Gülen Cemaati TSK'ya böyle sızdı!
Abone olAkşam gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz, Gülen Cemaati'nin nasıl TSK'ya sızdığıyla ilgili iddialara yer veren bir okur mektubu yayımladı.
Akşam gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz, Gülen Cemaati'yle
ilgili olay yaratacak bir okur mektubu yayımladı.
"Bugün köşemi Gülen Cemaati'nin devlete ve Türk Silahlı
Kuvvetleri'ne hangi tarihlerde ve nasıl sızmaya başladığını kişisel
hikayesi üzerinden anlatan bir okura bırakıyorum" diyen Kurtuluş
Tayiz, "Bu hikayede daha önce rastlamadığım detaylarla karşılaştım.
Bana eksiksiz geldi. Ayrıca çok samimi buldum. Onlarca makaleden,
uzman yorumundan daha öğretici" ifadelerine yer verdi.
Kurtuluş Tayiz'in 'Cemaat, TSK'ya nasıl sızdı?' başlıklı bugünkü
yazısında yer verdiği mektup şöyle:
CEMAAT AK PARTİ DÖNEMİNDE
PALAZLANMADI
Merhaba Kurtuluş Bey,
Bugünkü yazınıza istinaden bildiğim birkaç şeyi sizinle paylaşma
gereği duydum.
Öncelikle cemaat konusunda, cemaatle yolu hiç kesişmemiş kişilerde
ve medyada bilgi eksikliği var. Cemaat, sanıldığı gibi AK Parti
döneminde palazlanan bir yapı değil.
1988 yılında cemaatin açtığı yatılı yurt sınavını birinci olarak
kazandım ve aynı yıl yurtta ücretsiz olarak kalmaya başladım. Yurt
sınavı yöntemi cemaatin Anadolu'da, özellikle köy ve kasabalarda
sıklıkla kullandığı bir yöntemdir ve eleman kazanma konusunda bu
yöntemle çok başarılı olmuşlardır.
IŞIK EVLERİNDE KALMAYA
BAŞLADIM
İlk sene kendi kasabamda bulunan orta okulu, yurtta ücretsiz
kalarak okudum. Okuldaki başarımdan dolayı ikinci yılımda İzmir'de
cemaate ait başka bir yurda transfer oldum (O dönem biz buna hicret
diyorduk). Orta 2'nin sonunda okuldaki başarımdan ötürü yurt yerine
üniversitelilerin kaldığı evde (Basında ışık evler diye bilinir)
kalmaya başladım.
SOL EĞİLİMLİ DERSHANEYE
YAZDIRDILAR
Orta 3. sınıfın sonlarına doğru dinimize hizmet için askeri liseye
gitmem konusunda telkinlerde bulunuldu. Benimle ilgilenen belletmen
abi ile birlikte İzmir Konak'ta bulunan Güney Sahil
Komutanlığı'ndan askeri liseye giriş belgelerini temin ettik. Artık
askeri lise sınavına girecektim.
Beni hemen Çankaya'da sol eğilimli bir dershaneye yazdırdılar
(Takiyye başladı yani). Yanılmıyorsam 3 veya 4 aylık bir kayıttı
ama ben toplamda 3-4 gün gittim. Askeri lise sınavı öncesinde beni
Balıkesir Teknik Astsubay Okulu sınavına soktular (Bilgimi
denediklerini sonra öğrendim).
SORULARI ÖNCEDEN
ALMIŞLAR
Askeri Lise sınavı geldi çattı. Sınavdan bir gece önce belletmen
abi bana test getirdi. Bunu birlikte çözeceğiz dedi. Sorulara ve
cevaplara iyice yoğunlaşmamı istedi. "Genelde bu tür sorular
çıkıyor" dedi. Aynısı çıkarsa hepsini işaretlememem konusunda da
uyardı. Tam 100 soruydu.
Sınav için Güzelbahçe'de bulunan Maltepe Askeri Lisesi'ne gittik. O
nizamiyeye 200 metre kala "ben seni burada bekleyeceğim" dedi ve
ben sınav için okula giriş yaptım. Kağıtlar dağıtıldı. O DA NE?
Akşam çözdüğümüz soruların aynısı!
