Grup Yorum İstanbul'u salladı
Abone olGrup Yorum kuruluşunun 25. yılında İnönü Stadı'ndaydı. 40 bin insanın beklendiği konserde 55 bin kişi vardı...
İnönü Stadyumu Grup Yorum’un 25’inci yıl konseriyle
en kalabalık günlerinden birini yaşadı. 40 bin kişi beklenirken 55
bin kişi geldi. Kalabalık hep bir ağızdan, Yorum türkülerini
söyledi.. Milliyet Gazetesi'nden Umut Alphan'ın kaleminden İnönü
Stadı'ndan izlenimler:
- Konserde Grup Yorum’a ‘İstanbul Syhmphonic Project’ adlı
60 kişilik orkestra eşlik etti. ‘Cemo’, ‘Haziran’da Ölmek Zor’
‘Dağlara Gel’ gibi şarkılar 55 bin kişiyle hep bir
ağızdan söylendi. Dev koronun sesinin gürleştiği an
‘Çav Bella’ ile ortalığın inlediği dakikalardı.
- Venezuela Komünist Partisi Genel Sekreteri Figuara’nın okuduğu
destek mesajının ekrana yansıması, gecenin coşkulu anlarından
biriydi. Güney Amerika’dan gelen bir misafirse sinevizyondaki
Che Guevera görüntüleri eşliğinde sahnede ‘Hasta Siempre’yi
söyledi.
- Tuncel Kurtiz şiirle, Nejat Yavaşoğulları, Suavi, Yasemin Göksu
da şarkılarla gruba destek verdi.
- Yorum dört saat sahnede kaldı. Konser yoğun güvenlik
önlemlerine ihtiyaç duyulmadan, kardeşçe, olaysız tamamlandı.
GRUP YORUM
Üniversite öğrencileri tarafından 1985’te İstanbul’da kuruldu. 1980
askeri darbesine ve sonrasındaki politikalara tepki amacıyla yola
çıkan Yorum, müzik grubu olmanın dışında, özgürlük mücadelesinin de
önemli bir temsilcisi oldu. 1987’den başlayarak hemen her yıl bir
albüm çıkaran, bunun dışında kitle eylemlerine katılan grup
üyeleri, müziklerindeki muhalif çizgi nedeniyle pek çok tutuklama
ve yasaklamayla karşılaştı.
En çok, Türkiye’den bir grubun stadyum konseri nasıl olur merakıyla
gittim Grup Yorum’un İnönü konserine. Şu 40 bin kişiyi bir de ben
göreyim dedim. Cem Dizdar’la kendimizi trafikten kurtarıp da İnönü
Stadı’nın sınırlarına duhul ettiğimizde, açıkçası bir parça hayal
kırıklığı yaşadık. Tamam, biraz geciktik ama etraf bomboş, ne elde
bilet gezen birileri, ne bir güvenlik noktası, ne de içeri hangi
kapıdan girmemiz gerektiği gösteren bir yazı. Çıldırtıcı trafiğiyle
sanki olağan, sıradan bir cumartesi gününde Dolmabahçe.
Ne zaman ki içeri adımımızı attık, durumun öyle olmadığını anladık.
Tribünler, saha, kıyı- köşe her yer insana kesmiş. 40 bin
bekliyorlardı, 55 bin gelmiş. Sanki, iki hafta sonra aynı arenaya
çıkacak Metallica’ya ‘sol’dan çakıyor 25’inci yılındaki Grup Yorum.
Üç yaşında babasının omzunda kızlar da var, 70’ine merdiveni
dayamış abiler de.
Mahşeri kalabalık, her şarkıya eşlik ediyor, bulduğu her arada
sloganları patlatıyor. Sahnenin yanındaki dev ekranlardan akan
görüntüler, kitlenin heyecanına tavan yaptırıyor. Enstrümanlardan
yükselen tempo arttıkça, sahanın içinde halaylar çekiliyor. Saf bir
kardeşlik manzarası. Çok başka bir hava, başka bir ruh hali var
Boğaz’ın kıyısında.
Sahne de kalabalıktı
- Grup Yorum’a ‘İstanbul Syhmphonic Project’ adlı 60 kişilik
orkestra eşlik etti. ‘Cemo’, ‘Haziran’da Ölmek Zor’, ‘Dağlara Gel’
gibi şarkıların 55 bin kişiyle hep bir ağızdan söylendiği konserde,
dev koronun sesinin en gürleştiği an ‘Çav Bella’ nidalarıyla
ortalığın inlediği dakikalardı.
- Dev ekranlara Aşık Mahsuni, Selda Bağcan, Ahmet Kaya’nın
resimleri düştükçe alkış koptu. Deniz de vardı o görüntülerde Fidel
de. En büyük coşkuyu Ahmet Kaya yarattı. Bir gençlik fotoğrafıyla
beliren Ruhi Su’da ise suskun kaldı kalabalık. Ne yazık ki genç
kitle ustayı tanıyamadı.
- Gecenin ilginç notlarından biri, Venezuela Komünist Partisi
Genel Sekreteri Figuara’nın okuduğu destek mesajıyla ekranlara
yansımasıydı.
- Nejat Yavaşoğulları, Suavi, Yasemin Göksu tek tek
sahneye çıkarak şarkılarla Grup Yorum’a destek verdi. Bu isimlere
Haluk Levent, Nedim Saban, Birol Topaloğlu gibi sanatçıların da
eklenmesiyle mevcudu 40’a yaklaşan koro ‘Katil Amerika’yı
Grup Yorum ve tüm statla birlikte seslendirdi.
Eski kadro nerede?
-Gözler, Metin Kahraman, Efkan Şeşen, İlkay Akkaya gibi grup
tarihinin kilit taşlarını aradı ama orada yoklardı. Eksiklikleri
hissedildi.
- Bu konser gösterdi ki, böylesi bir kalabalığı en ücra yerine
kadar aramadan da oluyormuş. İçeri herkes elini kolunu sallayarak
girdi, mutlu huzurlu ayrıldı. Ortada tek bir polis yoktu, hiçbir
vukuat da yaşanmadı. Bir eğlence organizasyonunda insanları suçlu
muamelesiyle didik didik arayanlar, umalım ki ders alsın bu
geceden.
- Konserde, tam da olması gerektiği gibi hiçbir sınıf farkı yoktu.
Kim, biletini nereden almış olursa olsun, konseri istediği yerden
izledi.
- En unutamayacağım manzara, ‘Yorum’cular “Büyüyüp de 17’sine
geldiğinde baban sana idamlar alacak” derken, yanımdaki kızıl
saçlının neşe içinde dans edişiydi sanırım.
Zaman zaman fazla politize olmasına, aralara serpiştirilen
ajitasyonlara, repertuar seçimindeki hatalara, ses düzenindeki
eksikliklere, ikinci yarıdaki tempo düşüklüğüne rağmen,
beklentilerin üzerine çıkan bir konserdi. 25 yaşındaki Grup Yorum’a
da bu yakışırdı zaten. Makul bilet fiyatlarının elbette katkısı
vardı ama Türkiye’de böyle bir kalabalığı bir araya toplayıp dört
saat boyunca hipnotize etmek kolay olmasa gerek. Üstelik bu kadar
kardeşçe bir ortamda.