Göz göre göre kanser oluyoruz
Abone olProf. Dr. Erkan Topuz, göz göre göre kanser olduğumuzu söyleyerek, kansere karşı neler yapılması gerektiğini anlattı.
İnsanların göz göre göre kanser olduğunu söyleyen
İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Erkan
Topuz, "Gerçekleri açıklarsam Türkiye sarsılır" dedi, kanserden
korunma yollarını açıkladı.
İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, kanserle mücadelenin anne karnında başladığına dikkat çekerek hamile kadınların ve bebek sahibi insanların evde dikkat etmeleri gereken noktaları anlattı.
HASTALANMADAN ÖNCE KANSERDEN KORUNMAK
Öncelikle kanserden korunmak gerektiğini söyleyen Topuz, "Bir korunma bin tedaviden evladır. Bunları ilk defa duyuyorsunuz ama gerçek bunlar. Ben bunları kendimi bu işe adadığım için anlatıyorum. Bu anlattıklarımı Türkiye ilk defa duyuyor" dedi ve kansere karşı yapılması gerekenleri anlattı:
KANSERE KARŞI BUNLARI YAPIN
-Evde, sokakta giydiğimiz ayakkabılarla dolaşılmamalı
Eğer evde ayakkabı ile geziyorsak dışarıdan geldiğimiz
ayakkabıları çıkartıp başka bir ayakkabı giymeliler. Çünkü
dışarıdan giydiğimiz ayakkabı ile eve soktuğumuz pestisitler
kanserin en önemli sebeplerinden bir tanesidir. (Pestisit: Tarım
ürünleri, kimyasallar, egzozdan çıkan gazlar vs)
-En tehlikeli yer:
Halı bütün pestisitleri tutar. Bu nedenle alıların temizliğine
dikkat ediniz. Kesinlikle deterjanla temizlemeyin. Sirkeli su ile
silin.
-Deterjan kullanınca muhakkak eldiven
giyilmeli
Plastik eldiven kullanmayın, içine izci eldiveni giyin. Çünkü
deterjanlar alerjiktir ve ufak dozlarda alındığı takdirde kronik
olarak kanserojendir. (İzci eldiveni: Pamuk eldiven)
-Bulaşık makinasında kullandığınız deterjan da petrol
ürünü, yani kanserojen!
Ne kadar yıkarsa yıkansın kalıntılar kalabilir. Eğer sağlığınızı
düşünüyorsanız çıkardığınız bulaşıkları sirkeli suyla ya da limonlu
suyla silin.
-Her türlü deterjandan kaçının!
Devamlı olarak zeytinyağı ve defne sabununu seçiniz. Ellerinizi,
vücudunuzu hakiki zeytinyağ, defne veya fıstık yağından yapılan
hakiki sabunlar da seçilebilir. Bunları örnek olarak söylüyorum.
Deterjandan kaçıyoruz ve çok aşırı miktarda suyla duruluyoruz.
-Beyaz olan her türlü iç çamaşırı, yeni aldığında en az 2
kere kaynatılmalı!
Çünkü bunlar beyazlatılmak için kanserojen maddelerle
yıkanıyor.
-Kanserle mücadele anne karnında başlar
Anne adayları aşırı miktarda vitamin almaktan kaçınsınlar. Çünkü
bilinçsizce alınınca vitaminin içindeki kobalt, bazı aşırı miktarda
minareller... Doktor bir tane yut diyordur ama çocuk gelişsin diye
bir kaç tane yutuyorlar. Bu çocukta birikime sebep olabilir ve
kansere neden olabilir.
-Gökkuşağının 7 rengini, ne buluyorlarsa, günde en azından
3-5 tane yenmeli!
Her bir renkte bir şeyler var.
-Gebeler, haftada 2 kez kırmızı et yemeli!
