Anayasamızın 73. Maddesinde ‘Herkes kamu
giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle
yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye
politikasının sosyal amacıdır.’ yazsa da maalesef Gomis, Pepe,
Valbuena bir öretmenden veya bir polisten bile daha az vergi
ödüyor.
Nasıl olur demeyin…
Bu durum kulübünde başarılı olan oyunculara ‘kanunlarca
tanınan bir vergi istisnasından veya bu futbolcuların vergi
kaçakçısı’ olmasından kaynaklanmıyor…
Sadece Gomis, Pepe ve Valbuena da değil…
Süper ligde forma giyen yerli ve yabancı tüm futbolcular;
öğretmen, polis gibi devlet memurlarından, işverenlerden, hatta bir
işverene bağlı olarak çalışan ücretlilerden bile daha az vergi
ödüyor.
Hemen belirteyim futbolcular daha az vergi ödüyor dememdeki
sebep, futbolcuların ödediği “vergi tutarının” memurlardan,
işçilerden daha az olması ile ilgili değil.
Memur ve işçilerin “kazancına oranla” ödediği verginin,
futbolcuların kazancına oranla ödediği vergiden çok daha yüksek
olması.
Vergi kanunlarımıza göre ücret geliri veya ticari
işletmesi bulunan bir kişinin, gelirine oranla ödediği vergi tutarı
yüzde 35’i bile bulabilirken, süper ligde forma giyen futbolcuların
gelirine oranla ödediği vergi tutarı ise sabit yüzde 15. ( Spor
Toto 1 Lig yüzde 10, daha alt ligler yüzde 5 )
Örneğin; Galatasaraylı Gomis’in bu sene kulübünden alacağı net
ücret 3 milyon 500 avro. Yani Gomis’in vergi matrahı yaklaşık 23
milyon 200 bin TL. Bu kazanca ait ödeyeceği vergi tutarı ise 3
milyon 480 bin TL. Peki, aynı kazancı elde eden bir işletme
sahibi ne kadar vergi ödeyecek diyorsanız hemen söyleyeyim yaklaşık
8 milyon 100 bin TL. Yani Gomis’in ödediği tutarın “iki
katından daha fazla.”
Avrupa’daki futbolcuların, kazançlarının yüzde 45-50’sini vergi
olarak devlete ödedikleri düşünüldüğünde, ülkemizdeki futbolcular
bir hayli avantajlı. Zaten, “Türkiye futbolcular için vergi
cenneti” tabiri de buradan geliyor.
Devlet bu düşük orandaki vergilendirme sistemi ile Türk sporuna
ve kulüplerimize bir nevi destek olmak istemekte. Fakat artık bu
durumun;
“Ülkemize iyi topçular geliyor, yoksa gelmezler” diye
savunabileceğimiz,
“Hagi, Alex, Drogba, Roberto Carlos gibi dünyaca ünlü
futbolcular bu sayede ülkemize geldi, ülkemizin tanıtımına çok
faydası oldu” diyerek kendimizi avutabileceğimiz bir yönü
kalmamıştır. Çünkü;
Spor kulüplerimiz her yıl neredeyse hiç futbolcu “ihraç
edemeyip”, milyarlarca dolar veya avro ödeyerek “oyuncu
ithalatı” yapmakta. Bu durum da “cari açığı hatırı sayılır
şekilde artırmakta.”
Hiçbir kulübümüz Avrupa’da kalıcı bir başarı gösteremediğinden,
“ülke tanıtımına yeterli derecede katlı sağlayamamakta.”
Alt yapılar ve Milli takımımızın halini yazmaya gerek bile
yok…
Özetle; spor kulüplerimize sağlanan bu vergi avantajının
ülkemize hiçbir katkısı bulunmamaktadır. Hatta kulüplerimizin
içinde bulunduğu durumlar göz önüne alındığına bu vergi avantajı
ülkemize katkı sağlamaktan çok, zarar vermektedir.
Futbolcular için uygulanan bu düşük orandaki vergilendirmenin
değiştirilmesi konusu çeşitli zamanlarda gündeme gelmiş fakat hep
ertelenmiştir. “Ama artık deniz bitmiş, kara görünmüştür.”
İvedilikle Devletin radikal bir karar alarak bu konuya neşter
vurması hem vergi adaleti hem de ülke ekonomisi açısından
büyük önem arz etmektedir.
Diğer yönlerinden bağımsız olacak; vergi affı, matrah artırımı,
imar barışı gibi konularla hazineye para girişini hedefleyen
devletin bu konuyu çözüme kavuşturması bir taraftan kronikleşen bir
konun çözümüne, bir taraftan da hazinenin rahatlamasına ciddi
katkı sağlayacaktır.
Not: Merak edenler için; Fatih Terim, Cocu ve Şenol Güneş
(Teknik direktörlerin) kazancının yüzde 35’ini devlete ödüyor. Yani
teknik direktörlerde düşük oranda bir vergilendirme yok.
Not 2: Soru ve görüşleriniz için
iletisim@ozkantastan.com adresine mail
atabilirsiniz.