GÜL: ’AB STRATEJİK MİYOP’
Abone olCumhurbaşkanı Abdullah Gül, nükleer enerji santrallerinin sadece enerji piyasası değil, siyası anlamı da olan büyük projeler olduğunu belirt...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, nükleer enerji santrallerinin sadece
enerji piyasası değil, siyası anlamı da olan büyük projeler
olduğunu belirterek, Türkiye’nin bu konuda geç kaldığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül Avrupa Birliği’ne de sitemde bulunarak, “Gelinen
noktada hala enerji faslının açılamaması ve bunun malum sebeplerle
bloke edilmesi Avrupa Birliği’nin stratejik miyopluğundan başka bir
şey değildir” dedi.
Sabancı Üniversitesi öncülüğünde yapılan “4. Geleneksel
Uluslararası Enerji Forumu Küreselleşen Enerji ve Türkiye’nin Rolü”
konulu toplantı Conrad Otel’de başladı. Enerji sektörü
temsilcilerini bir araya getiren toplantıya çok sayıda ülkeden
gelen bürokratlar da katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye’nin enerji politikaları ile
ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Irak’ın petrol üretimi ve petrolün ülke dışına taşınmasında
Türkiye’nin rolüne işaret eden Gül, Irak’ın dünyada ikinci büyük
petrol üreticisi olacağının öngörüldüğünü ifade etti. Gül, günde
yaklaşık 3 milyon varili bulan Irak’ın petrol ihracatının büyük
bölümünün büyük bir sıkışıklık yaşanan Basra Körfezi ve Hürmüz
Boğazı üzerinden yapıldığını hatırlattı. Gül, “Bu durum doğu
Akdeniz’e en uzun kıyısı olan ve dolayısıyla geniş bir ekonomik
alanı bulunan Türkiye’nin enerji coğrafyasındaki yerini daha da
önemli hale getirmektedir. Eskiden beri doğu Akdeniz’de tesis
edilecek ekonomik işbirliğinin bir yandan bölgenin ortak refahına
hizmet edeceğini diğer yandan da ortak ekonomik işbirliği daha
büyük ölçekteki ekonomik işbirliğinin bölgedeki politik siyasi
problemlerin çözümüne de çok katkı sağlayacağına inanmışımdır. Bu
nedenle bölgedeki enerji kaynaklarıyla ilgili projelerin
geliştirilmesi aşamasında Doğu Akdeniz havzasının Mısır, Lübnan,
İsrail, Kıbrıs adasının tümü ve Türkiye’yi de kapsayacak şekilde
değerlendirilmesini gerektiğine inanmaktayım” dedi.
Çin, Brezilya ve Güney Kore gibi ülkeler batılı ülkelerin petrol
şirketleriyle rekabet edebilecek güçte enerji şirketleriyle reel
küresel oyuncular haline geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül
şunları söyledi;
“Son dönemde meydana gelen küresel enerji piyasasında kayda değer
değişikliklere yol açacak bir diğer gelişme ise kaya gazının
Amerika Birleşik Devletleri’nde yaygın kullanımının önünün açılmış
olmasıdır. Bu gelişme küresel enerji piyasalarında yeni bir
paradigma yaratmıştır. Amerika Birleşik Devletleri, Kanada,
Meksika, Latin Amerika, Çin ve Avustralya’daki keşfedilen muazzam
rezervlerin enerji piyasasına sürülmesini sadece ekonomik değil
stratejik manada da önemli tesirleri ve neticeleri olacaktır. Öte
yandan yüksek ekonomik büyüme oranlarıyla Çin, Hindistan, Brezilya
gibi ülkelerin enerji pastasından giderek daha büyük pay talep
etmeleri de kaçınılmazdır. Bu durum bu güne kadar doğu batı, kuzey,
güney ekseninde cereyan eden enerji jeopolitiğini köklü bir şekilde
değiştirmeye namzettir. Türkiye olarak hızla kalkınan bu dev
ekonomilerin küresel düzeyde yürüttüğü aktif enerji güvenliği
politikalarından yakından takip ediyoruz. Çin, Brezilya ve Güney
Kore gibi ülkeler batılı ülkelerin petrol şirketleriyle rekabet
edebilecek güçte enerji şirketleriyle reel küresel oyuncular haline
gelmişlerdir.”
Gül, Türkiye’nin uzun bir süre önce başladığı nükleer enerji
çalışmalarını sonuçlandıramadığını ve bu konuda geç kalındığını
ifade ederek, “Daha önce TBMM’nde yaptığım konuşmamda da dikkat
ettiğim gibi küresel enerji jeopolitiğinde bu kadar önemli
gelişmelere cereyan ederken, Türkiye sadece enerji geçişi sağlayan
bir transit ülke olmakla yetinemez. Büyük savaşların ve büyük
rekabetin ekseni olan enerji bölgelerin neredeyse merkezinde
bulunan bir ülkeyiz. Hepimizin bildiği gibi nükleer enerjiden
faydalanılması fikri 1967-1970 yılları arasında ülkemizin gündemine
girmiş yapılan çalışmalar neticesinde Mersin Akkuyu’da ilk nükleer
santralin inşa edilmesine karar verilmiştir. Nihayet 2 santralin
ihalesi yapıldı ve temelleri atıldı. Rusya’yla yaptığımız bu
santraller Türkiye için gerçekten çok gurur verici atılımlardır.
Bunların sadece enerji piyasası değil, siyası anlamı olan büyük
projeler olduğunu ve çok gecikmiş başlangıçlar olduğunu ifade etmek
istiyorum. Nükleer enerji politikalarını yürütürken, uluslar arası
düzeyde kabul edilen en ileri güvenlik standartların uygulanması
kaçınılmazdır” dedi.
“AB, STRATEJİK MİYOP”
Cumhurbaşkanı Gül, Avrupa Birliği (AB) ile başlanan müzakereler ve
sonrasındaki gelişmelere de atıfta bulunarak sitemini dile getirdi.
Gül, AB’nin üyelik görüşmeleri öncesinde Türkiye’nin enerji
potansiyeli hakkında önemli değerlendirmeler yaptıklarını
belirterek, “Avrupa Birliği müzakereler safhasında olan ülkenin
herhalde ilk açması gereken fasıllardan biri enerji faslı
olmalıydı. Avrupa Birliği’nin Türkiye ile müzakerelere başlamadan
önce yaptığı strateji raporlarında Türkiye’nin en büyük katkısının
enerji alanında olacağını açık açık söylemiş ve Türkiye ile
müzakereye başlamanın en önemli gerekçelerinden birisini enerji
olarak göstermiştir. Ama gelinen noktada hala enerji faslının
açılamaması ve bunun malim sebeplerle bloke edilmesi Avrupa
Birliği’nin stratejik miyopluğundan başka bir şey değildir” diye
konuştu.
(İHA)