GRT TV'nin konuğu olan Şimşek'ten OHAL açıklaması

Abone ol

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, GRT TV, Radyo Zeugma ve GRT FM’de Meral Ay’ın hazırlayıp sunduğu Gündem Özel programının konuğu oldu. Gündemdeki konulara değinen Şimşek samimi bazı açıklamalarda da bulundu.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek Gaziantep'te canlı yayına katıldı. Çocukluğundan, Cumhurbaşkanı ile nasıl tanıştığına, neden AK Parti’de olduğundan, ülke ekonomisine kadar bir çok konuya değinen Şimşek, Gaziantep’in her konuda şanslı olduğunu ifade ederek, “Milletvekilleriyle, belediye başkanlarıyla, sanayicileriyle, STK’larıyla ve bütün hemşehrileriyle tek yürek birlikte gelecek inşa ediyor.Buraya gelmemin makam ve mevki ile bir alakası yok. Para hiç değil. Karşılaştırmaya bile değmez. Geriye bir tek şey kalıyor. Vatana ve millete hizmet edip bu davanın ufakta olsa bir parçası olmak.”dedi.

İNSAN YOKSULLUKTAN GELİNCE ÇOK DAHA HIRSLI OLUYOR
7 Üniversite’den İngiltere’den kabul aldım. Gerek lise gerek üniversite de çok başarılıydım. İnsan yoksulluktan gelince çok daha hırslı oluyor çalışıyor ve çabalıyor. İngiltere’de yüksek lisans yaptıktan sonra Türkiye’ye döndüm. Sonrasında 4 yıllık ABD Büyükelçiliği’nde ekonomik analizler yapmak üzere oraya geçtim. Tabi ki biz kadere inanırız ama sürekli yenilemek gerekiyordu ve riskler aldım. İnsan inanır, çalışır, çabalarsa samimi bir şekilde kendini geliştirirse o zaman fırsatlar sınırsızdır. Gerçekten öyle bakın o okul sürecinde yabancı dil öğrenemedim çünkü biliyorsunuz Türk eğitim sistemi yabancı dil eğitim çok zayıftı. Bugün bile arzuladığımız düzeyde değil. Ama ben öğrenmek istiyorum ve kursa gidecek param yok. Çünkü babam çok fakirdi. Annem ben küçükken vefat etmiş. Abimlerde destek oluyordu ama onlarında imkanları sınırlıydı. Yaz döneminde ben sürekli çalıştım. Her yaz döneminde. İlk yıl ihracat-ithalat firmasında çalıştım evrak takibi yaptım. Kamyonlarla İstanbul’a mal taşınırken gittim geldim. Bir yaz Ankara’da staj yaptım. Finansı biraz öğrenelim diye. Değişik yerlerde ama her sene çalıştım. Oralarda elde ettiğim birikimlerle de sonra ilk yıllarda elde ettiğim başarılarla da bursta aldım. Burs ve yazın yaptığım çalışmalarla da ihtiyaçlarımı giderdim.