Özellikle balıkla beslensinler. Sağlıklı bir insanın kansere
yakalanmaması için, bebeğin daha anne rahmindeyken vücudunun
direncinin artması ve zehirleri alarak bağışıklık sisteminin
bozulmaması lazım.
-Oda spreyleri doğrudan doğruya petrol menşeli
Zehiri soluyorsunuz. Akciğerinize geçiyor ve dolaylı olarak
bağışıklık sisteminizi bozuyor.
-Sebzeler, mevsiminde dondurulup saklanmalı!
Yalnız bir kez çözülünce onu muhakkak pişirin. Mikro dalgada bir
kere ısıtın. Ateşte ısıttıklarımızda ise bir kere ısıtınız. Çünkü
bir dahaki sefere değeri ölür. DNA'yı bozar. DNA kırılması da
kanserojene yol açar.
-Radyasyon; kronik olarak kansere en çok yaklaştıran
faktörlerden biri!
Televizyondan çok uzak duralım.
-Çocuklara haftada 2 kez balık çorbası
Ama içine zerdeçal koymak suretiyle...Soğan, sarımsak ve o mevsimin
sebzesiyle yapmalısız. Çocuk anne karnındayken bu terbiyeyi almaya
başlamalı.
-Gebeler haftada 1 kilo balık tüketmeli
Bu miktarın üzerinde balık tüketilmesine karşıyız. Çünkü en steril
balıkta bile az civarda civa vardır. Bu balıklar dip balıkları
olmamalı. Somon veya yüzey balığı, Akdeniz, Ege balığı olmalı.
Marmara'nın dip balıklarını lütfen tüketmeyiniz.
-Kızartma için en uygun yağ; kanola yağı
Onun dışında birinci seçeneğimiz zeytinyağdır. Memleketimizin
iftihar edebileceği yağdır. Fındıkyağı da tercih edilebilir.
-Çocuklar, fast food türü yiyecekleri 15 günde bir
yemeli
Ama haftada 3 kez yedikleri takdirde beyin tümörlerinde,
lenfomalarda ve lösemilerde 3 kat artış gözükecektir. Çocuklarımıza
arada bir verebiliriz. Ama dışarıdaki yiyeceklerin nasıl
kızartıldığını bilmiyorsunuz. Ona göre hareket edin.
-Çocuklar meyve ve yoğurdu bol tüketmeli
Ancak yoğurdu prebiyotik ve ev yoğurdu olarak kullanalım.
Yoğurdunuzu evde yapın. Peynir ve çökelek fazla miktarda yiyin.
Keçi peyniri çok faydalıdır.
-Çocukları, üç beyazdan; un, şeker ve tuzdan uzak
tutmalı
Belki tuzcular üzülecekler ama Konya'ya akan kanalizasyonlar ve
kirletici sularla, Türkiye'nin en büyük tuzunu karşılayan Tuz
Gölü'müz maalesef torbaların içinde çok iyi steril edilmedikleri
takdirde bize kanseri ufak ufak taşıyorlar. Bu nedenle kaya tuzunu
tercih edin. Yani turşu kurduğunuz tuzu çekin ve çok az miktarda
kullanın. Çünkü tuz da kanserojendir.
-Amerika'daki çocukların tombul olmasının sebebi her şeye
şeker katmalarıdır
Ucuz beslenmedir.
-En faydalı gıdalardan birisi ceviz
Daha sonra fındık ve bademdir. Ayçiçeği açık alın. İşlemden
geçmemiş olacak, kavurup yiyebilirsiniz. Ama fındık, ceviz gibi
yiyecekleri kabuklu alın. Çünkü içine böceklenmesin diye ilaç
sıkılmaktadır. Sonsuz faydaları olan yiyeceklerdir. Günde bir avuç
muhakkak tüketiniz.
-Elma mutlaka yenilmeli!
