Gül’den uluslararası basına gönderme
Abone olGezi Parkı olayları değerlendiren Cumhurbaşkanı Gül, şiddete fırsat vermemek gerektiğini belirterek, “Buna dünyanın hiçbir yerinde müsaade e...
Gezi Parkı olayları değerlendiren Cumhurbaşkanı Gül, şiddete
fırsat vermemek gerektiğini belirterek, “Buna dünyanın hiçbir
yerinde müsaade etmezler. Özellikle bunu burada uluslararası basına
da duyurmak istedim. Türkiye’de olup bitenler farklıdır” dedi.
Trabzon’dan karayolu ile Rize’ye gelen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,
çok sayıda vatandaş tarafından karşılandı. Gelişi öncesi savaş
uçaklarının Rize üzerinde sorti yaptıkları gözlenirken, Gül
aracından valilik önünde indikten sonra vatandaşlarla tokalaştı.
Rizeli sanatçı Ahmet Çakar, Gül’e hitaben “Sizin gibi büyük bir
insan görmek çok mutluluk verdi bize, sayın cumhurbaşkanım hoş
geldiniz şehrimize” atma türküsünü okudu. Kendisine teşekkür ederek
burada Rizeliler’e hitaben bir konuşma yapan Gül, "Gösterdiğiniz bu
sevgi için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Ülkemizin bu şirin
ilinde Rize’de bulunmaktan, inanınki çok büyük mutluluk duyuyorum.
Daha önceki yıllarda Rize’ye çok gelmek istedim ama o günlerde
maalesef sel felaketleri oldu başka gelişmeler oldu. Karadeniz’in
bütün güzelliği sizlerle beraber gün gibi ortada. Böyle bir günde
sizlerle beraber olmak Cumhurbaşkanınız olarak ayrı bir mutluluk”
diye konuştu.
BAŞBAKAN ERDOĞAN’I ÖVDÜ
“Memleketimizin her tarafı birbirinden güzel” diyen Gül “Türkiye
Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşları istedikleri yere gider,
istedikleri yere yerleşir istedikleri yerde yaşayabilirler. Bu
güzel ülkenin hep beraber kıymetini bileceğiz. Memleketimizin
beraber değerini bileceğiz ve hep beraber huzur içinde kardeşlik
içinde geleceğimizi daha da parlak yapmak için el birliği ile
çalışcağız. Rize çok partili sisteme geçtiğimizden beri çok önemli
siyasetçiler yetiştirmiş. Önemli devlet adamları yetiştirmiş ve iki
başbakan çıkarmış bir ilimiz. Bugünkü başbakanımız da Rizeli,
bildiğiniz gibi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan benim en eski ve en
kıymetli arkadaşlarımdan. Hep beraber bu ülkeyi bütün şehirlerimizi
çok daha zenginleştirmek sizlerin huzurunuzu artırmak için gece
gündüz çalışıyoruz. Çalışmaya da devam edeceğiz” ifadelerini
kullandı.
Cumhurbaşkanı, ardından valilik binasına girdi. Burada bazı
öğrencilere karnelerini veren Gül, Vali Nurullah Çakır’ın makamına
geçti. Cumhurbaşkanı Gül burada Rize’nin çok partili hayata geçtiği
günden bu yana çok önemli siyasetçiler yetiştirdiğini hatırlatarak,
“Çok önemli devlet adamları yetiştirmiştir. 2 başbakan yetiştirmiş
bir yer. Bugünkü değerli başbakanımız da sizin hemşehrinizdir.
Nüfusu belki küçük ama ülkede ağırlığı olan bir il. Rizeliler
bununla ne kadar övünse haklarıdır” dedi.