GAZ LAMBASIYLA DERS ÇALIŞTIM
Bir bodrum katında 4 öğrenci kalıyorduk. Ama o şartlar engel olmadı. Köyde elektrik yoktu. Gaz lambası ile ders çalıştık. Yeter ki azim olsun. Yeter ki çalışmak isteyiniz. Bunu da kendimizi övmek için söylemiyorum. Ama bugünün öğrencilerinin önünde inanılmaz fırsatlar var. O gün internet, bilgisayar yok. O gün elektrik yok. İnanın köyde su yok. Kuyular var. Yol yok. Kasabaya gideceksiniz 13 kilometre yürüyorsunuz. Bugün ise hepimizin çocuklarımızın gençlerimizin önünde imkanlar ve fırsatlar var. Türkiye’de mecburi hizmet borcunu ödeyince bittiği gün ben ayrıldım ve gittim Newyork’a yerleştim. Burada yeniden bir iş buldum sıfırdan başladım. Buradan İstanbul’dan çok iyi bir teklif geldi ve Türkiye’ye döndüm. Sonra başka teklifler geldi. Kalktım sonrasında İngiltere’ye gittim. Burada Küresel Finans merkezinde tamamen liyakatla çünkü benim ailemin bir bağlantısı yok.ÇOCUKKEN EN BÜYÜK AŞKIM FUTBOLDU
Çocukken hayalleriniz farklı, gençlerken hayalleriniz farklı sonraki aşamada hayalleriniz farklı oluyor. Çocukken en büyük aşkım futboldu. O zaman en büyük hayalim bir formam bir topum olsa gerçi köydeyken bu 1970’li yıllar. Gençken o zaman bir şeyler olmak istiyorsunuz. Fakirlikten geldiğiniz için profesyonel bir mesleğiniz olsun. Örneğin doktor, mühendis olmak istiyorsunuz. Londra’dayken Türkiye’ye dönüp siyasete gireceğim hiç aklıma gelmezdi. Hiç aklımdan geçmedi. Ben büyük ihtimalle buradan emekli olurum çünkü yaptığım işten o zamanlar böyle hayal kurmaya vakit yoktu. Günde 17-18 saat çalışıyorum. Ortadoğu, Afrika’nın tamamı bu ülkenin makro ekonomi ve siyasal analizlerinin yapıldığı birimin başındayım. Ve her sene o ülkelere ilişkin görüşlerimizi de küresel büyük formlara anlatmak üzere mesela ABD’nin Boston şehrinden başlayın San Diego’ya kadar bir uçtan bir uca 7-8 toplantı. Sonra gelip Avrupa’da bunları yapardık. Ve analiz yaptığımız ülkelerin görünümünü mesela tahvil piyasası, hisse senedini hangi ülkeye ne kadar ağırlık verilip imkanlar tahsis edilmeli gibisinden araştırmalar ve analizler yapardık.

CUMHURBAŞKANIMIZLA 2005 YILINDA TANIŞTIK
Ondan sonra tesadüf 2005 yılının sonuydu Cumhurbaşkanımızla tanıştık. O zaman zirve için Londra’dalarmış. Beni aradı bir arkadaş ‘Başbakan ile tanışmak ister misin?’ dedi. Bende olur dedim. Ve gittik hayatımda ilk kez o zaman tanışmıştım Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile. 2006’da biliyorsunuz Merkez Bankası ataması yaşandı. O zamanlar Cumhurbaşkanı farklı genelde hükümetin atamalarını ince eleyip sıkı dokunuyordu ilginçtir benimde atamamı o dönemde veto etmişti. 2007 yılında erken seçim kararı alınmıştı. O zamanda bir teklif geldi ve biz geldik. O gün bugündür buradayız.

AK PARTİ ÜLKENİN BİR ÇOK SORUNUNU ÇÖZDÜ
Neden AK Parti’yi tercih ettim. AK Parti hakikaten bu ülkede en reformcu bir anlamda bakmayın son yıllarda başımıza gelen felaketlerden dolayı OHAL vs bir algı var. Ama bugünde o günde demokratikleşme anlamında. Temel hak ve özgürlükler anlamında, Türkiye’nin kalkınması gelişmesi anlamında en reformcu parti. Türkiye hakikaten son 15 yılda başımıza gelen bunca felakete rağmen, Ortadoğu’daki kaos, hain darbe girişimi, küresel krize, Rusya ile yaşanan krize, Batı ile yaşanan FETÖ üzerinden ve başka konular üzerinden gerilimler. Bu kadar seçim yani içerde yani 2007’de geliyorsunuz genel seçim oluyor bir kaç ay sonra Anayasa referandumu oluyor 2009-2011-2013-2014-2015-2016-2017-2018 yıllarına şöyle bir baktığınız zaman seçimlerden nefes alamıyorsunuz. Bunu anlatırken bile bütün bunlara rağmen çünkü bunların hepsi enerjinizi alıyor. Sizin odaklanmanızı sınırlıyor. Buna rağmen AK Parti ülkenin bir çok sorununu çözdü. Bugün kim ne derse desin eleştirilecek taraflarımız var. Sağlıkta bu ülkede bir devrim yaşanmıştır. Eğitme erişimde inanılmaz bir seferberlik. Türkiye şu an alt yapıda kabuğunu kırmış ve dünyanın en gelişmiş ülkeleriyle aynı seviyeye geldi. Şimdi bir çok konuda yani bütün bu bahsettiğim onun için AK Parti.

