Armağan Çağlayan'ın YouTube programında özel hayatıyla ilgili samimi itiraflarda bulunan şarkıcı, abisinin ölümü, ikiz çocuklarının 2 ay erken doğması ve annesinin huzurevinde yaşamasından bahsetti. 17 yaşında abisinin ani ölümüyle yıkılan Gülben Ergen, yaşadığı büyük acı için şunları söyledi: "Annem ve babam ayrıydı ve ben annemle yaşıyordum. Bizde telefon olmadığı için babam anneme bu haberi çok sert bir şekilde verdi. Ne yapacağımızı bilemedik. Şu an ışıklar altında olduğum için sorulara gardımı alarak cevap veriyorum ama abimle ilgili bir soruda gardımı alamıyorum, içim çekiliyor çok üzülüyorum.''''Hele ki şu anda eksikliğini çok hissediyorum. Keşke benim çocuklarım dayılarını tanısaydı, keşke şu an evde olsaydı. Taşıyamadığım ve çok gücüme giden bir acı. Beni bırakıp gitmesi..." İkiz çocuklarının 2 ay erken doğmasıyla ilgili konuşan Ergen, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Biri 1 kilo 100 gram diğer 1 kilo 300 gram doğdu. Onların yoğun bakımda kaldığı süreç kolay değildi. Yaşamla ölüm arasında bir kelime varmış; entübe olmak... Bir ara bana 'Kaç çocuğunu var?' denildiğinde Atlas ve ikizler diyordum.''''Pedagog bana direk 'Size tedaviye başlayalım çünkü sizin Atlas, Ares ve Güney diye 3 oğlunuza var ve onlarında bir isimleri var' dedi. Meğerse bunun çok derin bir hikayesi varmış.Çocukların birinin ilk 4 ay görüp görmediğini anlamadık. Birinin akciğerinde sorun vardı diğerinin kalbi delik dendi o ilaç tedavisi gördü.''''Bebekler eve geldiklerinde kalpleri durduğunda alarm veren bir yatakta yatıyorlardı. Şimdi birkaç cümleyle anlatması çok kolaya ama yaşaması hiç kolay değildi. İçimden kalbimden ve ruhumdan sildiremediğim şeyleri Google'dan da sildirmeye gerek yok. Çocuklarıma gördüğü her şeyi anlatırım."Annesinin uzun süredir kendi isteğiyle huzurevinde yaşadığını ancak bu durumdan çok hoşnut olmadığını belirten Ergen, samimi açıklamalarına şöyle devam etti:"Anne 'Bak annesini huzurevine koydu' derler diyerek 5 sene engelledim. Annemin evi, yazlığı, kışlığı var. Şimdi Darüşafaka'da kalıyor ve biz oraya çok ciddi bir bağış yaptık. O süreçte neler yaşadık anlatamam. Annem Urla'daki Darüşafaka'daki evine yılda iki kere gidiyor.''''Annemin oraya 2 sene gitmediği de oluyor. Darüşafaka'ya konser vermediğim için annemden hala azar işitiyorum. Annemin çok sevdiği bir yer ama benim tepki göstererek canıma okudu.''''20 gün önce dişçiye gidecekti ben de aradım ne yaptığını sormak için. Bir öğrendim ki minibüse binmiş. Kapısında şoför hazır bekliyor. 'Anne niye minibüse bindin' diye sordum. 'Ne var bunda maskemi taktım eldivenimi taktım herkes gibi bindim.'' ''Halk bilinçli. Paramı eldivenle verdim aldım. Sensin huzurumu kaçıran minibüs değil' diyor. Ben de 'Unutmayın ki bana bir şey olmaz' diye şuursuz şuursuz konuşuyorum. Böyle bir annem var."