Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Türkiye üzerinde dış baskı oluşturulmaya çalışıldığı su götürmez bir gerçek..
Ülkemiz, dünyanın gözü önündeki 15 Temmuz darbe girişiminin ardından hem ABD hem de Batı’dan gerekli desteği görmedi. Destek görmeyi bırakın ‘neden köstek görüyor’ sorusunun cevabı artık çok kolay.
Çünkü Türkiye özellikle son 10 yıldır ortaya koyduğu irade ile onlar için ‘Geliyorum’ diyen bir tehlike gerçeğinden başka bir şey değil...
Bakın ABD kaynaklı bir araştırma okurken, karşıma bir rapor çıktı.
2010 yılının 5 Şubatı’nda Amerikan siyasi analiz şirketi Stratfor’un her 5 yılda bir çıkardığı ‘10 yıllık tahminler’ başlıklı raporun başlığı aynen şöyleydi..
“10 yıl sonra Türkiye ya küresel güç ya da kaos ülkesi.”
Çok ilginç bir başlık..
Yani durum tespiti..
O günkü raporda gelecek 10 yılın çok daha önemli olacağı öngörülerek, en önemli ülke olarak Türkiye işaret edilmiş ve şöyle denilmiş;
“Türkiye, güçlü ordusu ve ekonomisiyle kendine güvenen bir bölgesel lider olarak ortaya çıkıyor. Bu gidişatın devamını ve Türkiye’nin bölgedeki hakim güç olarak çıkışını görmeyi bekliyoruz. Gelecek 10 yılda Türkiye’nin gücü ve etkisindeki büyüme, ABD ile ‘cihatçılar’ arasındaki savaşın dineceğinden ve İran konusundaki dönüşümden emin olmamızın bir nedenini oluşturuyor. Akdeniz ve İran, hatta Kafkaslar ve Orta Asya arasındaki dinamikler, Türkiye’nin yeniden ortaya çıkışıyla tanımlanacak.”
Son derece önemli bir analiz..
Fakat bu önemli durum tespitinin yanında raporda ne ilginçtir ki Türkiye’de kaos olasılığı iddiasına da yer veriliyor;
“Tabii ki Türkiye, her ortaya çıkmakta olan güçte olduğu gibi, bu süreçte çok büyük iç gerilimler hissedecek. Bu durum, ülkeyi kaosa sürükleyerek bu tahminleri boşa çıkarabilir. Bu mümkün olmakla birlikte, krizin her ne kadar acı ve stres içinde geçse de gelecek 10 yılda idare edileceğini düşünüyoruz.”
Çok ilginç değil mi?
2017 yılına girmeye hazırlanırken 2010’daki bu raporda yer alan analizin ardından geçen 7 yılda Türkiye’de büyük gelişmelerin neler anlattığının şimdi daha iyi farkındayız herhalde..
“Ya küresel güç.. Ya da kaos ülkesi.”
İşte bugün üzerimizde dolaştırılan kara bulutların anlamı kaos ülkesi beklentisi..
Ama tutmadı!.
Bir taraftan her türlü terör örgütü ile mücadeleyi durmaksızın sürdüren, bir taraftan bölgesindeki gelişmelere ağırlığını koyan, diğer taraftan da her alanda büyümeye devam eden dimdik ayakta duran bir Türkiye gerçeği yol alıyor.
Kaos ülkesi sendromundan büyük bir hızla kurtulmaya çalışarak Cumhuriyet’in 100. kuruluş yıldönümüne doğru küresel güç olma yolunda dev adımlar atan bir Türkiye bugün hedef!..
Ama nafile çabalar..
**
Bakın..
George Friedman, dünyaca ünlü uluslararası ilişkiler uzmanı ve jeo-stratejist. Stratfor, “Gölge CIA” olarak da anılıyor.
Onun yaptığı analiz ve yorumlar tüm dünyada politik çevrelerde yakından takip ediliyor. Friedman yeni kitabı “Gelecek 100 Yıl- 21. Yüzyıl İçin Öngörüler”de Türkiye’ye çok önemli bir rol biçiyor.
Friedman’a göre, Türkiye 21. yüzyılın süper güçlerinden biri olacak. 2020’de Türkiye ilk 10 ekonomi arasına girecek. 2040’ların ortalarında Türkiye önce Arap ülkelerinde, ardından Asya, Afrika, Balkanlar ve Kafkaslar’da etkili olan en büyük bölgesel güç, zamanla da global güç haline gelecek.
Bu noktada Friedman’ı iyi okuyun..
