunun arkasındaki soru işaretlerinden birini yanıtlamaya yeter mi?

Neyse...

Biz Sedat Ergin'in yazısından iz sürmeye devam edelim.

30 REFERANS MEKTUBU 

'Dava dosyasındaki yazışmalardan içinde dikkat çeken diğer noktalardan biri, Gülen'in vize talebini destekleyebilmek için mahkemeye 30 kadar referans mektubu sunmuş olmasıdır.'

Referans olarak sunulan isimlerin bir profilini de çıkarmış Sedat Ergin.

'4 Haziran 2008 tarihindeki dilekçe metnine bakıldığında, listedeki isimlerin çoğunun teoloji alanında uzman Amerikalı akademisyenler ve Hıristiyanlığın önde gelen mezheplerini temsil eden üst kademe din adamı olduğu görülüyor' diyor.

Dinlerarası diyalog kapsamında Papa ile görüşen ama Recep Tayyip Erdoğan'a beddua eden Gülen için elbette ki Hıristiyan din adamları referans olacak.

Burada şaşırtıcı bir nokta yok.

Ergin'in, 'ABD'nin istihbarat örgütü CIA ve Dışişleri'nden emekli şahsiyetlerin isimleri de dikkat çekiyor' notunu buraya eklemeliyim ki, ileride gelecek satırlar daha iyi anlaşılabilsin.

Dine hizmet ettiği iddiasındaki Fethullah Gülen'e CIA'den emekli isimler mi referans olmuş?

Aynen öyle.

'Bunlardan biri, CIA'de Merkezi İstihbarat Analizi Direktörü olarak görev yapan, emekliliğinden sonra akademik hayata giren Georgie Fides. Bir diğeri ise eski bir CIA görevlisi olan ve ABD Ulusal İstihbarat Konseyi üyeliği gibi bir hayli üst kademe bir göreve kadar yükselmiş olan Graham Fuller.'

Buraya eklenecek bir isim daha var. O da Neo-Con'ların önemli isimlerinden eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz...

Fethullah Gülen'in referanslarını daha önce iki yazıda verdiği bilgilerle alt alta koyunca ortaya bir fotoğraf çıkıyor.

ERDOĞAN'A DARBE İHALESİNİ KİMİN VERDİĞİ ANLAŞILMIYOR MU? 

Neydi o bilgiler.

1-CIA Başkanı Petraeus'un, Başbakan Erdoğan'a yaptığı, 'Siz İsrail'in özrünü kabul edin, biz de sizin Cemaat'le ilişkilerinizi düzenleyelim' teklifi.

2-Dinlemelerde geriye doğru inceleme yapıldığında Erdoğan'ı tasfiye operasyonunun düğmesine, Başbakan'ın, Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Peres'e, 'One minute' çektiği 29 Ocak 2009 tarihinden sonra basıldığı ortaya çıkıyor.

Sizce de paralel yapıya Erdoğan'a darbe ihalesini kimin verdiği netleşmeye başlamadı mı?

Günün Önemli Haberleri