Kimsenin lüks sporuna,
düğününe, bir-kaç saatlik dünyevi zevkine karışacak
değilim…
Hesap da
sormuyorum…
Ama 15 şehit haberi
gelmişken, biri komutan diğeri milletvekiliyken sıradan hayatlarına
devam etmelerine hayret ediyorum…
Meclis kürsüsünde vatanın
bütünlüğü için yemin etmiş bir milletvekilinin vatanın bütünlüğünü
tehdit eden çapulsuzlar tarafından şehit edilmiş askerlerimizin
haberlerinden sonra çıkıp halay çekmesini…
Arkasından açıklama yapıp
“askere gidecek gençler vardı, onlar askere gidecekleri için halay
çekiyorlardı” demesini…
Bizi “salak” yerine
koymasını…
Hava Kuvvetleri
Komutanı"nın 15 şehidimizin haberini
aldıktan sonra elinde sopası, golf oynamasını (ha pardon sopasız
olmuyor…)
Arkasından “Ne yapsaydım,
ben de Aktütün"e mi gitseydim” diye sormasını…
Bunlardan iki gün
önce…
“Parasızlık yüzünden
karakol başka yere taşınamadı” iddiasını…
Ve bunları gördüğü halde,
maçlara kilitlenmiş, düğünlere gidip oynayabilen, düğün alayına
dalıp korna çalıp eğlenebilen, âlemlere akabilen halkı içime
sindiremiyorum…
Hiçbirinin yaptığı
açıklamayı yeterli ve inandırıcı da bulmuyorum.
Elbette mümkün değil,
herkes Aktütün"e gitsin demiyorum...
Herkes eline silah alsın
dağlara ava çıksın da demiyorum…
Ama…
Saygı diyorum…
Acıyı paylaşmak
diyorum…
Son görev
diyorum…
Anlatabiliyor
muyum?
17 şehidimizi, dün akşam
kurban verdiğimiz 6 şehidimizi ve binlercesini bir kez daha
saygıyla selamlıyorum…