Gül NATO zirvesinde fena saydırdı
Abone olNATO zirvesinin perde arkası aralandı. Sarkozy ile Gül'ün İran çekişmesi toplantıya damga vurduğu ortaya çıktı.
NATO zirvesinde hem Kıbrıs hem de füze meselesinde
itiraz sesleri Fransa'dan yükseldi. Sarkoz'nin son dakikaya kadar
İran'ın isminin tehdit olarak yazılmasını istedi, ancak Gül'ün
karşı hamlesiyle isteğinden vazgeçmek zorunda kaldı.
Yine Gül'ün AB ülke liderlerine "AB sözlerini tutmuyor. Aramızda size karşı bir güven bunalımı doğdu. Size güvenimiz kalmadı" biçiminde konuştuğu kulislere yansıdı.
Milliyet Ankara Temsilcisi Fikret Bila zirvenin perde arkasını yazdı. Toplantı meğer Türkiye ile Fransa'nın savaşına sahne olmuş. Bila, Lizbon'da neler yaşandığını yazdı:
“İran’ı aklınızdan çıkarın”
“Bunu aklınızdan
çıkarın. Savunma sistemi, balistik kapasiteye karşı kuruluyor. Bir
ülkeye karşı değil. Bu kapasite hangi ülkede varsa veya nerede
varsa ona karşı. Bugün bir ülkede olabilir yarın başka bir ülkede
çıkabilir. Doğru olan herhangi bir ülkeyi hedef almadan bu
kapasiteye karşı savunma sistemi oluşturulmasıdır.”
Kediye kedi deriz |
Önceki gün kabul edilen edilen belgede İran'ın tehdit olarak kabul edilmemesi Sarkozy'yi kızdırdı. Sarkozy, "NATO'nun kamuya açıklanan belgelerinde hiçbir isim yer almıyor ama biz kediye kedi deriz. Bugünün füze tehdidi İran'dır" dedi. |
Cumhurbaşkanı Gül’ün, NATO’nun bir ülkeyi hedef almaması, ülke
veya bölge ismi zikretmemesi görüşüne ABD Başkanı Obama, İngiltere
Başbakanı Cameron başta olmak üzere bütün ülke liderlerinin destek
verdiği ve sonuçta Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin de isim
yazılması konusundaki talebinden vazgeçtiği öğrenildi.
“İkinci Irak istemiyoruz”
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül ile zirve sonrasında otelinde sohbet olanağı bulduk.
Gül, sorularımızı yanıtlarken, İran ile ilgili olarak “Bölgemizde
ikinci bir Irak olayı yaşamak istemiyoruz” dedi ve şu
değerlendirmeyi yaptı:
“Biz bölgemizde ikinci bir Irak olayı yaşamak istemiyoruz. 90’larda
Irak’ta yaşadıklarımızı bir de İran ile mi yaşayacağız? Bunu
istemeyiz tabii ki. Elbette İran konusu bizim için önemli. Biz
Latin Amerika ülkeleriyle ilgili konuşmuyoruz. Komşumuzu
konuşuyoruz. Kendi mahallemizi konuşuyoruz. İyi de olsa kötü de
olsa İran beni ilgilendiriyor. Irak ile ilgili yaşadıklarımızı
hatırlayın. Göç olayı oldu. Güvenlik zaafı ortaya çıktı. Ekonomik
sorunlar çıktı. Şimdi aynı şeylerin ikinci kez yaşanmasını
istemiyoruz. Bu nedenle bu sorunun çözülmesi için bütün diplomatik
yolları kullanıyoruz.”
“Füze başka, nükleer başka”
Cumhurbaşkanı
Gül, İran’ın geliştirdiği füzeler konusu ile nükleer meselenin
farklı olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Şimdi füze ile nükleer mesele aynı değil. Füze konusu bizim ulusal
çıkarımız açısından sorun değil. Biz İran ile komşuyuz. Eğer bize
düşmanlık olacaksa füze gerekmez. 50 kilometreden bir topla da
Türkiye hedef alınabilir. Balistik füze gerekmez. Füzenin
başlığının ne olacağı da önemlidir. Her ülke kendine göre bir
tehdit algılaması içinde. Bu algılamaya göre tedbir geliştiriyor.
İran’ın da kendine göre bir tehdit algılaması var. Eğer Türkiye’ye
bir düşmanlık olacaksa onun için füzeye ihtiyacı yok ama nükleer
mesele daha başka. Şimdi ‘İran nükleer silah yapıyor’ diyemeyiz.
Bunu Uluslararası Atom Enerjisi de söyleyemiyor. Sadece İran’a
‘daha açık olun’ diyor. Uranyumu barışçı amaçlarla geliştirmek
ayrı, silah yapmak ayrıdır. Biz kategorik olarak bölgemizin ve
dünyanın nükleer silahlardan arınmasını savunuyoruz ve
istiyoruz.”