“ULUSLARARASI BASINA SESLENİYORUM”
Basın mensuplarının Gezi Parkı ile ilgili sorularını cevaplandıran
Gül, “Türkiye açık bir toplum. Türkiye’de basın hür. Demokratik bir
ülke. Türkiye demokratik bir ülke derken demokrasi standartları
batı kriterlerinde olan bir ülke. Mahkemeleri var, itirazları var.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni tanımış. AB ile tam üyelik
müzakereleri yapıyoruz. Bunları şundan ifade ediyorum; Bir yerde
bir olayı baktığımızda yanlış tahlil etmemiz gerekir. Özellikle
uluslararası camiaya seslenmek istiyorum. Uluslararası basına da
tabii ki seslenmek istiyorum. İçinde bulunduğumuz dönemde,
Ortadoğu’da komşu ülkelerde çok olaylarımız oldu. Bunlar çok
heyecanlandırdı. Taksim’deki olayları televizyonlarında izleyenler
onlarla benzerlik kurmaya çalıştılar. Bu tamamen yanlış bir şey. Bu
ülkelerde temel hak ve özgürlükler için insanlar, ‘demokrasiye
geçelim, çok partili sisteme geçelim, çoğulculuk olsun, herkes
rahatlıkla düşüncelerini ifade edebilsinler’ diye ayaklandılar.
Türkiye’ye bakarsanız olup bitenlerde böyle talepler yok. Hatta
insanlar eskiden olduğu gibi faili meçhul cinayetler dursun,
olağanüstü haller kalksın, katiller yakalansın, bunlar için değil.
Bütün bu olup bitenleri ve Türkiye’yi farklı bir safhaya koymak
gerekir. Yayın kuruluşlarını da buna çok dikkat etmeleri gerekir”
şeklinde konuştu.
“Türkiye’nin muhakkak açık bir toplum olduğunu demokrasi ve hukukun
teminat altında olduğunu bunun herkesin bilmesi gerekir” diyen
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül şunları söyledi:
“Bu bağlamda barışçı bir şekilde şiddete kaçmayan, şiddetin içinde
olmayan her türlü gösteri, ifade ve düşüncelerin açıklanması bunlar
demokratik haktır. Bunu başından beri söylüyoruz, bununla da gurur
duyuyoruz. Eğer şiddet vatandaşları rahatsız edici, kural
tanımayan, en önemli kavşakları meydanları, girip bir yerleri
kuralsız bir şekilde ve sürekli şiddetle tutulma çalışılıyorsa bu
da tabii ki demokratik bir hak olarak öne atılamaz. Ama tabiî ki
‘Gezi Parkı’nda, Taksim’de farklı bir düşüncem var’. Yapılacak
projelerle ilgili düşünceler ayrıdır. Bu itirazları varsa bunları
dinlemek, bunlara kulak vermek şüphesiz ki hepimizin görevidir.
Bugün bu bağlamda çeşitli görüşmeler yapılıyor yapılacaktır da. Ben
ilk günden itibaren söyledim zaten almamız gereken mesajlar da
bunlar. Farklı düşünceleri konuşarak görüşerek hukuk düzeni içinde
itirazlar olur, mahkemeler olur. Anlaşılmazsa mahkemelere de gider.
Neticesinde şiddetten uzak bir şekilde bunlar çözülür. Sonunda bu
şekilde de olacağına inanıyorum. Ama şiddete fırsat vermemek gerek.
Bu bize yakışmaz, buna dünyanın hiçbir yerinde müsaade etmezler.
Newyork’ta da müsaade etmezler Berlin’de de müsaade etmezler.
İspanya’da da müsaade etmezler. Ben özellikle bunu burada
uluslararası basına da duyurmak istedim. Türkiye’de olup bitenler
farklıdır, bunlar temel hak ve özgürlükler demokrasi talebi ile
ilgili değil ama başka talepleri olan insanların sesini duyurmak
istedikleri için Gezi Parkı’ndaki gösterileri vardı. Bunun dışında
bazı gecelerde rastladığımız gibi dün de olduğu gibi şiddete
başvuranlar var. Bu da ayrı bir şeydir. Bunları birbirinden
ayırmamız gerekir kurallara herkesin uyması gerekir. Demokrasi
kuralları içerisinde en aykırı düşünceler de en aykırı fikirler de
tabii ki söylenebilir. Bunları dinlemek kulak vermek demokrasinin
gereğidir.”
