Gül'e göre demokrasi için kadın şart
Abone olDışişleri Bakanı Abdullah Gül, toplumun yarısını oluşturan kadınların katkısı olmadan hiçbir ülkenin gerçek demokrasiye ulaşamayacağını savundu.
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, toplumun
yarısını oluşturan kadınların katkısı olmadan hiçbir ülkenin gerçek
demokrasiye ulaşamayacağını söyledi. Abdullah Gül, Türkiye Ekonomik
ve Sosyal Etüdler Vakfı'nca (TESEV) düzenlenen ''Kadınların Kamu
Hayatına Katılımının Güçlendirilmesi ve Genişletilmiş Ortadoğu ve
Kuzey Afrika Bölgesinde Demokratik Gelişme'' konulu sempozyumun
açılışında konuştu. Sempozyumun düzenlenmesinden duyduğu mutluluk
ve getireceği faydalardan söz eden Gül, ''Kadınlar toplumlarımızın
temel direğini oluşturmakta ve demokrasinin ilerletilmesindeki
rollerine azami önem vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu
toplantıdan çıkacak fikirlerin çalışmalarımıza ivme kazandıracağına
inanıyorum'' dedi. Gül, Ortadoğu'da reform ve modernizasyona olan
ihtiyacın artan şekilde fark edilmesiyle bu tür toplantılara
ihtiyaç duyulduğunu dile getirerek, bu ihtiyacın öncelikle
bölgedeki insanların deneyim ve özlemlerini yansıttığını, aynı
zamanda uluslararası toplum tarafından da bunun kabul edilen bir
gerçek olduğunu kaydetti. Abdullah Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Gerçekten de bölge içinde ve dışında yapılan tüm çalışmalar,
sahip olduğu büyük potansiyele rağmen Ortadoğu bölgesinin sürekli
olarak küresel, sosyal ve ekonomik kalkınma standartlarının
gerisinde kaldığını göstermektedir. Bu gidişatı tersine
çevirebilmek ve sürdürülebilir büyümeyi sağlayabilmek siyasi ve
ekonomik reformları gerekli kılmaktadır. İhtiyaç duyulan reformlar
geniş bir alana yayılmakta, ancak öncelikle hukukun üstünlüğü,
şeffaflık, hesap verilebilirlik, iyi yönetim ve siyasi çoğulculuğun
teşkil edilmesi gibi hususları kapsamaktadır. Bunu yapacak olan da
bölge insanının kendisinden başkası değildir.'' Bakan Gül, bugün
bölgedeki yerel reform dinamiğinin artan bir ivme kazanmasının
memnuniyet verici olduğunu belirterek, tüm bölgede insanların kendi
hayatlarını ilgilendiren kararlara katılma isteklerinin belirgin
bir şekilde hissedilebildiğini söyledi. Uluslararası toplumun da
bölgedeki bu istek ve ihtiyaçlara destek verdiğini kaydeden Gül,
ancak reform sürecinin kısa süre içinde mucizeler yaratmasının
beklenmemesi gerektiğini, değişimin hiçbir zaman hızlı ve basit
şekilde gerçekleşmediğini vurguladı. Gül, sürecin hızının bölge
insanı ve hükümetlerinin beklentilerine bağlı olarak
şekilleneceğini dile getirerek, ''Çünkü demokrasi her toplumun
içinden filizlenmekte ve bu süreç her ülkenin kendi özelliklerine
göre biçimlenmektedir. (Her koşul için tek model) gibi bir lüksümüz
bulunmamaktadır'' diye konuştu. ''DEMOKRASİ HİÇBİR DİN YA DA
KÜLTÜRLE ÇELİŞMEZ'' Demokrasiye duyulan özlem ve bunun herkese
sağlayacağı faydaların evrensel olduğunu ifade eden Gül, şunları
kaydetti: ''Gerçekten de demokrasinin ilkeleri hiçbir din ya da
kültürle çelişmez. Aksine tüm inanç ve kültürlerin temsilcileri
demokrasinin evrensel prensipleri etrafında buluşabilmektedir. Bu
hali ile demokrasi tüm insanlığın iyiliğini öngören en geniş
şemsiyeyi teşkil etmektedir. Bu nedenle demokrasi ve onun sağladığı
özgürlük ortamını temel hedefimiz olarak belirlemeliyiz. Öte yandan
demokrasiye giden yolun bazen zor tercihler içerdiği doğrudur.
Bütün dünyada böyle olmuştur. Ancak uzun soluklu düşünebilmeli ve
kısa vadeli çıkar hesaplarının insanlarımızın refahı, mutluluğu
için gerekli kararları almamızı engellemesine izin vermemeliyiz.''
Kadınların toplum hayatındaki rolü konusuna da değinen Gül,
''Basitçe ifade etmem gerekirse kadınların toplum hayatındaki
rollerinin güçlendirilmesi, demokrasinin kalitesi ve kalıcılığı ile
doğrudan ilişkisi olan bir konudur. Toplumun yarısını oluşturan
kadınların katkısı olmadan hiçbir ülke gerçek demokrasiye
ulaşamaz'' dedi. Bölge kadınlarının halen birçok konuda ayrımcılığa
maruz kaldığını ifade eden Gül, bunun da kadınların sosyal,
ekonomik ve siyasi hayata katılımlarını önemli ölçüde kısıtladığını
dile getirdi. KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ Abdullah Gül, kadınların
sorunlarına her düzeyde gösterilen ilginin son yıllarda büyük artış
gösterdiğini ifade ederek, ''Keza siyasi söylem olarak da
kadın-erkek eşitliğine duyulan ihtiyaç daha fazla dile
getirilmektedir. Ancak pratikte halen yeterli ilerleme
kaydedilememiştir'' diye konuştu. Bu durumun özellikle kadınların
aile içindeki statüleri ile toplumsal kalkınma süreçlerine
katılımları çerçevesinde görüldüğünü bildiren Gül, artık bu
konularda somut projeler üretme ve uygulama zamanı geldiğini
vurguladı. Kadınların hiçbir şekilde temel haklardan mahrum
bırakılamayacağının altını çizen Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Nitekim tarihte, İslam coğrafyası da dahil birçok bölgede
kadınların sosyal, siyasi, kültürel ve ekonomik hayatın en ön
saflarında yer aldıkları zamanlar olmuştur. Bu itibarla kadınların
bugünkü durumlarını sadece din ve geleneklerle açıklayabilmek
mümkün değildir. Bu nedenle kadınların toplum ve eğitim hayatına
katılımlarını kısıtlayan yasal, siyasi ve psikolojik tüm engelleri
ivedilikle kaldırmalıyız. Bu konuda kadınları teşvik eden her türlü
önlemi almalıyız.''