2002’DE PİYASALAR TÜRKİYE’NİN İFLASINI KAÇINILMAZ GÖRÜYORLARDI
Ülke analizi yapmak demek ülkenin sadece ekonomisi siyasetinden bağımsız olmaz. 2002’de piyasalar Türkiye’nin iflasını kaçınılmaz görüyorlardı. Eninde sonunda batacak diye görüyorlardı. O günlerde faiz %65’ti kimse gelip dokunmuyordu hazine kağıtlarına. Kimse gelip para koymuyordu. Halbuki 2013’te Türkiye’ye güven zirveyi buldu faiz %5 iken mesela küresel yatırımcıların TL cinsinden hazinenin sattığı kağıtlardaki payı %28’lere çıktı. Faiz o kadar düşük ki ona rağmen neredeyse hazinenin sattığı bono ve tahvillerin neredeyse 3’te 1’ine yakını yabancılardaydı. Bir güven meselesi.

AK PARTİ’YE GELMEMİN MAKAM VE MEVKİ İLE BİR ALAKASI YOK
Ülkenin sorunları çözülüyor. Size bir teklif geldiğinde siz böylesine ülkede değişim dönüşüm sağlayan bir ekibin parçası olmak sizi heyecanlandırıyor. Yoksa oturmuş bir düzen vardı. Orada hala çalışıyor olsaydım belki bugünün 50 katı daha zengin olabilirdim. Çalıştığım yerin imkanları çok iyiydi. Finans sektöründe çok iyi imkanlar sağlanıyordu. O yüzden buraya gelmemin makam ve mevki ile bir alakası yok. Para hiç değil. Karşılaştırmaya bile değmez. Geriye bir tek şey kalıyor. Vatana ve millete hizmet edip bu davanın ufakta olsa bir parçası olmak. Özetle bu yani. Başarabilirsiniz ama inanmanız lazım. Çalışacaksınız. Disiplinli olacaksınız. İnanacaksınız. Başarısızlık sonuçta bir sonraki başarının basamağıdır aslında. Şu an öyle rahatım ki. Bir beklentim yok. Milletvekili olmamayı kendim tercih ettim. Sonuçta hayat tek boyutlu değil. Herhangi bir mesleğe gençler için söylüyorum herhangi bir konuya varlık yokluk meselesi olarak bakılmaması lazım. Bugün bir çok fırsat var. Bir kapı kapanıyor diğer kapı açılıyor. Yeter ki çalışsınlar.
Sanayicinin ihtiyacıyla eğitimin niteliklerini biraz daha örtüştürmemiz lazım. O nedenle mesleki eğitime çok önem veriyoruz. Mesleki eğitimin teknik liselere giden öğrencilerin toplam liselerdeki payı %34’den %52’ye çıktı. Hedef %60. Çünkü meslek liselere ve teknik kolejlere gittiğiniz zaman cüzide olsa hangi alanda iseniz uzmanlaşıyorsunuz. Artık OSB’lerin içinde teknik liseler ve meslek yüksek okulları var.

MUHALEFET BU DURUMDAN MEDET UMUYOR
Son dönemde piyasalarda bir çalkantı oldu. Muhalefet bu durumdan medet umuyor. Meydanlarda felaket tellallığı yapıyor ve bundan da medet umuyorlar. Ev sarsılsa çökse de biz üstünde kalsak ve seçimi alsak düşüncesiyle hareket ediyorlar.

KÜRESEL KRİZ GELİŞMİŞ ÜLKELERİ ÇOK KÖTÜ VURDU
Küresel kriz gelişmiş ülkeleri çok kötü vurdu. Gelişmiş ülkeler 2008-2009 krizinde çok derin bir kriz yaşadılar. Bu krizden çıkmak için kamu borçları çok yüksek olduğu için yani devletler kamu borç sürdürülebilir problemi olduğu için borç batağında oldukları için gelişmiş ülkeler para politikasından medet umdular. Para politikasından medet ummak demek şu demek. Amerikan Merkez Bankası FED, Japonya Merkez Bankası bunlar 10 trilyon dolardan fazla para bastılar. Tabi faizleri yükseltmeyin dediler. Hatta bir dönem eksiye indi. Para bastılar. Bu küresel likitide arttı. Bir çok ülkeye kaynak gitti. Sadece kendi ülkelerinde kalmadı. Şimdi Amerika başta olmak üzere büyüme toparlandı, işsizlik düştü, enflasyon kendi kendini yavaşça göstermeye başladı. FED piyasaya sürdüğü doları yavaş yavaş çekiyor. Bir taraftan faiz artırıyor bir taraftan da Amerika’da bütçe açığı arttığı için nerdeyse 1 trilyon dolara doğru gidiyor bu açık. Bu da piyasadan likiditenin çekilmesi demek. Bu 2016’dan bu yana en yüksek düzey.