KILIÇDAROĞLU’NUN ÇAĞRISINA YANIT VERDİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Liderler Zirvesi” çağrısı
ile ilgili sorulan soru üzerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Tabiî
ki parti başkanlarının da liderlerin de farklı fikirleri var.
Çoğulculuğa inanıyorsak, demokrasiye inanıyorsak, farklılıkların da
olması gerekir. Bu çerçevede ana muhalefet başkanımız da benimle
görüşme talebinde bulundu. Ben kabul ettim ve görüştüm.
Fikirlerimizi söyledik. Bütün siyasi parti başkanlarını bir araya
toplamak bunlar da zaman zaman olabilir. Nitekim ben de
cumhurbaşkanı olduğum ilk yıllarda bu tür davetleri yaptım. Ama ben
bu noktada neticeye bakarım doğrusu. Neticeye ne yardımcı oluyor
katkısı ne olacak buna bakarım. Bu çerçeveden baktığımda bugünkü
siyasi ortam içinde çok doğrusu katkı sağlayabileceği düşüncesinde
değilim. Böyle bir kanata oluşursa tabiî ki bu daveti yaparım. Buna
nazaran liderlerle tek tek görüşerek, düşüncelerini rahat bir
ortamda almayı, herkesin ne düşündüğüne bakarak bunun çok daha
faydalı olacağı kanaatindeyim” dedi.
“DEMOKRATİK OLGUNLUKLA BUNLARI AŞACAĞIZ”
Bir basın mensubunun “Gezi Parkı olaylarının ilk günlerinde çıkan
olaylar sonrasında ‘mesaj alındı’ demiştiniz, dün başbakanla
görüştünüz aldığınız mesajı başbakan Erdoğan’a ilettiniz mi ?”
sorusu üzerine Gül, şunları söyledi:
“Olabilir tabii. İlk günün bir karmaşası vardı herkeste. Sayın
Başbakan yurtdışındaydı. Bugün zaten gruplarla görüşüyor. Demek ki
onların çeşitli düşüncelerini öğrenmek için, birinci ağızdan
üstelik dinlemek için, onları davet edip görüşmek istemesi demek ki
artık ondan bundan değil birinci ağızdan dinlemek istediğini
gösteriyor. Yani güzel olaylar bunlar. Başta söylediğim demokratik
olgunlukla bunları aşacağız. Demiştim. Bunlar kesinlikle zafiyet
değildir bunun bilinmesini isterim. Bunların hepsi demokratik
olgunluktur. Nihayetinde ülke bizimdir. Vatandaşlarımızın farklı
fikirleri ayrı düşünceleri olabilir. Olacaktır ki o zaman ülkenin
demokratik bir ülke olduğu ortaya çıksın. Farklı fikirlerden doğan
anlaşmazlıklar varsa o zaman hukuk yolları vardır. Neticesinde
nihai bağlayıcı kararlar ortaya çıkar. Türkiye bunları
başarabilecek üstesinden gelecek bir ülkedir.”
OLAYLARDA ULUSLARARASI BASIN KURULUŞLARINI ROLÜ
Uluslararası basın kuruluşlarının olayları provoke edip etmediğinin
sorulması üzerine Gül, “Herkes her şeyi söyleyebilir. Türkiye açık
bir ülke. Nasıl başka ülkede olup bitenleri biz seyrediyorsak
Türkiye’de olup bitenlerin de başkalarının seyretmesi normaldir.
Bunun içerisinde kimisi iyi gazetecilik yapar. Kimisi iyi
gazetecilik yapmaz. Kimi iyi yayın yapar, kimi farklı yayın yapar.
