Görmez kimi kastetti! Peygamberlik ilan etti
Abone olDiyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İslam dünyasında bir fetva anarşisi olduğunu ve bazı şahısların peygamberliklerini ilan ettiklerini söyledi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “İslam dünyasında bir fetva anarşisi var. Televizyon yayınları marifetiyle Peygamberliğini ilan edip başka bir ülkeden sabahtan akşama kadar propaganda yapan insanlar seyredebiliyorsunuz" dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “İslam dünyasında bir fetva anarşisi var. Televizyon yayınları marifetiyle Peygamberliğini ilan edip başka bir ülkeden sabahtan akşama kadar propaganda yapan insanlar seyredebiliyorsunuz. Bütün bu konularda Din İşleri Yüksek Kurulumuzun her hafta, her ay toplanarak milletimizi sadece tarihi bilgilerle değil, onları bugüne getirerek bu toplumu din konusunda aydınlatmak için üzerine düşen vazifeyi hakkıyla ifa etmesi gerekiyor” dedi.
Din İşleri Yüksek Kurulu’na seçilen yeni üyeler için Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonunda bir tören düzenlendi. Törene Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Görmez, Din İşleri Yüksek Kurulu yeni Başkanı Ekrem Keleş, Din İşleri Yüksek Kurulu eski Başkanı Hüseyin Kayapınar ve Kurula seçilen yeni üyelerin katılımıyla gerçekleşti.
Törende yaptığı konuşmada Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı için önemli bir gün olduğunu belirterek, “6’ıncın kurulumuzun açılışını yapıyoruz. 6’ıncı kurulumuz bugün saat 10.00 itibariyle yeni başkanını seçmiş ve yeniden göreve başlamıştır. Bugün yeniden göreve başlayan Din işleri Yüksek Kurulumuzun yeniden yapılanma zaruriyeti vardır. Çünkü bilhassa İslam dünyasının içinden geçtiği zor bir süreçte bu görevi üstlenmiş bulunuyor hocalarımız” diye konuştu.
DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULUNUN YENİDEN YAPILANDIRILMASI GEREKİYOR
Fetva kavramının İslam dünyasında herkesin korktuğu bir kavrama dönüştüğünü anlatan Görmez, “İslam dünyasının içinden geçtiği süreçleri dikkate alarak Din İşleri Yüksek Kurulumuzun yeniden yapılandırılması artık kaçınılmaz bir zaruret haline gelmiştir. Bugün İslam dünyası darmadağın, yaralı, yorgun, bitkin ve çökmüş vaziyettedir. Yüz yıllık yaralar kapanmadan yeni büyük yaralar açılmıştır.
Mezhep çatışmaları son yüzyıllarda hiç görülmedik şekilde farklı boyutlar kazanmaya başlamıştır. Her türlü siyasi ve ideolojik kamplaşma kendisini mezhep çatışmaları görüntüsü altında insanlığa takdim etmeye başlamıştır. Bütün bunu dikkate alarak Din İşleri Yüksek Kurulumuzun yeni çalışmalar yapması ancak bütün bunları ilimle, hikmetle, marifetle aydınlanabileceği dini mümini İslam’ın insanlığa getirdiği o rahmetin yeniden bütün insanlığa takdim edilmesi için yeniden yapılanması bir zaruret arz etmektedir” ifadelerini kullandı.
GENÇ KUŞAKLARIN İDRAKİNE HİTAP ETMENİN YOLLARINI BULMAK LAZIM
“Karşı karşıya bulunduğumuz tehlikeler, İslam dünyasının ve Müslümanların içine düştüğü tablodan son derece olumsuz manada etkilenen yeni kuşakların sorunları üzerinde mutlaka durmalıyız” diyen Görmez, “Onlara yeniden bu yüce dinin doğru anlatılması için yeni bir dil, yeni bir üslup, yeni bir hikmet, yeni bir marifet yolunu bulup ortaya koymakta büyük bir zaruret olduğunu ifade etmek istiyorum. Din İşleri Yüksek Kurulumuz dini soruları cevaplandırırken genç kuşakların idrakine hitap etmenin yollarını bulmak durumundadır. Din İşleri Yüksek Kurulumuz bugün ibadetlere indirgenen dindarlık ile şekilciliğe indirgenen ibadet anlayışı üzerinde yoğunlaşmalı ve genç nesillere bunun gerçek mahiyetini anlatabilmelidir” şeklinde konuştu.
