Gül'den önemli mesajlar
Abone olCumhurbaşkanı Gül, Kırgızistan seyahati yolunda gazetecilere gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.
Kırgızistan yolunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül,
istihbarat zafiyetiyle ilgili eleştirilere “Aksine
istihbarat çok iyi çalışıyor” diye cevap verdi.
Gaziantep'teki bombalı saldırının PKK'nın işi
olduğuna dair en ufak bir tereddütü olmadığını söyledi. Gül ayrıca
terörle mücadelede yeterli destek vermediği için Obama'ya sitem
etti.
Şehit cenazelerinde biraraya gelen liderler için de
'Gaziantep ruhu' iyi bir mesaj olur' ifadelerini
kullandı. Gül'ün açıklamalarını Sabah yazarı Nazlı Ilıcak köşesine
taşıdı. Gazeteciler sordu, Gül böyle cevap verdi.
Gaziantep'teki cenazeye tüm liderlerin katılmasını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Maalesef son dönemde terörist faaliyetler daha çok hissedilmeye
başlandı. Bayram gününü büyük acılar yaşayarak geçirdik.
Gaziantep'teki terörist saldırıda hayatını kaybeden
vatandaşlarımızın arasında küçük çocuklar vardı. Orada cenaze
namazını kıldıran imam bile o küçücük çocuklar için 'çocuk
niyetine' dedi. Böyle günlerde teröre karşı hep beraber durabilmek
çok önemlidir. Biz ve bütün liderler, siyasetçiler 'Hep beraber
gidelim' dedik. Bu konuda birlik ve beraberliğimize verdiğimiz
önemi gösterelim dedik. Aynı safta birlik beraberlik içinde durduk.
Herkesin aynı safta olması önemlidir. Böyle günde herkesin ayrı
telde çalması doğru olmaz. En azından şu anda herkesin teröre karşı
birlik olacağını göstermesi lâzım. Bu ne kadar uzun sürerse terör
de o kadar geriler. Bu bir dönemin meselesi değil, geniş bir
sürecin meselesi. Bu meselenin bizim tarafımızdan gelecek nesillere
daha ağır iletilmemesi lâzım. Terörle mücadelede herkesin farklı
düşünceleri olabilir. Ama önerileri saygıyla dinlememiz ve yıkıcı
olmamamız lâzım. Güvenlik güçlerinin tamamı işbirliği içinde büyük
bir fedakârlıkla mücadele ediyor. Terör örgütü bu yılı var olup
olmama yılı ilân etti; güvenlik güçleri de bunun farkında. Önceden
her şeyi takip edip önlem alıyorlar. Ümit ediyorum "Gaziantep ruhu"
iyi bir mesaj olur. Bundan sonrasına da katkı sağlar.
İstihbarat zafiyeti mi var?
Maalesef bu terör olayları yaşanıyor. Ama şunu söylemek istiyorum;
Böyle saldırılar gerçekleştiğinde hemen 'İstihbarat ve güvenlik
birimleri çalışmıyor mu, bunlar önceden haber almıyor mu?'
deniliyor. Aksine istihbarat örgütü son dönemde çok iyi çalışıyor.
Bu tür olaylar için de uyarıda bulunuyor. Terör örgütü bazı
hadiselerde etkisiz hale getirildi ya da önceden yaptığımız
hamlelerle başarısız kılındı. Fırsat verilmedi. Büyük kayıpları
oldu. Bu planları tutmayınca daha kalleşçe girişimlerde bulunacağı
uyarısı zaten yapılmıştı. Açıkçası net olarak söyleyeyim istihbarat
birimlerimizin ortaya çıkardığı çok sayıda olay var ama hepsi
açıklanmıyor. Bunlar büyük olaylar olsa bile söylenmiyor. Ama
maalesef aradan bir tanesi kaçınca, Gaziantep'te olduğu gibi üzücü
olaylar da gerçekleşebiliyor. Bunların çoğunun failleri
yakalanıyor. Meselâ Gaziantep'teki saldırının birinci derecede
sorumlu organizatörü şu an sorguda. Başka yakalanan şüpheliler de
var. Sorgulama neticesinde mahkemeye çıkartılacaklar. Güvenlik
güçlerimiz, kamera görüntüleriyle tüm detayları inceliyor. Daha
önceki olaylarda olduğu gibi bunda da er geç failler
cezalandırılacak. Meselâ iki yıl önce dershaneye giden genç bir
kızımıza yapılan saldırının failleri yakalandı.
TEREDDÜDÜM YOK'
BDP binalarının yakılmasına ne
diyorsunuz?
BDP binalarını ateşe vermek,
BDP'liler üzerinden provokatif söylemler yapmak çok yanlış. Bazı
vatandaşlarımız sağduyu çağrısı yapınca 'Ne sağduyusu? O acıları
görmüyor musunuz? Canlar yanarken bu nasıl söylem' diye tepki
gösterebiliyor. Sakin olmak lâzım. Yoksa işte o zaman terör
örgütünün amacına hizmet etmiş olunur. Görmek istediği manzaraya
istemeden katkı sağlanır. Kardeş kavgası ve provokasyonlara
gelmememiz için tüm halkımız sağduyulu
davranmalıdır.
PKK olayı
üstlenmedi...
