Kanallar arasında dolaşırken CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu
"Tarafsız Bölge"ye gözüm ilişti. Konuk Kemal Kılıçdaroğlu...
Abdülkadir Selvi, "Bu seçimde sizin için başarının bir
ölçüsü var mı? Geçen günlerde yüzde 35 gibi bir ifadeniz oldu. Yani
kaç çıkarsa sizin için başarılı olur yada başarısız olur? Başarısız
olunduğu bir durumda istifa etmek gibi bir düşünceniz olur
mu?" diye sordu.
CHP liderinin verdiği cevap:
"Abdülkadir Bey, AKP 2002'de yüzde 34 küsürle iktidar oldu.
Demek ki yüzde 35 ile de iktidar olunabiliyor. Yüzde 35 ile biz
iktidar olacağımıza inanıyoruz. Yüzde 35 AKP'nin iktidar
olamayacağını gösteriyor bize aynı zamanda. Tüm üyelerimiz bu
tercihe kilitlenmelidir. Bütün siyasi partilerin hedefi iktidar
olmaktır. Oy oranımızda bir düşme olursa elbette ki yani.. Sonuçta
başarısızlığı ödüllendirmek gibi bir düşüncem asla ve asla söz
konusu değil. Başarıya kilitlendik. Onu sağlamak için mücadele
edeceğiz!"
Sözüm var!
Bu adamın gözleriyle sözleri arasında biraz ciddiyet görsem lokma
döktürüp dağıtacağım.
Başarı yol haritası bile AK Parti'nin başlangıç noktası. Rakibi
için en kötü hedefi, kendine en iyi hedef olarak seçiyor ve bunun
adına başarı diyor. Üstüne üstlük yüzde 35 ile yüzde 50'nin
karşısında iktidar olacağını düşünüyor.
Hunharca gülüyorum!
Adamın 7 büyük ilde gösterecek adayı yok, ve yüzde 35 oy bekliyor
düşünün artık!
Bakın şu cümleye özellikle dikkat edin lütfen:
"Abdülkadir Bey, AKP 2002'de yüzde 34 küsürle iktidar oldu.
Demek ki yüzde 35 ile de iktidar olunabiliyor. Yüzde 35 ile biz
iktidar olacağımıza inanıyoruz. Yüzde 35 AKP'nin iktidar
olamayacağını gösteriyor bize aynı zamanda..."
Yüzde 35 ile kendisi iktidar olabilirken AK Parti aynı oranla
iktidar olamıyor! Herhalde aklı eskiden İmam Hatip Lisesi
mezunlarına uygulanan düşük katsayıya gitti.
Hesap ve mantık uzmanları intiharın eşiğine geldi bunun tuhaf
hesaplamaları yüzünden...
Hele bir başka açıklaması daha var ki o tam evlere şenlik.
Şöyle diyor:
"Biz gerçekten etkili siyaset yapıyoruz. Etkili siyaset
yapıyoruz ki milletvekillerimiz Meclis görüşmeleri sırasında darp
ediliyor. Yoksa kimse kimseyi durduk yere darp
etmez.."
Ana muhalefet liderinin etkili siyasetin göstergesi olarak
anladığına bak..
CHP'lilerin ağzını burnunu kırdığında "Ulan ne yedik be!
Ama olsun çok etkili siyaset yapıyoruz ki dayak yiyoruz"
diyorlar demek ki... Kaburgalarını kırdırdıklarında kesin iktidara
geleceklerini düşünüyor olmalılar herhalde!
Normal bir insan dayak yediğinde, "Yahu beni niye
dövüyorsun?" diye sorar. Bunlarda tam tersi.
"Etkili siyaset yapıyoruz ve bu dayağı
hakediyoruz" diye düşünüyorlar!
Kendisi de dayak yediği için etkili bir siyasetçi olduğuna inanması
bundanmış meğer!
CHP'lilere tavsiyem, Kemal Kılıçdaroğlu'nu karşınıza alıp
"Sen niye böyle oldun? Biz nerde hata yaptık? Sen niye
diğerleri gibi muhalefet yapamıyorsun? Konu komşu bize seni
soruyor. Rezil oluyoruz. 'Küçükken hastalık geçirmiş,
ondan böyle' diyecek hale geldik! Sen niye böyle
oldun?" diye sormanın vaktidir.
Yoksa daha çok dayak yersiniz, benden söylemesi!