Gül füzeler için son sözünü söyledi
Abone olNATO zirvesi bugün başlıyor. Füze kalkanı konusunda Türkiye’nin endişelerinin giderildiği, asıl sorunun Rum Kesimi’nin de dahil olduğu NATO-AB savunma işbirliğinde yaşanacağı belirtiliyor.
NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi, Portekiz'in
başkenti Lizbon'da başlıyor. Toplantıda Türkiye'yi temsil edecek
olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yola çıkmadan önce Türkiye'nin
tavrıyla ilgili önemli mesajlar verdi.
Gül, "Füze kalkanı projesi tüm müttefik
ülkelerin topraklarını kapsamalı. Beklentimiz Türkiye'nin
taleplerinin kabul edileceği yönündedir" dedi.
İşte Gül'ün toplantı öncesi verdiği mesajlar:
TÜRKİYE'NİN TALEPLERİ KABUL GÖRMEZSE NE
OLUR?
NATO bir savunma örgütüdür, herhangi bir tehdit, herhangi bir taciz
etme örgütü değildir. Ve bütün savunulacak ülkelerin, bütün
NATO'nun müttefikleri ve NATO'nun bütün üyeleri olması
gerekmektedir, Türkiye, bu ilkesel bazda kararlarını alırken önce
ulusal menfaatlerimiz, sonra da ittifak dayanışması çerçevesinde
bütün bu kararları almaktadır. Bu konuyla ilgili biz Türkiye
içerisinde değerlendirmelerimizi geniş bir şekilde yaptık ve bu
konunun nasıl ilerlemesi gerektiği konusunda kesin net
kararlarımızı NATO'nun ve müttefik ülkelerin yetkilileriyle
paylaştık. Beklentimiz bunların hepsinin kabul göreceği çerçevesi
içerisindedir ve bu yönde de doğrusu gelişmeler söz konusudur.
TÜRKİYE'NİN İSLAM DÜNYASI İÇİNDE İMAJI ZEDELENİR
Mİ?
Bu füze savunma sistemi 2002 Irak zirvesinden bu yana konuşuluyor.
Dün başlamış değildir. Herhangi bir ülkenin zikredilmesine burada
kesinlikle karşıyız. Zaten bu da kabul görmüştür. Balistik füze
kimde varsa veyahut da bundan sonra kimde olacaksa, uzak, yakın
kimde olacaksa buna karşı da NATO ülkelerini koruma yönünde
bir savunma sistemi geliştirmektedir. Dolayısıyla biz başından beri
herhangi bir ülke, İran komşumuz veya başka bir ülke, bunların bu
şekilde bir hedef gösterilmesini asla kabul etmeyiz, söz konusu da
değildir.
NATO-AB İLİŞKİLERİNİ ETKİLER Mİ?
Aslında bu zirvenin belki de en çok bizim açımızdan tartışmalı
geçecek yanlarından birisi budur. Hatta AB ilişkileridir.
Konuşmamda da söylediğim gibi 2002 yılında varılan, kabul edilmiş
bir mutabakat vardır. Bu mutabakatın devam etmesini istiyoruz.
Dolayısıyla ben NATO toplantısına gidiyorum, AB zirvesine
gitmiyorum. Bunun da altını çizmek isterim. Burada da orada da
zaman zaman NATO zirvelerinde bunları hatırlatma gereği
duyarız. Burası AB zirvesi değil, burası NATO zirvesidir deriz.
Dolayısıyla NATO zirvesinde NATO'nun bütün üyelerinin,
NATO çerçevesinde dayanışma göstermesi çok önemlidir. Bu
konuda çok hassasız. Mektubumda da bu konuyla ilgili bütün
düşüncelerimi, beklentilerimizi zaten üye ülkelerin başkanlarına ve
genel sekretere bildirmiştim'' cevabını verdi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise Radikal gazetesine “NATO bize istemediğimiz bir şey dayatıyor, biz de kabul etmek zorunda kalıyoruz diye bir durum yok. NATO, Türkiye dışında bir güç değil, Türkiye, o gücün etkin bir üyesi. Bizim mutabakatımız olmadan NATO bir karar alacak değil. Biz de Türkiye’nin çıkarlarını savunuyoruz. Görüşmeler sonrası söyleyebilirim ki, mutabakata yakınız.” dedi.