Gözlerinizi güneş, klima ve havuzdan koruyun
Abone olYaz aylarında yoğun güneş ışığına maruz kalarak havuz ya da denizde geçirilen zamanlar göz sağlığı konusunda çeşitli riskleri de beraberinde getirebiliyor.
Göz kuruluğu, batma, yanma, ışık hassasiyeti ve göz
enfeksiyonlarından korunmak için birkaç pratik önlem alınmasının
önem taşıdığını belirten Memorial Şişli Hastanesi Göz Merkezi
Başkanı Doç. Dr. Barış Sönmez, yaz aylarında göz sağlığını korumak
için dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı:
"Yazın doğrudan gözünüze gelen güneş ışığı, göz yüzeyinde
ve göz içerisinde birçok hastalığı tetikleyebilmektedir. Sadece
güneş ışınları, değil toz ve klima da gözyaşının buharlaşmasına
neden olarak göz kuruluğunun görülme sıklığını artırabilmektedir.
Gözyaşı miktarı ve kalitesinin bozulması ise göz yüzeyinde
enfeksiyonu tetikleyerek pterjium gibi göz yüzey hastalıklarının
oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Aynı zamanda, uzun süreli
ultraviyole ışınına maruz kalmak; göz yüzeyinde iyi ya da kötü
huylu birçok kitlenin oluşumunu hızlandırırken katarakt gelişimi ve
retina hücrelerinin yaşlanmasını da
hızlandırmaktadır."
RENKLİ GÖZLÜLER DAHA DİKKATLİ OLMALI
Açık tenli ve renkli gözlü kişilerin yüksek miktarda ultraviyole
ışınlarına maruz kaldığında bazı göz içi kanserlerinin arttığına
dikkat çeken Doç. Dr. Sönmez, "Yüksek rakımlar ile deniz ve
kumsalda daha etkili olan ultraviyole ışınları açık tenli ve renkli
gözlü kişilerin yanı sıra, yaşlılar ve çocuklar, çiftçiler,
dağcılar ve balıkçılar gibi güneşli havalarda dışarda çalışmak
zorunda olan kişiler, katarakt ameliyatı olan veya göz içi merceği
takanlar, doğum kontrol hapları, bazı antibiyotikler ve sedef ilacı
gibi güneş ışığına duyarlı ilaçları düzenli kullananların daha
dikkatli olmaları gerekmektedir.
Yazın yoğun ultraviyole ışınlarından korunmak çocuklar ve yaşlılar
için oldukça önemlidir. Fazlası zararlı olmakla beraber, güneşin
çocuklarda miyop gelişimine engel olduğu ve dış ortamda yapılan
aktivitelerin miyop ilerleme hızını azalttığı da bir gerçektir"
dedi.
"GÜNEŞ GÖZLÜĞÜNÜN RENGİ DEĞİL KORUYUCU ÖZELLİĞİ
ÖNEMLİ"
Gözleri yaz güneşinden korumanın ilk yolunun, güneş ışınlarının dik
geldiği saatlerde dışarıda olmamak ve güneşe bakmamak olduğunu
belirten Doç. Dr. Barış Sönmez, "Direkt güneşe bakmanın geri
dönüşümü mümkün olmayan retina hazarlarına yol açabileceği
unutulmamalıdır. Ayrıca geniş gölgelikli şapkalar kullanılmalı ve
güneşin zararlı etkilerinden koruyacak uygun gözlük tercih
edilmelidir. Güneş gözlüğü seçiminde gözlük camının koyu olmasının
önemi bulunmamaktadır. Cam renginden çok; yan ve üst tarafının göz
kapaklarını koruyacak şekilde kapalı ve UVA - UVB koruyucu özelliği
olması sağlıklıdır. Sürüş esnasında ışık saçılma ve yansımalardan
etkilenmemek için polarize camlı gözlükler tercih edilmelidir"
dedi.
"GÖZLÜKSÜZ YÜZMEYİN"
Yüzmek ile ilgili de dikkat edilmesi gereken bazı noktalar olduğunu
belirten Doç. Dr. Sönmez bu konuda şunları söyledi: "Yüzmek
mükemmel bir egzersizdir ve yaz aylarında keyif veren aktivitelerin
başında gelmektedir. Ancak yüzme sonrası gözlerde batma, kızarıklık
ve kaşıntı yaşanabilmektedir. Özellikle havuz suyunu mikroplardan
arındırmak ve temizlemek için kullanılan başta klor olmak üzere
birçok dezenfektan, gözyaşı tabakasını bozarak göz yüzeyini
rahatsız etmektedir. Havuzda gözlerin açık yüzüldüğü durumlarda
kimyasal etkilerle bozulan ve bütünlüğünü kaybeden gözyaşı tabakası
kuruluk, batma ve ışık hassasiyeti hissedilmesine neden olmaktadır.
Kimyasallarla gözyaşı tabakası ve hemen altındaki epitel tabakanın
bozulması, görüşün bulanıklaşması ile birlikte gözü enfeksiyonlara
açık hale getirmektedir. Genellikle bakteri ve virüs kaynaklı
enfeksiyonlar gözlerde günlerce süren kızarıklık ve çapaklanmaya
neden olabilmektedir. Havuz ve denize girerken deniz gözlüğü
takılması klor ve kimyasal toksisiteden koruma sağlarken,
şakalaşırken yaşanabilecek travmalara karşı da iyi bir
önlemdir."
"KONTAK LENS İLE HAVUZA GİRMEYİN"
Kontakt lensler çıkartılmadan havuza girilmemesi gerektiğini de
belirten Doç. Dr. Sönmez, "Ayrıca bu şekilde sauna ve
kaplıcalara girilmemelidir. Yaşanabilecek kornea iltihabı,
çapaklanmayla birlikte gözde ağrı ve kimi zaman kalıcı görme kaybı
ile sonuçlanabilecek hasarlara neden olabilmektedir. Havuzdan
çıktıktan sonra yüz ve gözler temiz musluk suyuyla yıkanmalıdır.
Suni gözyaşı damlaları kullanmak da göz yüzeyinden kimyasalları
uzaklaştırıp gözyaşı tabakasını yeniden oluşturmaya yardım
edebilmektedir" dedi.
KAŞINTI UZUN SÜRE GEÇMEDİYSE UZMANA BAŞVURUN
Doç. Dr. Sönmez ayrıca havuzdan sonra gözlerdeki kızarıklık ve
kaşıntının birkaç dakikada geçiyorsa sorun olmadığını ancak birkaç
saat süren kaşıntı, kızarıklık ve batmaların gözlerde çapaklanma,
görme bulanıklığı ve ağrı ile devam ettiğini söylüyorsa mutlaka göz
doktoruna başvurulması gerektiğini belirtti.