9 yaşındayken Pakistan’da El Kaide ve Taliban ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan ve Guantanamo kampında 5 yıl tutulan Murat Kurnaz’ın yaşamı film oldu. Murat Kurnaz’ın 2007 yılında yayımladığı “Hayatımın Beş Yılı” adlı biyografisi, genç Alman yönetmen Stefan Schaller tarafından filmleştirildi ve “Fünf Jahre Leben/Beş Yıl Yaşam” adı altında bugün Alman sinemalarında gösterime giriyor. Bir dönem Almanya ile ABD arasında krize neden oldu. Alman “Bild” gazetesinin “Bremenli Taliban” diye andığı, Alman vatandaşı Murat Kurnaz, ABD'yi hedef alan 11 Eylül saldırılardan kısa bir süre sonra Pakistan’da tutuklanmış ve Guantanamo tutuklu kampına gönderilmişti. Burada yaklaşık 5 yıl boyunca sorgulandı, işkence gördü, terörist damgası yedi. Sorgulamalardan bir sonuç alamayınca Amerikan hükümetinin Kurnaz’ı Almanya’ya teslim etmek istediği ama o dönemin Alman hükümetinin buna yanaşmadığı da skandal olarak tarihe geçti. Murat Kurnaz, özellikle avukatı Bernhard Docke’nin ısrarlı çabaları sonrasında 2006 yılında serbest bırakıldı ve Guantanamo’dan Almanya’ya gönderildi. Avukat Bernhard Docke, 'Murat Kurnaz, özellikle medyanın Guantanamo gerçeğinin farkına varmasında büyük rol oynadı. Almanya'dan Guantanamo'ya giren tek tutuklu olan Kurnaz, orada neyse ki manen yıkılmadı ve Guantanamo'da hâlâ tutuklu bulunanlara yardım etmek için gerçekten de inanılmaz işler yaptı. Örneğin Uluslararası Af Örgütü ile birlikte toplantılara katıldı, televizyon kanallarına çıktı, bu konuda bir kitap yazdı ve şimdi de bu film… Filmin odak noktasında tabii ki Murat Kurnaz var, ama sadece o değil, bu hukuk dışı ve insanlık dışı tutuklu kampı Guantanamo'nun hala varlığını sürdürüyor olması ve artık kapatılma zamanının çoktan gelmiş olduğu da filmde işleniyor' şeklinde konuşuyor. Bremen'de 21 Mayıs akşamı filmin ilk gösterimine katılan Murat Kurnaz, filme dair 'Bence filmde görülen, iyi yapıldı... Yalnız seyirciler bakamaz, bakmak istemez diye birçok işkence sahnelerini göstermediler, bu doğru! Guantanamo'dan çıkıp, sağ-salim gelen bir ben varım yani. Bunu da Allah'a şükrediyorum tabii. Benim ordan çıkmamla her şey bitmedi, devam ediyor, Guantanamo hâlâ var. Hâlâ işkence görüyorlar ve Guantanamo gibi 21 gizli hapishane yeryüzünde yayılmış, yani insanlara işkence edilmekte. İnsan hakları kuruluşları ile sık sık beraber çalıştığım için bu gizli hapishanelerden tabii ki ben haberdarım ama dünya bunu bilmiyor. Ve bu gibi hapishanelerde insanlar kaçırılıyor, işkence ediliyor, öldürülüyor, yani orada ya öbür boyu yatıyorsun ya da işkence altında ölüyorsun. Bu hapishaneler böyle. Ve bunları gündeme getirmek, bunları unutturmamak, bunları insanlara hatırlatmak benim görevim yani' açıklamasını yapıyor. Guantanamo'da sorgulamalar ve işkenceler devam ederken, arka plandaki siyasî entrikalar ve Murat Kurnaz’ın masumiyetinin kanıtlamasına rağmen Alman devletinin, Kurnaz’ın ülkesi Almanya’ya dönmesine izin vermeye yanaşmaması, Başkan Bush dönemindeki insan haklarını ayaklar altına alan tutuklulara ilişkin politikalar bu filmde fazla yer bulmuyor. Schaller’in tüm çıplaklığı ile perdeye yansıttığı, Guantanamo tutuklularına reva görülen ve günbegün devam eden kötü muameleler… Oyuncuların gerçek bir olayı canlandırırken gösterdikleri yüksek performans nedeniyle film daha derin bir boyut kazanıyor.