SEÇİMİ ERKENE ALINCA TÜRKİYE'NİN NOTUNU KIRDILAR
Seçim kararı aldık ve dedik ki 2019 Kasım’ı beklemeyeceğiz Haziran’da seçimi yapıp aradan çıkartacağız. Piyasalar bu kararı çok sevdi. 18-19 aylık bir belirsizlik dönemi yerine 2 aylık belirsizlik dönemi piyasaları sevindirdi. Borsa yükseldi, lira değer kazandı, faizler düştü tam piyasalar bu erken seçim kararını pozitif algılamışken bunu kutlarken bir kuruluş geldi Türkiye’nin notunu kırdı. Normalde bunlar daha önceden bir takvim açıklıyorlar. Onların bir sonraki Türkiye’nin notunu gözden geçirmesi Ağustos ayındaydı bunu erkene aldılar. Şimdi metni okuduğunuz zaman bir sürü bahaneleri var. İşte siyasi belirsizlik, cari açık gibi ama bunlar yeni konular değil ki. Tam aksine siyasi belirsizlik azalacak, cari açık geçen seneden başlayarak yılın ilk yarısında yükseliş trendindeyken tam aksine yılın ikinci yarısında düşmesi bekleniyordu. Ve bu karar piyasalarda havayı bozdu.

MUHALEFET YERİ GÖĞÜ VAAD EDİYOR
Seçim arefesinde muhalefet yeri göğü vaad ediyor. AK Parti’de bu seçimde emeklilere her bayram 1 ikramiye işte 65 yaş aylığı alanlara 260 TL’den 500 TL’ye memurlara da emeklilikte daha fazla maaş. Böyle olunca piyasalar maliye politikası da mı bozuluyor? Para politikası zaten gevşek. Yani enflasyonun yükseldiği dönemde Merkez Bankası tepki vermiyor diye bir endişe var. Onun için piyasalarda bir an bu kuruluşun not indirimi seçim arefesinde endişeye dönüştü. O zaman biz güçlü bir tepki verdik. Merkez Bankası cari açığı aşağı çekmek, enflasyonu aşağı çekmek için finansal koşulları sıkılaştırdı. Ne yaptı faiz artırdı. Faiz artırmak demek lirayı istikrara kavuşturmak için değerli kılmak. Bu ne yapacak iç talebi biraz yumuşatacak. Tam biz kontrolü ele aldık. Dolar 4,40’lara kadar inince ticaret savaşları başladı. Amerika ile Avrupa anlaşamadılar. Karşılıklı şimdi korumacı tedbirlere başvuruyorlar. Yani engeller koyuyorlar. Yüksek gümrük tarifeleri uyguluyorlar.

TÜRKİYE KÜRESEL EKONOMİNİN BİR PARÇASIDIR
Kim olduğu önemli değil. Önemli olan sağlıklı rasyonel politikaların olması. Zaten o konuda endişeler azaldı mı kolay. Şimdi biz küresel ekonomiye entegre olmuş bir ülkeyiz. Yani bizim ihracat ve ithalatın toplamı milli gelirin yarısına tekabül ediyor. İkincisi milli gelirin 4’te 1’i kadar dış kaynak söz konusu brüt yıllık. Türkiye finansal olarak reel ekonomide de bir ada değil tam aksine küresel ekonominin bir parçasıdır. Son yıllarda şöyle bir sorun yaşadık. FETÖ 2010 referandumundan sonra önce yargıyı daha öncede Emniyet-İstihbarat’a sirayet etmişti. 2012’de MİT Operasyonu, 2013’te gezi provakasyonu, 17-25 aralık aslında yargı polis darbesi niteliğinde. Bütün bunlara milletimiz prim vermedi fakat bütün bu süreç FETÖ ile darbe girişimi öncesi ve sonrası mücadelemiz şöyle lanse edildi. Türkiye’de medya özgürlüğü yok, Türkiye’nin devletine sadakat yerine 10 bin km ötedeki birine sadakati öne çıkartan hakimler savcılar görevden alındı algısıyla Türkiye’de hukuk yok denildi. Bu FETÖ sıradan bir terör örgütü değil ve bu örgüte mensup olanların ayıklanması dışarıda farklı sunuldu. Şimdi bunlar Türkiye’nin dışarıdaki algısını bozdu. Bir propaganda var FETÖ tarafından. O dönemde hatırlarsanız bölücü terör örgütü bazı şehirlerin bazı mahallelerinde hendekler kazdı. Bu durum oradaki belediyelerin desteğiyle oldu. Her türlü lojistik destek sağladıkları devletin bütün imkanlarıyla ortada.

