Gül Türkiyeyi temsil edemez
Abone olCHPli Nur Serter; ABD Büyükelçisiyle ne konuştu, Gül'ün adaylığına ne diyor?
CHP İstanbul Milletvekili seçilen eski İÜ Rektör Yardımcısı
Prof. Dr. Nur Serter, Cumhuriyet Gazetesi'ne verdiği röportajda
çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte Serter'in açıklamaları...
- AKP'yi iktidara taşıyan süreçte ABD'nin Ankara
Büyükelçisi olan Robert Pearson'la ilgili bir anınız var. Bunu
anlatır mısınız?
ABD Ankara Büyükelçisi Robert
Person'la, İstanbul Conrad Otel'de görüştüm. Görüşmenin konusu
Türk kadınıydı.
Görüşmede Person'un eşi de vardı. Sohbette Türk kadınıyla ilgili
görüşlerimizi sordu.
O arada Pearson şunları söyledi: "Geçen akşam Abdullah
(Gül) ve eşiyle bizim evde yemek yedik. Eşini de çok severim.
Yakından tanıma imkânını buldum. Kendisi çok çağdaş ve entelektüel
bir kişi. Ama başı kapalı olduğu için üniversiteye alınmamış. Çok
yazık olmuş."
- Peki, sizce Pearson bu sözlerle nasıl bir mesaj vermek
istedi?
Bu sözlerinin iki temel mesajı vardı. Birisi
Gül'le olan yakınlığına, dolayısıyla da AK Parti'yle olan
yakınlığına vurgu yapmaktı. İkincisi de Hayrünnisa Gül'ün başı
kapalı olduğu için üniversiteye girememesi konusundaki görüşünü
bize iletmekti.
Pearson bizden bu kadar açık yanıtları aldıktan sonra bu defa
farklı bir yöntem izledi. Pearson'ın eşi laiklik ve AK
Parti'yle ilgili endişelerimizi sordu. Biz yine açıkça
hangi endişeleri taşıdığımızı, AK Parti'nin iktidara
gelmesi durumunda Türkiye'nin ılımlı İslam devleti modeline
sürüklenme riski taşıdığını gerekçeleriyle anlattık. Bizim bu
kararlı ifadelerimizden sonra görüşmeyi bitirdik.
Vedalaşırken eşi, "Endişe etmeyin. Biz sizlerin
yanınızdayız" dedi.
- Siz bu görüşmeden nasıl sonuçlar çıkardınız?
Çok anlamlı bir görüşmeydi.
ABD, "Ben varım. AK Parti iktidarının yanındayım. Abdullah
Gül benim için önemli bir kişidir. Çok yakın ilişkilerimiz var.
Türban konusunda izlenen politikalar uygun değildir, insan
haklarına aykırıdır" mesajını ince bir dille bize vermeyi
hedefliyordu. Ama bu sözlerin bizim üzerimizde herhangi bir etki
yapması söz konusu bile olamazdı.
-Gül'ün Çankaya'ya çıktığı takdirde bütün verdiği sözlere
rağmen tüm Türkiye halkını kucaklayabileceğini düşünüyor musunuz?
Yoksa sadece AK Parti'nin cumhurbaşkanı olarak mı
kalacak?
Başbakan uzlaşma arayacağını söyledi. Ama bundan
önceki birçok söyleminde olduğu gibi bu sefer de samimi olmadığını
ortaya çıkardı. O nedenle TBMM'de temsil edilen siyasi
partiler açısından bakıldığında Gül Türkiye'nin bütününü
kucaklayacak ve temsil edecek bir kişi değil. Türkiye'nin
bütününü temsil edecek ve kucaklayacak bir cumhurbaşkanının hiçbir
biçimde ılımlı İslam devletine yönelik gizli planları ve
programlarının olmaması gerekiyor.
- Bir de Gül'ün hakkında, kayıp trilyon davasından yargı
kararı var. Aynı davadan Erbakan mahkûm oldu, ama Gül
milletvekilliği dokunulmazlığına sığınarak bundan kurtuldu. Kimi
hukukçular Gül'ün Cumhurbaşkanlığı'na çıktığı takdirde bu davadan
yargılanıp mahkûm olabileceğini söylüyorlar...
Bir cumhurbaşkanının yargılanması teamülünün bugüne kadar Türk
hukuk sistemi içinde olmadığını görüyoruz. Yargılanabilir olma
özelliği devam edecektir ama yargılanmayacaktır. Yani kendisini
yargılamaya cesaret edemeyeceklerdir, diye düşünüyorum.