Gülen cemaati ağır yaralı
Abone olRuşen Çakır, 14 Aralık operasyonu sonrası şiddetlenen hükümet cemaat kavgasında hasar tespit raporu çıkardı.
Tarafların kavgasını bugünkü yazısında ele
alan Habertürk gazetesi yazarı Ruşen Çakır, cemaatin ağır
yaralı olduğunu yazdı.
14 Aralık operasyonu sonrası ortalık yine toz duman oldu. 17 Aralık'ın yıldönününde kavgada gelinen son durum ne?
Hükümet ile cemaat savaşını yakından takip eden Ruşen Çakır, hasar tespit raporu çıkardığı yazısında cemaatin neden ağır yaralı olduğunu nedenleriyle böyle anlattı:
ÖZGÜVEN AŞINMASI: 17 Aralık sürecinin ilk
günlerinde Cemaat mensupları kendilerinden çok emindi; zira çok
önceden hazırlandıkları bir savaşta, hükümete, daha doğrusu
Başbakan Erdoğan'a bir baskın yapmışlardı. Ama yolsuzluk/rüşvet
iddialarıyla Erdoğan'ı tasfiye hesapları tutmadı. Hem yerel, hem
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan'ı başarısızlığa
uğralamadıkları gibi daha da güçlenmesine neden oldular. Erdoğan'ın
Cumhurbaşkanı olduğu andan itibaren kendileriyle topyekûn
mücadeleyi temel strateji olarak benimsemesine paralel olarak
Cemaat mensupları sürekli savunmada kaldı. Peş peşe gelen darbelere
cevap verilememesi, Cemaat'teki özgüvenin belirgin bir şekilde
aşınmasına neden oldu.
YENİ MÜTTEFİK BULMAKTA ZORLANMA: Fethullah
Gülen'in, hareketini birlik içinde ve diri tutma çabalarının
devletten gelen saldırıları savuşturmada belli bir etkisi oldu
fakat yeterli olduğu söylenemez. Öte yandan Cemaat, çoğu soldan
aparılmış "Özgür basın susturulamaz", "Susma sustukça sıra
sana gelecek" ve hatta "Faşizme karşı omuz
omuza" sloganlarıyla AKP'ye karşı geniş bir cephe
oluşturmaya çalıştı.
Fakat "basın özgürlüğü" bağlamındaki kısıtlı desteği saymazsak
yanına fazla kişiyi çekemedi. Buna karşılık dışarıdan, Batı'dan
daha yoğun ve etkili bir desteğin, tabii yine basın özgürlüğü
ekseninde gelmiş olması fazlasıyla anlamlı.
KİBİR VE İNANDIRICILIK SORUNU: Bunun ilk nedeni,
üçüncü şahısların, siyasi iktidarın (Erdoğan'ın) gazabına uğramak
istememeleridir. Ama olayın bir başka yönü de var: Cemaat ile bugün
Erdoğan/AKP karşıtlığında buluşabilecek kesimlerin çoğu, yakın
geçmişte onunla çok ciddi problemler yaşadı, bazıları Cemaat
tarafından mağdur edildi. İlginçtir, Cemaat son bir yılda, bütün
çağrılara rağmen geçmişiyle yüzleşmekten kaçındı. Bunun bir nedeni
"Biz hata yapmayız" kibriyse, bir diğeri de
geçmişteki yanlışlarla samimi bir şekilde yüzleşmenin Cemaat
hakkındaki "paralel devlet" iddialarını doğrulama
ihtimalidir.
Ne var ki Ahmet Şık, 14 Aralık günü attığı tek bir twit ile
Cemaat'in bu kibirle daha fazla yol alabilmesinin önünü kesti.
DİRENME KONUSUNDAKİ TECRÜBESİZLİK: 17 Aralık
sürecinin ilk günlerine Cemaat'in "sivil olmayan kanadı" damga
basmıştı.
Fakat başarılı olamadılar ve devletteki tasfiyelerle büyük ölçüde
elkisizleştiler. Bir süredir "sivil kanat" öne
çıkmış durumda. Ama Cemaat, geleneksel olarak "sivil
itaatsizlik" kavramı ve "sokak"a uzak
olduğu için epey zorlanıyor. Daha önemlisi devlet, Cemaat'e açtığı
savaşta, bunların iç içe geçmiş olduğunu ileri sürerek
"sivil" ve "sivil olmayan" ayrımı
gözetmeksizin acımasızca saldırıyor.
An itibarıyla Gülen Cemaati ağır yaralı.
Sadece devletten tasfiye edilmiyor, can damarı olan sivil/toplumsal
kurumlarını kaybetme endişesi taşıyor. "