Gül’den eğitim özeleştirisi
Abone olCumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Birçok alanda yaptığımız köklü değişimleri, reformları eğitim alanında yapamadık” dedi. <br/>Gül, Sümer Kampüsü...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Birçok alanda yaptığımız köklü
değişimleri, reformları eğitim alanında yapamadık” dedi.
Gül, Sümer Kampüsü’nde ‘Üniversiteler Şehri Kayseri’ toplantısına
katıldı. Kayseri’deki 4 üniversite rektörünün yaptığı sunumun
ardından konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Birçok isimler
gördük. Bu isimlerin hepsi sadece üniversitelere yardım yapan
insanlar değil. Bu isimlerin hepsi bir fakültenin, bir araştırma
merkezinin finansmanını baştan sona kadar yapmışlar. Bunların hepsi
de gönülden yapılmıştır” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Gül, “Bu
durumun başka şehirlerde de örnek olmasını istiyorum. Ziyaret
ettiğim birçok şehirde de bunu görüyorum” diyerek şu şekilde devam
etti:
“Kayseri’deki devlet üniversitelerinin de bu hale gelmesi ve
gelişmesi yine devlet artı Kayserili değerli işadamlarımızın
katkıları ile olmuştur. Bu sadece binaları yapıp teslim etme değil,
bunun ötesine geçmiştir. Binalar ve laboratuvarlar da yapılarak
teslim ediliyor. Aslında baraka da da eğitim yapılabilir ama
binanın içinin de iyi olması gerektiğinin farkına varmışlar.
Kayseri bir üniversiteler şehri oldu ve bununla da pekişecek.
Dünyada bunun örnekleri var. Kayseri’de böyle bir yolda. Bunun tam
oluşabilmesi için şehrin de en iyi şekilde hazırlanması gerekiyor.
Bunun da yöneticiler çok farkındalar. Belediye başkanları
ellerinden gelen her türlü altyapıyı yapmışlardır. Burda bir şeyin
altını çizmek isterim. Bir yerin anlamlı iddialı bir şehir olması
için başka alanlarda da iddialı olması gerekir. Taşra havası
olmaması gerekir. Kayseri bunu aşmıştır. Bazı şehirlerimiz var ve
üniversiteleri içe çok kapalı. Bu aile içi evlilik gibi olur. Nesil
çok sağlıklı olmaz. Dışa açık olmak gerekir. Türkiye’ye muhakkak
yabancı öğrenci getirmek ve yabancı öğretim üyesi getirmek lazım.
YÖK’e verdiğim talimatlar çerçevesinde ciddi değişiklikler
yaptılar. Bu önce bizim gençlerimize dünyanın nasıl olduğunu
öğretiyor."
"Türkiye’nin önü açık"
Dünyanın artık global bir köy olduğunu söyleyen Gül, "Biz dünyayı
sadece kendimizden ibaret olduğunu sanıyoruz. Dünya artık global
köy olduğuna göre tanımak lazım. Biz eğitim planlamamızı yaparken
kurumlar olarak artık bütün dünyayı hedef alarak yapacağız.
Buradaki üniversiteden mezun olan gençler sadece Kayseri’de
çalışmayacak, Türkiye’de çalışmayacak, yurt dışındaki bürolarda
çalışacaklar. Bunları gerçekleştirecek bir nesli yetiştirmemiz
gerekir. Türkiye’nin artık tüm şehirlerinde üniversiteler var.
Türkiye’deki üniversiteler lise üstü bir eğitim kurumu şeklinde
olmamalı. Niteliğe çok önem vermemiz gerekir. Bir ülkenin esas gücü
beşeri sermayesinden geçiyor. Türkiye’nin önünün çok açık olduğunu
biliyoruz. Türkiye çok farklı noktalarda. Bu hali yetmez. Biz orta
gelirli bir ülke olarak kalamayız. Nüfusumuz büyük, bulunduğu yer
önemli ve çok daha anlamlı siyasi geçmişi var. Birçok alanda çok
köklü değişimler yaptık ama eğitimde bunu gerçekleştiremedik. Onun
için eğitim alanında yoğunlaşmamız gerekir. Tek tek düşündüğümüzde
eğitimin öneminin farkındayız. Eğitim bütün bütçemizden en büyük
payı alıyor. 2002 yılında Başbakan olduğumda birinci payı eğitime
verdim. Türkiye’nin birinci payı savunmaya giderdi daha önce.
Üniversiteler uzun bir aradan sonra kendi görevlerinin farkına
vardılar. Türkiye’de 5-10 yıl sonra araştırma ve geliştirmede çok
büyük patlama olacaktır. Daha önce üniversiteler birbirleri ile
konuşamazdı, TÜBİTAK ile üniversiteler konuşamazdı. YÖK yazılar
yazardı. Türkiye’de çok garip olaylar vardı. Türkiye Avrupa çerçeve
programlarına dahil. Biz 6. Çerçeve programlarına 250 milyon avro
vermiştik ama 50 milyon avro geri geldi. Böyle garip durumlarımız
vardı. Türkiye, Almanya, Fransa bilim adamlarına sübvanse değil.
Bugün ödediğimizden çok daha fazlasını almaya başladık. Acı
tabloları bildiğimiz için YÖK ve TÜBİTAK başkanlarına sorarım. Şu
anda verdiğimizden daha fazlasını alıyoruz. Çünkü yarış heyecanı
var. Dünyanın neresinde fon varsa oraya müracaat ediyorlar. Güçlü
olmak tek başına anlamlı değil. Güçlü olduğun zaman halkın mutlu
değilse gücün anlamı yoktur. Türkiye’de halk mutlu oluyor ve
Türkiye daha güçlü olma yolunda ilerliyor. Üniversite sadece eğitim
kurumu değildir, üniversite ülkelerde ve şehirlerde lokomotif
görevi yapacaktır. Günlük siyaset değil, genel siyasetin
oluşturulması amacıyla fikirlerini ortaya koyacaktır. Üniversitenin
eğitim ötesi sorumlulukları da vardır. Bütün bunları yaparken kendi
esas amaçlarını ikinci plana atmadan bu işi yapacaklardır”
ifadelerini kullandı.
(İHA)