PKK'nın, en son
Şemdinli'de olduğu gibi silâhlı şekilde yerleşim merkezlerini
kontrol altına alma planları vardı. Ancak güvenlik güçlerimiz bunu
önceden öğrenmiş, terör örgütünün Şemdinli'ye girişini
engellemiştir. Son Gaziantep'teki saldırıda PKK üstlenmedi diye,
değerlendirmeler yapılıyor. Her ne kadar PKK 'Benim işim değil'
dese de, teröristlerin sicilleri o kadar kötü, o kadar kabarık ki
insanın aklına başka bir şey gelmiyor. Küçük çocukların da içinde
olduğu sivillerin bayramda öldürülmesinin ardından, Kürdüyle
Türküyle herkeste ortaya çıkan tepki oluşunca, PKK üstlenmemiş
olabilir. Ama sonra ne oluyor? İnkâr etse de olay ortaya çıkıyor ve
yakalanıyorlar. Buna benzer 5-6 olay var. Benim PKK olduğuna dair
hiçbir tereddüdüm yok.
PKK ve BDP'lilerin
görüntüleri?
BDP'lilerin
yaptıkları çok sorumsuzca. Onlar aslında siyasi aktör olarak
Meclis'e gelmiş olsalar, ne söyleyeceklerse orada konuşsalar,
dağdaki o görüntüleri vermeseler çok daha iyi olur. O görüntüler
insanların tepkisini çekti. Çok büyük bir yanlış.
BDP'liler suç mu
işledi?
Suç bir yana kendilerine
de bir faydası yok. Eğer tüm ipleri kopartsalar ancak o zaman
yapılacak işti bu. Şu an anlamak mümkün değil. O nedenle çok büyük
bir yanlış. Sadece son olay değil, genelde yaptıklarını da kendi
iradeleri olarak görmüyorum.
ABD YARDIMI YETERLİ DEĞİL
Dış ülkelerden veya komşu ülkelerden teröre destek var mı?
ABD ile işbirliğinden memnun
musunuz?
Eğer bir ülke
kendi başındaki belâyı başka bir ülkenin desteğiyle çözme noktasına
gelir, sürekli bu bahanenin arkasından giderse, bu da yanlıştır. Bu
ABD ya da bir başkası olabilir fark etmez. Tabii ki müttefiklerle
işbirliği kesin gereklidir. Hem ABD'nin desteği, hem de bazı
komşuların teröre destek vermemesi önemlidir. Ama biz öncelikle
bütün imkanlarımızı tek başımıza nasıl geliştiririz, üzerimize
düşeni nasıl yaparız? Bunu düşünmemiz lâzım. Bundan sonra neyi
sorgulayacaksak sorgulayalım. Amerika'nın daha yapabilecekleri var
mıdır? Elbette vardır. Daha çok şey vardır. Yeterli mi? Ben o
kanaatte değilim. Ama bütün bunları konuşurken, her ülkenin kendi
dertleri, politikaları da mevcut. Şu bunu yapmıyor, bu şunu
yapmıyor diye sürekli söylemek doğru değil.
Suriye politikamız
eleştiriliyor?
Suriye'de, olayları
başlatan ve bugünkü hale getiren biz değiliz. Uzun süreli ve
kontrollü, kademeli demokratik bir değişimi arzu ettik. 'Şam
yönetimi seçim yapsın kazansın' dedik. Geç kalınca uyardık. Ama
işler bu noktaya gelince, kendi vatandaşına savaş ilân edince biz
de tarafımızı belli etmek durumunda kaldık. Hatta biz bir ara İran
ve Rusya ile birlikte ayrı bir süreci de yürüttük. Ben Dışişleri
Bakanımız Ahmet Davutoğlu ile de Şam'a bizzat bu noktaya
gelinmemesi anlamında özel bir mesaj da göndermiştim.
Son uyarılarda bulunmuştum. Biz elimizden geleni yaptık.
Suriye politikamızın hatalı olduğuna inanmıyorum.
Esad kalır
mı?
Zannetmiyorum. Zaten
önümüzdeki ay ya da birkaç hafta içinde, Suriye ile ilgili, geçiş
dönemine dair, önemli aktörlerin de içinde olacağı uluslararası bir
girişimle karşılaşacağız.
Tampon bölge kurulacak
mı?
Biz kimsenin evini terk
etmesini istemeyiz.
Günden güne Suriyeli mülteciler artıyor diye övüneceğimiz bir
durum da yok. Sadece kaçanlara kollarımızı açıyoruz.
Ama ne oluyor; Ön tedbir alıyoruz ve bu gelişler kontrollü
oluyor. Onların Türkiye içine dağılmaması konusunda tedbir
alıyoruz. Sayıları 70 binlere ulaştı.
Suriye'deki iç gelişmelere bağlı olarak yakın
takipteyiz.
İran'la ilişkiler
nasıl?
İran Cumhurbaşkanı Mahmud
Ahmedinejad'la görüşmemizde 'Suriye meselesinde bu politikaların
mezhep duygularıyla yapıldığı görüşüne kapılmayın'
dedim.
Saddam Hüseyin örneğini verdim. O da aksine Sünni bir
liderdi. Beşar Esad'ın Sünni olmayan bir mezhebe dahil olması ayrı
bir konudur. Kim halkına karşı savaşıyorsa, zulm ediyorsa bizim
gözümüzde bunun mezhebi olmaz. Hiçbir zaman Türkiye mezhebe bakmaz.
Önceliğimiz Suriye halkıdır.
İran-İsrail savaşı çıkar
mı?
Ben Ortadoğu'da, yakın bir
zamanda, İsrail-İran savaşının olacağını tahmin
etmiyorum