Gül nükleer santrali söyle savundu
Abone olCumhurbaşkanı Gül, Türkiye'ye inşa edilecek nükleer santlrallerle ilgili tartışmalara işte bu sözlerle katıldı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin nükleer enerji
santrallerini geçmişte siyasi ve ekonomik istikrarsızlığa kurban
ettiğini ve bu konuda geç kaldığını belirtti.
Gül, aynı dönemlerde nükleer enerji çalışmalarına başlayıp bugün
ihracat noktasına gelen Güney Kore'nin iyi bir örnek olduğunu
söyledi. Gül, Avrupa Birliği'ne de sitemde bulunarak enerji
faslının açılmamış olmasının Avrupa Birliği'nin miyopluğu olduğunu
ifade etti.
Sabancı Üniversitesi öncülüğünde yapılan '4. Geleneksel
Uluslararası Enerji Forumu Küreselleşen Enerji ve Türkiye'nin rolü'
konulu toplantı Conrad Otel'de başladı. Enerji sektörü
temsilcilerini bir araya getiren toplantıya çok sayıda ülkeden
gelen bürokratlar da katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin enerji politikaları ve
bölgesindeki güç dengesiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Gül'ün üzerinde durduğu en önemli konulardan biri
Türkiye'nin yaklaşık 35 yıllık bir geçmişi olan nükleer enerji
girişimi ile ilgili oldu. Gül, Türkiye'nin uzun bir süre önce
başladığı nükleer enerji çalışmalarını sonuçlandıramadığını ve bu
konuda geç kalındığını ifade ederek, "Artan enerji ihtiyacına
rağmen Türkiye'nin nükleer enerjiden yararlanamaması büyük
eksikliktir. Yapılan bir çok girişim çeşitli finansal, teknik ve
esasen siyasi nedenlerle akim kalmıştır. Belki de siyasi ve
ekonomik istikrarsızlığa kurban ettiğimiz projelerin başında
Türkiye'de nükleer enerji santralleri gelir. O Bakımdan Güney Kore
bizim için önemli bir örnektir." dedi.
Irak'ın petrol üretimi ve petrolün ülke dışına taşınmasında
Türkiye'nin rolüne işaret eden Gül, Irak'ın dünyada ikinci büyük
petrol üreticisi olacağının öngörüldüğünü ifade etti. Gül, günde
yaklaşık 3 milyon varili bulan Irak'ın petrol ihracatının büyük
bölümünün büyük bir sıkışıklık yaşanan Basra Körfezi ve Hürmüz
Boğazı üzerinden yapıldığını hatırlattı. Irak'ın petrolünün ülke
dışına ve Avrupa'ya Türkiye üzerinden taşınmasının kendisi ve
vatandaşları açısından da önemli olduğunun altını çizen Gül,
"Enerji güvenliği sadece enerji ihtiyacı olanlar için değil, enerji
üretenlerin de güvenli marketlere ulaşması önemlidir." ifadesini
kullandı.
Gül'ün bir diğer vurgu yaptığı konu da Doğu Akdeniz'deki enerji
piyasası ve Rum yönetiminin tavrı oldu. Bölgedeki enerji
potansiyelinin yüksek olduğunu ve Rum tarafının bu potansiyeli tek
başına kullanma girişimlerinin sakıncalı olacağına işaret eden Gül,
"Kıbrıs konusunda bu gayretin daha fazla önem arz ettiğini
düşünüyorum. Bugün Kıbrıs Rum kesiminin adanın etrafındaki
kaynakları tek başına çıkarma ya da sahip olma ve bunları ihraç
etme imkanlarının çok makul olmadığını ve bunların çok riskli
olduğunu da burada açıkça ifade etmek istiyorum. Çünkü adanın
etrafındaki doğal kaynaklar aynı zamanda Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti'nde yaşayan insanların da haklarının olduğu
kaynaklardır." şeklinde konuştu.
'AB, STRATEJİK MİYOP'
Cumhurbaşkanı Gül, Avrupa Birliği (AB) ile başlanan müzakereler ve
sonrasındaki gelişmelere de atıfta bulunarak sitemini dile getirdi.
Gül, AB'nin üyelik görüşmeleri öncesinde Türkiye'nin enerji
potansiyeli hakkında önemli değerlendirmeler yaptıklarını
belirterek, "AB ile müzakere pozisyonunda olan ülkenin herhalde ilk
açması gereken fasıllardan biri enerji faslı olmalıydı. Ama gelinen
noktada hala enerji faslının açılamamış olması ve bunun malim
sebeplerle bloke edilmesi AB'nin stratejik miyopluğundan başka bir
şey değildir." değerlendirmesinde bulundu.
Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı
toplantının açılış konuşmasını yaparak sektöre ilişkin
değerlendirmelerde bulundu. Sabancı, Cumhurbaşkanı Gül'ün de
toplantıya katılımından dolayı duyduğu memnuniyeti dile
getirdi.