“Bölgede Amerika’nın gücü azaldıkça, coğrafyasındaki ülkelerinin zayıflığı ve istikrarsızlığı Türkiye’yi daha aktif rol almaya zorlayacak. 2050’de Türkiye’nin etkisini hissettirdiği coğrafya neredeyse Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarına erişir hale geliyor. Öncelikle Arap dünyası ve Doğu Akdeniz’de dominant güç oluyor.”
Yalnız Friedman bir noktada yine tam isabet denen bir uyarıda yapıyor;
“Türkiye’nin en büyük riski, iç istikrarının korunması. Eğer mevcut politik düzen huzurlu şekilde sürdürülür ya da küçük değişikliklerle devam ederse, Türkiye sadece birkaç dış sorunla karşılaşır. Ancak Türkiye ülke içindeki istikrarı koruyamazsa tüm bu bahsettiğimiz senaryo çöker. Ben Türkiye’nin istikrarını sürdüreceğine inanıyorum ama bunun için daha komplike ve gelişmiş politik çözümler gerekecek.
Türkiye modernleştikçe toplum giderek daha laik olacak. Ancak rejim bölgede daha kapsayıcı olmak, daha geniş kitleleri kucaklamak için ılımlı İslam duruşuna hoşgörülü bir yaklaşım benimseyecek. Osmanlı İmparatorluğu’nun geçmişinde dini konulara pratik çözümler getirme noktasında pek çok uzlaşı modelleri vardı. Türkiye’nin bu sorunları yönetebilecek bir geçmişi var.”
Friedman’ın Türkiye’nin AB üyeliğine bakış açısı çok ama çok anlamlı ve önemli..
Bakın ne diyor..
“Türkiye’nin AB’ye girmesi artık önemli değil. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne zaten erişimi var, hem de Avrupa Birliği’nin karmaşık regülasyonuna uyma gereksinimi olmadan… Aslında bu da en olabilecek iyi çözüm. Türkiye’nin AB’ye girdiğinde neler kazanacağı açık değil. Bu, 1980-90’larda önemli bir konuydu. Şu an için Türkiye açısından üyeliğin ne fayda getireceğini söylemek zor. Pek çok yönden Türkiye zaten Avrupa Birliği’ni geçmiş durumda.
Türkiye bölgesinin doğal ve insani kaynaklarını kullanacak. Geçmişte nasıl Almanya Türkleri işgücüne dahil ettiyse, gelecekte de Türkiye de bölgenin ekonomik faaliyetlerinde mıknatıs görevini alacak. Avrupa, Asya ve en son Afrika’nın kilit ülkesi haline gelecek. Türkiye, Bu geniş coğrafyanın sanayi ve finans merkezi haline gelecek. Başka bir deyişle, Türkiye’nin 10 yıl önce başlayan süreci giderek hızlanacak.”
**
Son derece önemli bir analiz..
Bunları okuyunca Türkiye neden üzerinde oyun oynanan hedef ülke anladınız mı şimdi?
İşte George Friedman’ın analizi ile stratford tarafından 2010 yılında tarafından hazırlanan gelecek 10 yıllık öngörülen raporlarını birbiri ile örtüştürdüğümüz zaman dış güçlerin “Kaos ülkesi” beklentilerinin neden ortaya çıktığını ve bu beklentilerinin 15 Temmuz gecesi millet –devlet el ele bütünleşmesi ile nasıl çöpe atıldığını görüyoruz.
Kat edeceğimiz daha çok yol var kuşkusuz..
Ama Türkiye bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde küresel güç olma yolunda ilerlediğini dünya görüyor..
Artık kontrol edilen, emir verilen, ekonomik olarak dışa bağımlı olmayan, ulusal çıkarlarına ters düşen bütün gelişmelere karşı dik duran mazlumların sesi bölgesinin sesi bir Türkiye Cumhuriyeti ve lideri Recep Tayyip Erdoğan var..
Cesur yürek bir Türkiye..
Cesur yürek bir lider
Erdoğan, Mehmet Akif’in ‘Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz’ sözünü hem ülkesine hem de dünyaya yeniden hatırlatıyor..
İşte küresel güçler kendi kontrollerinden artık çıkan karşılarında küresel güç olma yolunda dev adımlar atan bir Türkiye şaşkınlığını yaşıyorlar.
Hangi tezgahı kurmuşsalar başaramamanın ezikliğini yaşıyorlar.
Gezi olayları da, 17/25 Aralık kumpasları da, 15 Temmuz darbe girişimi hep kursaklarında kaldı..
Gördüler ki;
Bu millet eğilmez,
Türkiye yenilmez..
Necip Fazıl der ki!
‘Şurda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes!
Ey kahbe rüzgar, artık ne yandan esersen as!..’
İşte Türkiye bugün böyle haykırıyor.!