İran açık çek verdi
Cumhurbaşkanı Gül,
İran’ın Türkiye’ye güvendiğini, nükleer konudaki görüşmeler için
Türkiye’ye açık çek verdiğini de ifade etti. Türkiye, görüşmelerin
İstanbul’da yapılmasında ısrar ederse, Tahran yönetiminin “Biz
İstanbul’a evet deriz Cenevre’ye gitmeyiz” yanıtını verdiğini
kaydetti; ancak Türkiye için önemli olanın görüşmenin nerede
olacağı değil içeriği olduğunu vurguladı.
AB’ye ağır eleştiri
Cumhurbaşkanı Gül’ün
zirve toplantısında ve akşamki yemekte Fransa Cumhurbaşkanı ve AB
yönetimini uyardığı da öğrenildi. Cumhurbaşkanı’nın, “AB sözlerini
tutmuyor. Aramızda size karşı bir güven bunalımı doğdu. Size
güvenimiz kalmadı” biçiminde konuştuğu kulislere yansıdı.
Cumhurbaşkanı Gül’ün Sarkozy’yi yanıtlarken şu görüşleri dile
getirdiği kaydedildi:
“2002 yılında alınan kararlar gereğince AB’nin Türkiye’ye sözleri
vardı. Sorun, AB’nin sözlerini tutmamasıdır. Size karşı güven
bunalımı var. Söz verdiniz, yerine getirmediniz. Sözünüzde
durmuyorsunuz sonra da ‘NATO ile AB işbirliği yapamıyor’
diyorsunuz. AB, söz verdiği halde Türkiye, Avrupa Savunma Ajansı’na
alınmadı, ayrıca Türkiye ile AB arasında güvenlik anlaşması da
imzalanmadı. Bu da size karşı bizde güvensizlik yarattı. Önce
sözlerinizi yerine getirmeniz gerekiyor. Güney Kıbrıs yönetimi
sorun çıkarıyor size ise bunu savunurken AB ailesinden ve
ilkelerden söz ediyorsunuz. Elbette ilkeler önemlidir ancak bu
ilkeleri 2004’te Güney Kıbrıs’ı üye olarak alırken neden
hatırlamadınız? AB’nin en önemli ilkesi sorunlu ülkenin AB’ye üye
olamayacağıydı ama siz Güney Kıbrıs’ı aldınız. Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi’nde dosyası olan bir ülkeyi üye yaptınız. Güney
Kıbrıs’ın, AB üyesi olmasını hayatın bir gerçeği olarak ifade
ediyorsunuz ama hayatın bir gerçeği daha var ki o da Rum
yönetiminin adanın bütününü temsil etmediğidir. Eğer 2004’te Kıbrıs
Rum Kesimi, Türk kesimi gibi Annan Planı’na referandumda evet
deseydi şimdi bu konuları konuşmuyor olacaktık.”
Rasmussen’den destek
Zirvede NATO Genel
Sekreteri Rasmussen’in Cumhurbaşkanı Gül’ü destekleyen bir konuşma
yaptığı ve AB yönetimini şu sözlerle eleştirdiği de öğrenildi:
“Türkiye, Avrupa Birliği’nin savunma işbirliği içinde değil. Bu
büyük bir haksızlık. Türkiye, Batı Avrupa Savunma Sistemi’nin (BAB)
üyesiydi. Biz BAB’ı kaldırdık yerine Avrupa Savunma ve İşbirliği
Sistemi’ni getirdik ama şimdi Türkiye bu sistemin içinde değil.
Türkiye dışarı çıkarıldı ama Norveç içeri girdi. Bu büyük
haksızlıktır. Türkiye ile güvenlik anlaşmalarının yapılması
gerekir. Bosna - Hersek’te en fazla Türk askeri var ama Türkiye
karar mekanizmasında yok.”
“Üstünüze alınmayın ama...”
Cumhurbaşkanı
Gül’ün de bu konuda şöyle konuştuğu kaydedildi: “Üstünüze alınmayın
ama biz bu masada bulunanların yarısına karşı Avrupa’yı korumuştuk.
Şimdi Türkiye’nin Avrupa Savunma ve Güvenlik Sistemi’nin dışında
olması gülünç değil mi?”
“Kaygılarımız giderildi”
Cumhurbaşkanı Gül,
zirveyi değerlendirirken Türkiye’nin kaygılarının giderildiğini de
ifade etti. NATO’nun yeni stratejik savunma konseptinde Türkiye’nin
görüşlerinin yer aldığını vurguladı. Türkiye’nin bundan sonra
Avrupa ile güvenlik anlaşması imzalamayı bekleyeceğinin altını
çizdi.
10 dakikada biterdi
Cumhurbaşkanı Gül,
Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinin eskiye göre daha iyi olduğunu
belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“20 sene önce ilişkilerimiz daha sağlıklı değildi. Bugün daha
sağlıklı. Biz ne yaptığımızı biliyoruz. Türkiye artık daha
demokratik, daha sivil, daha katılımcı bir ülke. 20 sene önce
Türkiye farklıydı. Türkiye’nin ABD ve Avrupa gözünde değeri ve
saygınlığı arktıyor. Lizbon Zirvesi’nde de bu görüldü. Türkiye
olmasaydı bu zirve 10 dakikada biterdi. Lizbon Zirvesi, Türkiye
açısından saygınlık kazandıran bir sonuç oldu.”