Gördüğü rüya hayatını kararttı
Abone olEmekli Türkçe öğretmeni, şair ve yazar 57 yaşındaki Hasan Sancak, 13 yıl önce gördüğü rüya yüzünden hayatı karardı.<br/>Samsun’un Alaçam ilç...
Emekli Türkçe öğretmeni, şair ve yazar 57 yaşındaki Hasan
Sancak, 13 yıl önce gördüğü rüya yüzünden hayatı karardı.
Samsun’un Alaçam ilçesinde ikamet eden emekli Türkçe öğretmeni
Hasan Sancak, 1 Aralık 2000 tarihinde gördüğü rüyayı reklam
senaryosu olabileceği düşüncesiyle notere onaylattı. Gördüğü
rüyadan sonra reklam yazmaya başlayan Sancak, yazdığı reklam
senaryolarını mail yoluyla çeşitli şirketlere gönderdi. Noter
onaylı rüya senaryosunu 5 sene sonra bir meşrubat şirketi, 7 sene
sonra bir şeker şirketi ve 10 sene sonra da bir beyaz eşya şirketi
tarafından kopyalandığını, toplamda ise 4 senaryosunun 7 şirket
tarafından kullanıldığını iddia etti.
RÜYASINI MAHKEMEYE TAŞIDI
Noter onaylı rüyasının bir meşrubat firması tarafından
kullanıldığını iddia eden Sancak, meşrubat firmasına 2006 yılında
dava açtı ve 7 yıldır hukuk mücadelesi vermeye başladı. Verdiği
hukuk mücadelesinde bütün davalar aleyhine sonuçlandı. En son
başvurduğu Yargıtay da aleyhine bir karara hükmetti. Pes etmeyen
Sancak, konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.
Davaları kaybetmesinden dolayı 5 bin 100 lira mahkeme masrafı ile
kar karşıya olan Sancak, hem maddi hem de manevi çöküş içinde
olduğunu söyledi.
RÜYAYI NOTERE ONAYLATAN İLK VE TEK KİŞİ
1 Aralık 2000 tarihinde gördüğü rüyayı notere onaylatan dünyada ilk
ve tek kişi olduğunu iddia eden emekli Türkçe öğretmeni, şair ve
yazar 57 yaşındaki Hasan Sancak, “Benim bu rüyayı notere onaylatmak
gibi bir derdim yoktu. Ben bunu hem sanalda hem de tanıştığım
samimi arkadaşlarıma anlattığım zaman bu arkadaşlarımdan 2 tanesi
‘bu rüyayı sen görmedin biz gördük ve notere onaylatacağız’
dediler. 2000 yıllarındaki ‘benim rüyam ellerimden gidecek’ diye
ben de Bafra ilçesine giderek notere onaylattım. Daha sonra rüyamda
çeşit çeşit senaryolar görmeye başladım. Noter onaylı rüyam Avrupa
ülkelerinde ününü aştı ama ne yazık ki dünyada sadece 7 milyar
insandan şahsıma ait olan bu rüya başıma sıkıntılar getirdi,
dertler açtı, huzurum kaçtı, mutluluğum bozuldu. Sebebi de,
gördüğüm rüyayı mail yoluyla yüzlerce, binlerce insana ulaştım ama
ne yazık ki bana ne telefonla ne de mail ile hiçbirisi dönmedi. Ama
bazı büyük şirketler ‘emekli öğretmenin sesi çıkmaz, alıp
kullanırız’ dediler. Noter onaylı rüya senaryomu 5 sene sonra bir
meşrubat şirketi, 7 sene sonra bir şeker şirketi ve 10 sene sonra
da Türkiye’deki beyaz eşya şirketi tarafından kopyalanmıştır.
Toplam 4 senaryom, 7 şirket tarafından kopyalanmıştır. Senaryonun
öyle güzel yerlerinden alıyorlar ki, konusu rüya oluyor. Bu
şirketlere hakkımı helal etmem mümkün değildir. Rüya bana acı ve
sıkıntıda getirse de ben rüyamın peşinden gidiyorum. Bu rüyam benim
kara sevdam oldu. Onunla yatıyor, onunla kalkıyorum” dedi.
Hasan Sancak, Yargıtay’ın aleyhine verdiği kararın iptali için
Anayasa Mahkemesi’ne başvurduğunu sözlerine ekledi.
RÜYA
Hasan Sancak, notere onaylattığı rüyasını şu şekilde anlattı:
“Rüyamda karnımın zil çaldığını fark ederek uyandım. Saat gece
03.00’tü. Yataktan kalkarak, mutfağa gittim. Buzdolabının kapağını
açtım. İçerisinde yiyecek aradım. Ne yazık ki buzdolabında ve evde
yiyecek namına hiçbir şeyin olmadığını gördüm. Açlıktan ayakta
duracak dermanım kalmamıştı. Su ile karın doyurulmaz diyordum.
Birden aklıma misafir odasındaki bilgisayarım geldi. Hemen misafir
odasına koştum. Bilgisayarımı açtım. Bilgisayar faresini elime
alarak, İnternet’e geçtim. Büyük bir market aramaya başladım. Uzun
uğraşlardan sonra karşıma İnternet’te büyük bir süper market çıktı.
Reyonlarda ne yoktu ki… Tavuk, peynir, zeytin, sucuk, pastırma...
Canımın çektiği hangi yiyecekler varsa, farenin imlecini o
yiyeceklerin üzerine teker teker getirerek, bir bir tıkladım. Her
tıkladığım yiyecek benim buzdolabına üstten dolmaya başladı.
Buzdolabını süper marketten ağzına kadar doldurdum. Sevincimden
havalara zıplıyordum. Kendi kendime bolluk ne güzel şey diyordum.
Birden aklıma bu yiyeceklerin parasını vermediğim geldi.
Doldurduğum o yiyeceklerin hesabını yapmaya başladım. Ortaya çıkan
toplam rakamın maaşımı kat kat aştığını gördüm Hanımın
seslenmesiyle tatlı düşten uyandığım zaman durmadan elimin ağzıma
gittiğini, sanki o yiyecekleri yiyor gibi bir hal aldığını
gördüm...”
(İHA)