Bunlar nihayetinde bütün kuruluşların inandırıcılığı ile ilgili
konulardır. Biz başkalarında olup bitenleri nasıl seyrediyorsak,
onlar da bizde olup bitenleri seyrediyorlar. Bu olup bitenler doğru
güzel bir şekilde anlatılırsa yanlış imajlar yanlış bilgiler
verilmemiş olur. Türkiye’de polisin elinde silah yok, elinde cop
yok, her polisin üzerinde numaraları yazılı. Gerçi bazıları ile
ilgili şikayetler var ama onunla ilgili soruşturmalar açılır.
Bunları ayıracaksınız. Bunları ancak Madrid’deki Newyork’taki
polislerde görürsünüz. Ama o çok büyük olayların olduğu temel hak
ve özgürlükler için sokağa çıkıldığı güvenlik güçlerinin polislerin
yaptıklarına bakın neler oldu oralarda değil mi ? O açıdan bunların
hepsini bizim yerli yerine oturtarak analiz etmemiz gerekiyor.
Türkiye’de farklı gazeteler farklı televizyonlar kendi açılarından
durumu farklı farklı yansıtıyorlar. Biz kendimize güvendikten sonra
buna fazla da bakmamak gerekiyor.”
“KONUŞMANIN TAMAMINA BAKMAK LAZIM”
Polisin ilk günlerdeki müdahalesi ve “Başbakan Erdoğan’la aranızda
fikir ayrılığı mı var?” soruları üzerine Gül “Ben buradan şimdi bir
konuşma yaparım siz içerisinden bir bölümünü alırsınız, başbakan
veya ana muhalefet başkanı açıklama yapar, içerisinden sadece bir
kısmını alıp kullanırsınız. Konuşmanın tamamına bakmak lazım. Ben
neden bahsediyorum. Türk demokrasisinin batı kritirlerinde bir
seviyeye ulaştığından bahsediyorum. Bazı eksikliklerimiz var,
bunları da kapatmak için çalıştığımızı ve bir reform sürecinde
olduğumuzu söylüyorum. Bir ülkede ülke nasıl yönetilecek, ülkenin
yönetimi nasıl olacak. Bunun temel kuralı nedir ? demokrasi çoğulcu
seçimlerdir. Neticede milletin iradesi sandıktan çıkar. Bu bir
temel husus. Ancak ileri demokrasilerde, batı kriterli
demokrasilerde bunun ötesinde de yapılabilecek şeyler vardır.
Barışçı şekilde insanlar fikirlerini açıklayabilir, yazabilir,
çizebilir. ‘Bütün bunlar ileri demokrasilerin bir parçasıdır’
derken nedir diye sorsanız o da aynı şeyleri söyler. Tabiî ki
yanlışları görmemiz lazım. Eğer yanlışlara yanlış demezsek burada
da olgunluğumuz ortaya çıkmaz. İlk gün gezi parkında olanlar
yanlıştı. Bunu İstanbul polisi de gördü. Onun için dün ve evvelsi
gün bakışları nasıl farklılaştı. Bunu İstanbul polisi de İstanbul
yönetimi de gördü. İlk gün yaşananlara doğrudur diye ısrar
ederseniz inandırıcılığınız gider. Bunu herkes gördü. Bunu
kendileri de gördüler. Dünkü evvel ki günkü davranışları gördük.
Şimdi şiddet olmayan bir gösteriyi ayırt ediyoruz. ‘Sizi de
tehlikeye sokacak bir şiddete gösteriye de müsaade etmeyeceğiz’
dediler. İlk gün böyle olsaydı bu noktalara gelmezdik” cevabını
verdi.
Açıklamalarının sonrasında kendisine Vali Nurullah Çakır tarafından
U 20 Dünya Kupası maçı bileti hediye edilen Gül, ardından Rize
Belediye Başkanlığı’nı ziyaret ederek Belediye Başkanı Halil
Bakırcı’dan brifing aldı.
(İHA)