OHAL GEREKLİ DEĞİL ZARURİYDİ
OHAL gerekli değil zaruriydi. Dünyanın bütün terör örgütleri sizi hedefe koymuş. 2015’in ortasından 2016’nın sonuna kadar Türkiye’de sadece hain darbe girişimi olmadı. 30 tane büyük terör eylemi oldu. Suriye’den, Irak’tan, içerden tehditler. FETÖ’nün devletin bir çok kurumundaki elemanı üzerinden sabotajlar. Devletin bunlarla mücadelesinde olağanüstü hal tabi ki devletin elini güçlendirdi. Bunda tereddüt yok. Bugün terörün beli kırılmışsa, bugün terör ülkemizin sınırları ötesinde hayat bulamıyorsa o aslında Cumhurbaşkanımızın gerçekten cesareti, vizyonu ve bir o kadarda kullandığımız enstrüman. Nedir bu? Olağanüstü hal.

OHAL'İN TEK SEBEBİ TERÖRLE MÜCADELEYDİ
Bundan sonraki dönemde Türkiye’nin hızla bu yeni sistemde normalleşmesi. Nedir bu normalleşme. OHAL’ın kaldırılması zaten bunu Cumhurbaşkanımızda söyledi. OHAL’ın tek sebebi vardı terörle mücadele. Ve bu mücadelede başarı var. Artık eskisi gibi değil.

15 TEMMUZ’DAN SONRAKİ EN BÜYÜK KALABALIKTI
Önceki gün Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilen mitingimiz 15 Temmuz gecesindeki kalabalık hariç en büyük kalabalıktı. 2011 yılında meydanda yapılan sayım 130 bin civarı. Önceki günkü mitingte bize verilen rakam 140 binin üzerinde. Bu çok ciddi bir rakam. Hakikaten sıcağa rağmen, mesai günü olmasına rağmen Cumhurbaşkanımıza muazzam bir teveccüh vardı. Anketler Cumhurbaşkanımızın ilk turda seçimi kazanacağını gösteriyor. Bu önemli çünkü belirsizlik çok hızlı azalır. Mecliste de çoğunluğu alacağımıza inanıyorum. Bu gerçekleşirse birkaç gün sonra belirsizlik ortadan kalkacak. Türkiye son 5 yılın bütün sıkıntılarına kapıyı kapatacak ve yeni bir sayfa açacaktır. Tabi buna milletimiz karar verecektir. Başkanlık sisteminde hükümet krizi yok. Gaziantep’teki coşku bizleri çok cesaretlendirdi. AK Parti bu ülkenin çimentosudur.

GAZİANTEP ÇOK ŞANSLI
Gaziantep’in sanayide dönüşümü, dijital dönüşüm, 4. Sanayi devrimine hazırlık, basit ürünlerden, düşük teknoloji ürünlerinden orta yüksek ve ileri teknoloji ürünlerine geçiş. Yani Gaziantep’in daha da zenginleşmesi. Gaziantep zaten çok önemli bir turizm, ticaret ve sanayi merkezi. Mesele kazanımları korumak ve onları yeni çağın gerektirdiği düzeylere taşımak. Bu çok önemli. Bunun için vizyon ve ekip gerekiyor. Gaziantep çok şanslı. Milletvekilleriyle, belediye başkanlarıyla, sanayicileriyle, STK’larıyla ve bütün hemşehrileriyle tek yürek birlikte gelecek inşa ediyor. Bu vizyon etrafında herkes toplanabiliyor. Herkes ona yönelik çaba ortaya koyabiliyor. Gaziantep’in potansiyeli büyük, Gaziantep dışarıya açık. Gaziantep bir çekim merkezi. Gaziantep eski Amerika gibi. Yeni Amerika gibi değil. Yeni Amerika artık düşüş dönemindeki Amerika’dır. Gaziantep dış açık. Sermaye buraya geliyor. Yeter ki bu ortak akıl bu yapı korunsun.

Günün Önemli Haberleri