Gül veto etti Metris'te kavga çıktı
Abone olŞike sanıkları Cumhurbaşkanı Gül'ün vetosunun ardından Metris'te kavga ettikleri ortaya çıktı!
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün şike yasasındaki
değişikliği veto etmesinin ardından Metris Cezaevi'nin A8
Koğuşu'nda kalan tutuklu sanıklardan Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip
Mosturoğlu ve avukat Sami Dinç'in sözlü kavga ettiği ortaya
çıktı.
Şike İddianamesinin tamamlandığı Cuma akşamı, Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'ün sanıkların lehine olan şike yasasındaki düzenlemeyi
veto edince gerilimli saatlerin yaşandığı ortaya çıktı. 401
sayfalık iddianamedeki suçlamaların kamuoyuna yansımasından birkaç
saat sonra Gül'ün veto kararını duyan, şike suçundan tutuklu
sanıklar
koğuşta kavga etti. Metris Cezaevi'nin A8 Koğuşu'nda bulunan Sami
Dinç'in "Hani yasa değişecekti" diyerek Şekip
Mosturoğlu'na küfretti.
Mosturoğlu da sert yanıt verdi. Bunun üzerine ikili arasında yüksek
sesle tartışma başladı. Dinç ve Mosturoğlu'nun birbirlerine hakaret
de ettiği tartışmanın kavgaya dönüşmesini aynı koğuşta bulunan
diğer tutukluların önlediği öğrenildi. İki isim iddianamede
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın kurduğu öne sürülen
örgüte üye olmak ve şike yapmak ile suçlanıyor.
AZİZ YILDIRIM: SAKİN OLUN
Şike sanıklarını Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın
teselli ettiği de ileri sürüldü. Yıldırım'ın 'Hukuk
mücadelemiz devam edecek. Canınızı sıkmayın' dediği
öğrenildi.
MEHMET BARANSU İSE OLAYIN HİÇ BİLİNMEYEN
ÇOK ÇARPICI YÖNLERİNİ BUGÜNKÜ KEŞÖ YAZISINDA KTELAME ALDI. BAKIN
BARANSU'NUN İDDİASINA GÖRE VETO'DAN HEMEN SONRA METRİS CEZAEVİ'NDE
NELER YAŞANMIŞ
[PAGE]
Taraf'tan Mehmet Baransu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 'Şike
yasası'nı veto etmesinin ardından Metris Cezaevi'nde yaşananları
yazdı.
Baransu, Şekip Mostoroğlu ve İlhan Ekşioğlu’nun, tutuklu
sanıklardan Emre Koçak’ı dövdüğünü, Aziz Yıldırım'ın Cumhurbaşkanı
Gül ve Savcı Mehmet Berk'e küfürler yağdırdıktan sonra fenalaşarak
revire kaldırıldığını belirtti.
"Futbolda şike iddianamesinin mahkeme tarafından kabul
edilmesinden sonra, gözler Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na
çevrilecek." diyen Baransu, tarafsız bir yargılama için
buradaki isimlerin o kuruldan uzaklaştırılmalarının gerekliliğine
dikkat çekti.
Etik Kurulu'nun raporuna göre bazı maçlarda şike ve teşvik
yapıldığının netleştiğini ifade eden Baransu, şike ve teşvik
bulgusuna rastlanan ve rastlanmayan takımları sıraladı.
İşte Mehmet Baransu'dan çarpıcı bilgiler:
Türkiye 3 temmuzdan beri mafya ve paranın esir aldığı futbolu,
çirkinlikleri, “kirli ve karanlık” dünyaları, “spor yorumcusu,
yazar” adı altında bu kirli dünyalara sahip çıkanları, arkası yarın
tadında izliyor. Yöneticisiyle, futbolcusuyla, teknik direktörüyle,
Federasyon’uyla, medyasıyla dünyaları kirli. Aralarında birkaç
namuslu dışında, temiz bulmak zor. Kirlilik içinde yaşamayı
seviyorlar. Varlık nedenleri, yaşam kaynakları bu. Oradan
kazandıklarıyla “kirli” bir hayat sürüyorlar.
Sözde “duayenler”, Şansallar, Rıdvanlar ve
ötekiler, ortalıkta yoklar. Ancak kirlilikle mücadele edenleri de
kıyasıya eleştiriyorlar!
Bu dünya kirli, bir o kadar da “güçlü”. Meclis’te
biraraya gelemeyen dört partiyi, bir gecede aynı masa etrafında
topladılar. Yasayı jet hızıyla Meclis’ten geçirtip, kirliliğin
devamına karar verdiler. Neyse ki toplum henüz futbol ve Meclis
kadar kirli değil de “kirli düzenlemeye” tepkiler
çığ gibi geldi. Ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, düzenlemeyi veto
etmek zorunda kaldı. Vetoyla şok yaşadılar.