Ama bir eksiklik var! Sınavda yanılmıyorsam 25 tane de İngilizce
soru vardı ama o soruları akşam bana vermemişlerdi (İkinci takiyye
de bu). Geri kalan 100 soruyu bazılarını bilerek yanlış
işaretleyerek doldurdum.
SORULARI ÖNCEDEN NASIL
ALDIK
Belletmen abi "Sınavdan erken çıkma" dediği için hemen çıkmadım
bekledim. Birkaç kişi çıkmaya başlayınca ben de çıktım. Çıkar
çıkmaz "Bu soruları bir gün önce nasıl aldık" diye sordum. Cevabını
net hatırlamıyorum ama bir şekilde geçiştirdi. Nihayetinde ASİL
listeden iyi bir dereceyle okulu kazandım.
İngilizce sorularını neden vermediklerini ise okula girdikten sonra
anladım. Askeri lisede ilk yıl tamamen İngilizce hazırlık
okunuyordu. Okula Anadolu liselerinden gelenler de vardı ve onların
İngilizceleri çok iyi olduğu için (sınavdaki İngilizce sorularına
verdikleri cevaplardan anlaşılıyor) hazırlık okumadan direkt 1.
sınıftan başlıyorlardı. Eğer bana İngilizce sorularını da
verselerdi foyamız daha okul başlar başlamaz ortaya çıkacaktı.
SOLCU DERSHANEYE YAZDIRDILAR
ÇÜNKÜ...
Neden sol görüşlü bir dershaneye yazdırdıklarını ise sınav sonrası
girdiğim mülakatta anladım. Mülakata katıldığım zaman bu bilgiler
masada oturan komutanın da elindeydi. Sınavdaki başarımın gittiğim
dershaneden kaynaklandığı algısı veriliyordu ve benden
şüphelenmelerinin önüne geçiliyordu.
Askeri liseye girdikten sonra bu çalıntı soru durumu beni yedi
bitirdi. Çünkü birinin hakkını gasp etmiştim. Suçum yoktu ama
gerçeklerden kaçılamazdı. Askeri liseden sonra Kara Harp Okulu'na
devam ettim ama çalıntı soru durumu vicdanımı yiyip bitiriyordu.
Yüksek tazminat dolayısıyla ailem ayrılmama sıcak bakmıyordu.
Utancımdan çalıntı soru durumunu aileme hiç bahsedemedim bile.
Bu arada askeri lisedeyken güvenim sarsıldığı için cemaat ile
ilişkimi tamamen bitirdim. 6 yıllık okul dönemimde sadece 2 kez
görüştüm. 28 Şubat'ın en sıcak günlerinde harp okulundaydım. Harp
okulunda iki yıl üst üste ders bırakarak kendimi attırdım. Aksi
halde kendi isteğimle ayrılmam imkansızdı çünkü böyle bir seçenek
yoktu. Atıldığım gün huzura kavuştum. Yüksek tazminatı çalışıp
ödedim.
KRİPTO SUBAY OLARAK GÖREV
YAPACAKTIM
Sonuç olarak cemaat ne Erbakan hükümeti, ne de AK Parti hükümeti
zamanında devlete sızmaya başladı. Anlattığım askeri lise olayı
1991 yılında yaşandı. Onlara biatı sürdürseydim şu an yüzbaşı
rütbesiyle orduda kripto subay olarak görevde olacaktım.
Çalıntı soruyla belki de bir yetimin hakkı yenmişti. Böyle bir
geçmişe sahip kripto bir subayın kendine yeni alanlar açmak için
daha kimlerin ahını alacağını varın siz düşünün. Geçmişte devlete o
kadar çok sızdılar ki, AK Parti döneminde artık hasat mevsiminin
geldiğine inandılar.
Bilinmelidir ki; hâlâ çok fazlalar. Her yerdeler. Ordunun bile
tespit edemediği bir örgütü sivillerin ve siyasetçilerin tespit
etmesi çok zor bir durum. Hedefe ulaşmak için her yolu mubah gören
bir yapı var karşımızda.
Allah bu sinsi yapı karşısında devletimizin ve milletimizin
yardımcısı olsun.
Saygı ve sevgilerimle.