“BUNUN DÜNYAYA İZAH EDİLEBİLİR BİR YANI YOKTUR”
Yakın geçmişte Hac ibadeti esnasında iki büyük facianın yaşandığını ifade eden Görmez, şunları kaydetti:
“Bunlardan bir tanesi yüzü aşkın Arif, Akif, Taif kardeşimizin vefatıyla neticelenen vinç kazasıdır. Asıl üzerinde durmamız gereken vinç kazasının kendisi değildir. Asıl her mümini kalbinden yaralayan husus, vinç kazasında yaralılar hastaneye götürülmeyi beklerken Kabetullahın etrafında tavafın devam etmiş olmasıdır. Asıl her müminin kalbini yaralayacak husus, yaralılar orada imdat beklerken cemaatle namazın kılınmaya devam edilmiş olmasıdır. Bu ümmetin içine girdiği cehaletin boyutlarını gösteren çok önemli bir örnektir. İkinci yaşanan faciada yüzlerce kardeşimizin Mina’da güpegündüz düz yolu yürürken hem de bütün kötülüklerden sembolik olarak kurtulmak için şeytan taşlamaya giderken, sivrisineğe bile eziyet etmenin caiz olmadığı ibadet esnasında yüzlerce kardeşimizin orada vefat etmesinin herhangi bir izahı yoktur. Bunun ümmete yakışır bir tarafı yoktur. Bunun dünyaya izah edilebilir bir yanı yoktur.
Ama asıl izah edilemeyecek önemli bir husus daha vardır. O da bu elim hadiseden sonra hiçbir Müslüman’ın öz eleştiriye dahi tahammül göstermemiş olmasıdır. Mümin kardeşleriyle birlikte bütün dünyadaki Müslüman kardeşleriyle birlikte kafa kafaya gönül gönüle vererek ‘eyvah biz ne yaptık, biz bu büyük günahı nasıl işledik’ bu konu üzerinde hiçbir Müslüman’ın Müslüman ülkenin durmamış olması asıl en üzücü hadiselerden bir tanesi budur. Biz bütün bu konularda ümmeti aydınlatmak için elimizden gelen her türlü gayreti sarf etmek zorundayız. İslam dünyasının su ve ekmek kadar alime ihtiyacı var. Ama ilmin hamalı olan alimlere değil, insanları fetvalarıyla saptıran bilginlere değil, bilgiçlere değil gerçekten hikmet ve marifetle ümmetin önünü aydınlatacak alimlere ihtiyaç var.”
MARİFETİYLE PEYGAMBERLİĞİNİ İLAN EDİP...
İslam dünyasında bir fetva anarşisi olduğunu ve bunun Türkiye’ye de bulaştığını söyleyen Görmez, “Televizyon yayınları marifetiyle Peygamberliğini ilan edip başka bir ülkeden sabahtan akşama kadar propaganda yapan insanlar seyredebiliyorsunuz. Televizyon kanallarında canlı yayınlarda rüya tabirleri yapıp, muskalar yazıp, onlara gönderen insanlar görebiliyorsunuz. Bütün bu konularda Din İşleri Yüksek Kurulumuzun her hafta, her ay toplanarak milletimizi sadece tarihi bilgilerle değil, onları bugüne getirerek bu toplumu din konusunda aydınlatmak için üzerine düşen vazifeyi hakkıyla ifa etmesi gerekiyor.
Din konusunda hala bizim toplumumuzda da çok ciddi sorunlar yaşanıyor. Biz bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı olarak hala hizmet kusurlarımızın olduğunu kabul ediyoruz ve Din İşleri Yüksek Kurulumuz her hafta yaptığı toplantılar ile ortaya koyduğu doğru bilgileri sözcüsü marifetiyle topluma takdim etmeli” değerlendirmesinde bulundu. Konuşmalar ardından Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Din İşleri Yüksek Kurulu’na seçilen yeni üyeleri sahneye çağırarak tebrik etti.