Bu şok Metris’i karıştırdı. Sinirlerin gergin olduğu o şok ânında,
soruşturmada Aziz Yıldırım’ın “ara elemanları”
olduğu ortaya çıkan Şekip Mostoroğlu ve İlhan Ekşioğlu’nun, tutuklu
sanıklardan Emre Koçak’ı dövdüğü bilgisi avukatlara ulaştı. Gerekçe
ilginçti. Koçak’ın babasının vetoda etkili olduğu düşünülüyordu.
Mostoroğlu’nun sinirinden Sami Dinç de nasibini almıştı. Veto
üzerine yaşanan tartışmada kavga çıkmış, olay büyümeden
önlenmişti.
Aziz Yıldırım’ın koğuşunda ise aynı saatlerde küfürler havada
uçuşuyordu. Yıldırım’ın ağzından eksik etmediği bir küfürden, önce
Cumhurbaşkanı ardından da Savcı Mehmet Berk nasibini aldı. Ardından
da şekeri ve tansiyonu yükselen Başkan Yıldırım, revire
kaldırıldı.
Şike ve teşvik net!
Futbolda şike iddianamesinin mahkeme tarafından kabul edilmesinden
sonra, gözler Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na çevrilecek. En
dikkat edilmesi gerekli birim PFDK. Neden mi?
Çünkü, yargılamanın yapılacağı, kararların verileceği merci.
Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu’nun ,
“gazeteci” Tahir Kum ile yaptığı telefon
görüşmesinde, “Tahkim Kurulu 6-1, Disiplin Kurulu da 4-3
bizde” dediği kurul. PFDK üyelerinden Fesih Delidere de o
isimlerden biri. Mostoroğlu’nun seçtirdiği kişi. Delidere ismi
Federasyon’da büyük tartışma nedeni olmuş durumda. Bu isimlerin
kendilerini seçtirenleri nasıl yargılayacakları konuşuluyor şu
sıralar Federasyon’da. Tarafsız bir yargılama için bu isimlerin o
kuruldan uzaklaştırılmaları şart.
Öneki gün Futbol Federasyonu’nda görevli bir yetkili ve Etik
Kurulu’ndan bir isimle süreci konuştuk. Anlattıkları ilginçti. Etik
Kurulu savcılığın gönderdiği dosyada Fenerbahçe’nin 20’ye yakın
maçını incelemiş. “Bazı maçlarda şike ve teşvik yapıldığı
netleşmiş.” Raporda bu maçlar tek tek yer almış.
Görüştüğüm isimlere göre, Fenerbahçe, ikinci yarının ilk maçıyla
birlikte şike ve teşvik girişimine başlamış. Ardından da raporda da
belirttikleri net olan bazı maçlar gelmiş.
Etik Kurulu’nun hazırladığı rapor 33 sayfa. Ses kayıtları ve
eklerle birlikte rapor 150 sayfa. Federasyon’a sunulan raporda
altı-yedi maçta şike ve teşvik yapıldığı kesinleşmiş. Federasyon
Başkanı’nın basın toplantısında yanlışlıkla rapordan okuduğu
bölümlerden daha ağır olanlar var. Görüştüğüm isimlere Etik
Kurulu’nun bu raporuna rağmen, kulüplerin neden küme
düşürülmediğini sordum. Cevap olarak Ali Koç ve Nihat Özdemir’in
Federasyon’a ziyaretlerini gösterdiler. Dediklerine göre, Koç da
Özdemir de bu görüşmelerde kulüplerinin futbol dışı bazı
uygulamalar yaptıklarını itiraf etmişler. Kulübün zarar görmemesi
için zaman istenmiş ve Federasyon da küme düşürmeyerek, gerekli
zamanı vermiş.
Etik Kurulu raporuna göre, Trabzonspor’la ilgili herhangi bir
şike-teşvik bulgusuna rastlanmamış. Fenerbahçe’yle ilgili klasörler
dolusu belge kurula gelirken, Trabzonspor’la ilgili küçük bir dosya
gönderilmiş. O dosyada da teşvik ve şikeye rastlanmamış. Savcılığın
elinde başka bir belge olup olmadığını da iddianamenin kabul
edilmesiyle göreceğiz. Görüştüğüm isimler aynı durumun, Mersin
İdmanyurdu için de geçerli olduğunu söylediler. Kulüp başkanının,
Ordusporlu bir yöneticiyle yaptığı telefon görüşmesi savcılıktan
kendilerine gönderilmiş ve bu görüşmede suç unsuru bulamamışlar.
Etik Kurulu’nda görevli isim, Tayfur Havutçu ve Ahmet Ateş’in
durumuyla ilgili olumlu konuşurken, Serdar Adalı için aynı
cümleleri kullanmıyor.
Her iki isimle yaptığım görüşmede en uzun bölümü Göksel Gümüşdağ
aldı. Gümüşdağ’ın olayların içinde olduğunu söylüyorlar. Gerekçe
olarak da bazı futbolcuların eşleri ve kız arkadaşlarıyla
yaptıkları ses kayıtlarını gösteriyorlar. Onlara göre Gümüşdağ,
Fenerbahçe maçında şüpheli konuma düştü ve savcı suçlamasında
haklı. Bu ses kayıtları da iddianameyle birlikte ortaya
çıkacak.