-Plastik, bakır, alüminyum kap kullanılmamalı
Porselen, cam ve çelik kullanın. Meyveleri de bu tür kaplarda
yıkayın. Bunların içine litresine göre 9-10 çorba kaşığı elma
sirkesi atın. Aşağı yukarı yarım saat bekletin. Sonra tekrar
yıkamayın. Tekrar mikrop alır.
-Dikkat; meyvelerin üzerine parlak görünmesi için mum
sürülüyor!
Bunları hakiki zeytinyağlı sabundan geçirdikten sonra elma sirkeli
sudan geçirin. Ya da elma sirkesi ile ovun. Meyveyi kabuğuyla
tüketin eğer sterilse.
-Lahana, marul gibi yiyeceklerin ilk dört kabuğu çöpe
atılmalı
İstediğiniz kadar yıkayın bunların üzerindeki pestisitleri
temizleyemezsiniz. Çaresi yok.
-3 ayda bir su değiştirilmeli
Çok muhteşem sularımız var ama ne olursa olsun tabiatı rezil
ediyoruz. Satın aldığımız sularda az miktarda da olsa kanserojen
dozlar karışabilir. Bunlar kontrollü sular ama 3 ayda bir
değiştirmek gerekiyor.
-Plastik her yerde zehir. Plastik bardaklar, kaplar,
plastik herhangi bir şey...
Ben ona girmiyorum bu lafı söylersem yer yerinden oynar. Bu
plastikler ev yapımına girdiler. Doğrudan doğruya inşaat malzemesi
olarak kullanıyorlar. Çok bilinçli olun, çok iyi markalar kullanın.
Bunları söylemem demek Türk ekonomisiyle oynamam demek. Ben
insanlara kendimi adadım, onun için kimseden korkmuyorum açık açık
söylüyorum.
-Meyve suyu, posasıyla tüketilmeli
Biz kanserli hastalara suyunu veriyoruz. Meyve suyuna geçmeyen çok
madde posada kalıyor. Bu şekilde kolon ve miğde kanserinden
korunmuş oluyorsunuz.
-Bakır, özellikle beyin tümörlerinde ön plana
çıkıyor
Çok iyi kalaylı olursa bu etki azalıyor. Ama kulağınıza bakır küpe
bile takmayın.
-Çocuklar, yeşil plastik sahalarda oynamamalı
Plastik çimenler sentetiktir ve kanserojen madde alabilirler.
-Havuzlar iyi temizlenmeli
Ozonla temizlemek en fazladır. Aşırı klorluysa yine spor yerine
kansere hazırlık yapıyorsunuz...
-Bütün beyazlatıcılardan kaçınılmalı
Çocuklarımızın kullandığı o pırıl pırıl bembeyaz defterler klorla
temizleniyorlar. Bunlarla temizlenmemiş defter kullansınlar.
Kullandıkları boyalarda da kanserojen etkisi vardır.
KANSER DALGA DALGA GELİYOR
Prof. Dr. Erkan Topuz'un verdiği şu çarpıcı bilgi, kanserin boyutlarını açıkça ortaya koydu: "Kanser dalga dalga geliyor. 2020 yılında 20 milyon insan kansere yakalanacak. Ama eğer bunları yaparsak belki bunu 15 milyona indirebiliriz. O yüzden gözümüzü açalım. Bu iş çocukluktan başlıyor. Çocuklarımıza bu terbiyeyi vermek zorundayız. Ailedeki çocuk annesini taklit eder. Anne ne yiyorsa çocuk da onu yer." Topuz, yaptığı açıklamalar nedeniyle bir takım sektörleri zor duruma soktuğu eleştirileri için ise, "Benim için insan sağlığı birinci plandadır. Ekonomi ikinci plandadır. Bir insanın kanser olması durumunda devlete ve millete verdiği zarar milyarlarca dolardır. O yüzden dikkatli olduğunuz takdirde ekonomiye de katkınız olur. Aslında ben bunları anlatarak Türkiye'nin ekonomisini de kurtarıyorum farkında değiller" diye konuştu.