Gripten korunmanın yolları
Abone olÖzellikle kış ve sonbahar aylarında salgın olarak yayılan grip virüslerinden korunmanın yolları:
İnfluenza denen virüsün, solunum yoluyla insan vücuduna girerek
özellikle sonbahar sonu, kış ve ilkbahar başında salgınlar yapan
bir infeksiyon hastalığı olan gribin, nezle gibi hasta kişilerin
bulunduğu ortamlarda, hapşırma, öksürme ve virüs bulaşmış ellerle
tokalaşma yoluyla kolaylıkla bulaştığı belirtilerek, bu hastalığa
yakalananların iyileşene kadar başkalarıyla öpüşmemesi,
kucaklaşmaması, tokalaşmaması ve ortak eşya kullanımından kaçınması
gerektiği vurgulandı. Samsun Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Kılınç,
gribin çocuklarda, yaşlılarda, vücut direnci zayıf olanlarda, kalp,
akciğer, böbrek, şeker, zatürre, beyin ve kalp kası iltihabı
hastalığı olan kişilerde çok ağır seyrettiğini, ölüme bile yol
açtığını vurgulayarak, "Bu kadar ciddi sonuçlara neden olan grip,
halk arasında soğuk algınlığı ile karıştırılmaktadır. Soğuk
algınlığı halsizliğe yol açmadığı için yatak istirahatı
gerektirmeyen bir hastalıktır ve kesinlikle grip ile
karşılaştırılmamalıdır" dedi. Gribin tedavisinde ağrı kesici ve
ateş düşürücülerin, hapşırık ve kaşıntıyı azaltmak için de
antihistaminiklerin kullanıldığını ve yatak istirahatı verildiğini
hatırlatan Dr. Kılınç, "Grip ve benzeri hastalıklarda
antibiyotiklerin hiçbir faydası yoktur. Tersine çok ciddi
sakıncaları olabilir. Hiçbir antibiyotik doktora danışmadan
alınmamalıdır" şeklinde konuştu. Dr. Mehmet Kılınç, grip ve
sonrasında oluşabilecek hastalıklardan korunmanın mümkün olduğunu,
hastalar ile yakın temastan ve ortak eşya kullanımından kaçınılması
gerektiğini vurgulayarak, "Bu amaçla geliştirilmiş ve kullanılan
grip aşıları mevcuttur. Grip aşısı, özellikle hastalığa yakalanma
ve sonrasında oluşabilecek hastalıklar yönünden risk taşıyan
'yüksek risk grubu' dediğimiz kişilere faydalıdır" diye konuştu.
Grip aşısının en sık karşılaşılan virüs tipine karşı, Dünya Sağlık
Örgütü'nün önerileri doğrultusunda hazırlandığını kaydeden Dr.
Kılınç, "Grip aşısı her yıl Ekim-Kasım aylarında tek doz şeklinde
yapılmalıdır. Aşı ile koruyuculuk sağlıklı kişilerde yüzde 80'lere
varmaktadır. Yaş ilerledikçe koruyuculuk yüzde 50-60'lara inmekle
birlikte hastalığın hafif geçirilmesi sağlanmaktadır" dedi. KİMLER
AŞI OLMALI? Dr. Mehmet Kılınç, bazı durumlarda "öldürücü" bile
olabilen gripten korunmanın tek yolunun aşı olduğuna dikkat
çekerek, "Aşının yararlı olması için salgın başlamadan önce
yapılması gerekir. Birbirine yakın çalışan iş arkadaşları,
yaşlılar, astım, şeker, akciğer, kalp, kanser ve kronik solunum
hastaları, öğretmenler, öğrenciler, askerler, hac ve umreye
gidenler grip için yüksek risk grubunda bulunuyor. Şiddetli kas ve
eklem ağrıları, halsizlik, yüksek ateş, titreme, kuru öksürük ve
baş ağrısıyla ortaya çıkan gripten korunmak için, salgın başlamadan
önce aşı yaptırarak önlem alınması gerekir. Önemli bir salgın
hastalık olan grip, bir çok kişinin bu rahatsızlıktan dolayı zor
dönemler yaşamasına neden olmaktadır" şeklinde konuştu. Hamile
kadınların, gripten korunmak için gerekli önlemleri alması
gerektiğine de işaret eden Kılınç, hamilelik sırasında bulaşan
gribin, bebekte ve anne adayında çeşitli komplikasyonlara neden
olduğuna dikkat çekerek, "İlk 3 ayından sonra tüm hamilelere, ilk 6
ayından itibaren de bütün bebeklere grip aşısı yaptırılması
gerekir" ifadesini kullandı. Dr. Kılınç, hiçbir yan etkisi
bulunmayan grip aşısını, 6 aydan küçük bebekler, yumurtaya karşı
alerjisi ve hamileliğin ilk 3 ayında olanların vurulmaması
gerektiğini kaydetti. "Grip aşısı olan kimseler sadece gribe karşı
ve ancak belli oranda korunabilir" diyen Kılınç, şöyle konuştu:
GRİPTEN KORUNMA YOLLARI "Aşının bağışıklık oluşturmadığı kimselerde
ve grip dışındaki diğer solunum yolu hastalıklarında genel korunma
tedbirlerine dikkat etmeliyiz. Grip, nezle ve soğuk algınlığı gibi
solunum yolu hastalıklarının topluma yayılmasında sağlamlardan çok
hasta olanların daha dikkatli ve sorumlu davranması gerekir.
Hastalar en azından iyileşene kadar başkalarıyla öpüşmemeli,
kucaklaşmamalı ve hatta tokalaşmamalıdır. Virüs, yıkanmamış elde de
bulunur. Ayrıca yine hastalar ağız ve burunlarıyla temas
ettiklerinde, öksürük, hapşırık nedeniyle ellerine sekresyonları
bulaştığında ellerini yıkamadan başkalarının kullandığı telefon vb.
gibi ortak gereçlere temas etmemeli ve tokalaşmamalıdır. Hasta
kişilerden etrafa saçılan virüs parçacıklarının havada asılı
kalabilme yeteneğinin olması bulaşıcılığı daha da artırmaktadır.
Hastalar ilk 3-4 gün zorunlu değilseler sinema, okul, işyeri,
metro, otobüs gibi kalabalık ortamlara girmemeli, evlerinde
istirahat etmeli, mutlaka gerekiyorsa başkalarına bulaştırmamak
için maske ile sokağa çıkmalıdırlar. En etkili korunma hastaların
alacağı bu gibi tedbirlerle olur. Sonbahar-kış aylarında uygun
giyim ve beslenmeye dikkat edilmeli, kalın-yünlü sıcak giysiler
kullanılmalı, terli kalınmamalı, bol sebze ve meyve tüketilmelidir.
Vücut direncini düşüren ve kolayca hasta olmamızı sağlayan
etkenlerden uzak durulmalı, aşırı yorgunluk, alkol, sigara, az ve
düzensiz uyku, düzensiz ve tek yönlü beslenmeye dikkat
edilmelidir." Gribe neden olan influenza denen virüsün A, B ve C
olmak üzere üç tipinin mevcut olduğunun altını çizen Sağlık Müdürü
Kılınç, A tipi virüsün hem insanlarda hem de kuş, kümes ve domuz
gibi hayvanlarda hastalık yaptığını, B tipinin de sadece insanlarda
gribe neden olduğunu, C tipinin ise çok hafif derecede hastalık
yaptığı için salgına yol açmadığını dile getirdi.