Görüşmelere hazırız
Abone olRum yönetimi, Kofi Annan'ın sunduğu Annan planı temelinde görüşmelere başlamaya hazır olduklarını bildirdi.
Çalışma ziyareti için 16 Eylül Salı günü Atina'ya gelmesi
beklenen Papadopulos, Atina Haber Ajansı'na (ANA) verdiği demeçte,
Rum tarafının, Annan ne zaman müzakereye çağırırsa olumlu yanıt
vereceğini belirti. Papadopulos, ''Biz BM Genel Sekreteri'nin ve
görüşme sürecinin itibarının korunmasını istiyoruz'' dedi. KKTC'de
yapılacak seçimlere de değinen Papadopulos, hiçbir uluslararası
arabulucunun seçimlerden önce esaslı bir gelişme kaydedilmesi
beklentisi içinde olmadığını savundu. Papadopulos, ''BM Genel
Sekreteri'nin seçimlerden önce gerçekleşecek herhangi bir girişimi,
(KKTC Cumhurbaşkanı Rauf) Denktaş tarafından muhalefet partileri
aleyhine kullanılabilir'' diye konuştu. Herkesin Kıbrıs konusundaki
belirleyici kararları, ''Türkiye'deki derin devletin, yani
askeri-siyasi-diplomatik kurulu düzenin'' aldığının bilincinde
olduğu görüşünü savunan Papadopulos, ''Sayın Denktaş belki
Türkiye'nin Kıbrıs politikasını belirleme gücüne sahip olmayabilir
ama arzu etmediği kararların uygulanmasını engelleme gücüne sahip
olduğu görülüyor. Bu, Türkiye ile sahte devlet arasında geçen ay
imzalanan gümrük birliği çerçeve anlaşmasında kanıtlandı'' dedi.
Türk hükümetinin ''yumuşak ifadelerine rağmen'' Cumhurbaşkanı
Denktaş ile aynı politikayı izlediğini kaydeden Papadopulos, ''Bir
değişikliğin olabilmesi için Türkiye'nin bu politikasını ve
Kıbrıs'ı hedef alan yayılmacı planlarından vazgeçerek Avrupalı bir
devlet gibi davranması gerektiğini'' öne sürdü. Rum kesiminin 1
Mayıs 2004 itibarıyla AB üyesi olacağını ve bu tarihe kadar
Kıbrıs'ta çözüm bulunamaması halinde sorumluluğun Türk tarafına ait
olacağını savunan Papadopulos, Rum yönetiminin temel stratejik
hedefinin birleşik bir Kıbrıs'ın AB üyeliği olduğunu ve bu yoldaki
çabalarını sürdüreceğini kaydetti. Çözüme ulaşılamaması halinde Rum
kesiminin tek başına AB üyesi olmasından kaynaklanabilecek
sorunların aşılabileceğini de savunan Papadopulos, ''Ancak bu
taksimi de derinleştirecektir. Bu durumda AB müktesebatının işgal
bölgesinde uygulanması erteleneceği için Schengen anlaşması
çerçevesinde bazı kısıtlamalara gitmek zorunda da kalacağız.
Kıbrıslı Türk vatandaşlarımızın işler ve adil bir çözüm
bulunamamasının sorumlularının kimler olduğunu fark etmeleri ve
karşı karşıya oldukları ekonomik ve diğer sorunların, Kıbrıs sorunu
çözülmeden aşılamayacağını anlamaları gerekiyor'' dedi.