Gladioyu bitiren hakim konuştu
Abone olİtalya'da glodio'yu ortaya çıkaran eski hakimden çarpıcı açıklamalar. Peki Ergenekon davası için n dedi?
İtalya'da "gladio"yu ortaya çıkaran eski hakim Felice Casson,
gladio ile Ergenekon soruşturması arasında benzerlikler olduğunu
söyledi. Casson, “devlet sırrı” kavramıyla ilgili olarak ise
“Demokraside yeri yok” dedi.
Senatör Felibe Casson, NTV’nin sorunlarını yanıtladı. Casson,
şunları söyledi:
“Ben Ergenekon isimli soruşturmanın olduğunu bir yıl önce
İstanbul’a geldiğimde öğrendim. Bir üniversitenin davetlisiydim;
hocalar, öğrenciler, gazeteciler ve sivil toplum kuruluşları
temsilcileriyle görüşme imkanım oldu. Bana Türkiye’de olan biteni
anlattılar. 'Gladio'yla benzerlikler olduğun söylüyorladı, 1990
yılına dayanıyor.
İtalya’da olanlar, onlarca yıldır yetkisiz şekilde
gerçekleştirilen, yasalarda yeri olmayan faaliyetlerdi... İtalyan
gizli servisi ile ABD askeri gizli servis arasında yapılan bir
antlaşmanın sonucu başlamıştı. Bunun bütün yurt safında olan bir
faaliyetler bütünü olduğunu keşfettik. 1950’li yıllarda komünizme
karşı, sola karşı kurulan bir örgüt olduğunu öğrendik. Bunun
italyan devleti içindeki siyasi mücadelerinde bir parçası olduğunu
farkettik.
Türkiye’ye baktığımda, Ergenekon biraz daha farklı görülüyor.
Mutlaka benzer noktalar var, herşeyin başında bu yapının gizli
olmasıdır. Aynı zamanda gizli servislerle ilişkisinin ifade
edilmesi, parlamentonun bilgisi dahilinde olmaması... Demokratik,
çağdaş bir devlette bu tür yapıların oluşmasına imkan yok.
Hükümet ve parlamentonun haricinde böyle şeylerin yapılması kabul
edilemez. Tabii ki, yargı gücünün de bunu sorgulaması gerekir.
Patlayıcıların bulunması, suikast yapılabilecek olması demokrasiye
doğrudan tehdittir. Yargının yapması gereken şey, bunu
soruşturmaktır, çünkü anayasa bunu zorunlu kılar.
Bize karşı başlangıçta çok direniş oldu. Yapı hakkında kimsenin
bilgisi yoktu. Altı kere başbakan olan bir şahsın bile böyle bir
şeyden hiçbir zaman haberi olmadığını düşünün. Hükümetin bilgisi
yok, parlamentonun haberi olmamış. Sadece birkaç kişi, ABD ve
İtalyan gizli servisler tarafından seçilmiş bilgi verilmiş.
Dolayısıyla soruşturmaya başladığımızda bizi engellemeye çalıştı,
az sayıda siyasetçi bizi engellemeye çalıştı. Cumhurbaşkanı da bizi
doğrudan engellemeye çalıştı, bazı gazeteler de örgütün yanında
oldukları için engel olmaya çalıştı. Dolayısıyla soruşturma zor
geçti.
1989-90 yılları düşünün çok kısa süre önce Berlin Duvarı
yıkılmıştı. Batı ile doğu arasındaki keskin hatta çözülmeye
başlamıştı. O anda özel bir durum yaşanmıştı. Zamanın başbakanı
bana yetki vererek, araştırma, arama ve el koyma izni verdi.
İtalyan gizli servisi girmeme izin verdi. Bu ‘Bürolarımıza yapılan
işgal’ diyorlardı. Belgeleri tahrip etmeye, gladioyla ilgili
bilgileri ortadan kaldırmaya çalıştılar.
Biz gizli bir yapının mevcudiyetini gördük. Adının gladio olduğunu
bilmiyorduk. Daha sonra soruşturmayla aşırı sağ bir örgüt olduğu
ortaya çıktı. Aşırı sağcıların bir kısmı pişman olmuştu. Yargıya
aktarmayı uygun görmüşlerdi. Eski servisten emekli olmuş
generallerin bir kısmı konuşmayı kabul etti. 1970’li yıllardaki
sorumlu bir generalin görüşlerini almak ve sorgulamak için Güney
Afrika’ya gittim.
O zaman başbakana da aktardım. Sözü edilen şeyler doğrudan
anayasaya karşı ve terörizm içeriyordu, bizler de araştırmaya
başladık. Hepsi için yetki aldık. Belgelerin hepsine ulaşmak için
yardımcı olundu. CIA ile o zamanki İtalyan gizli örgütü Sifar
arasında bir ilişki keşfettik. Gizli depolar olduğunu keşfettik,
cephanelikler bulduk, silah depoları bulduk. Suikastler
gerçekleştirmek için, terörist faaliyetler ülkenin çeşitli
yerlerinde depolar bulduk. Bu tam anlamıyla bir tehlikeydi.
Patlayıcılar, silahlar vardı. Aşırı sağcılar tarafından doğrudan
suikast amacıyla kullanabilecek durumdaydı.
İtalya’da 1977 tarihli bir yasa vardı. 12 maddesi 2 bendi 'Hiçbir
durumda anayasaya karşı gerçekleştirilen yani anayasanın
güvenliğini tehlikeye sokan faaliyetler olduğu zaman jandarma,
polis gizli servis olsun devlet sırrı' iddiasında bulunamaz'
diyordu. Çünkü asıl menfaat demokrasidir, demokrasinin
işleyişidir.
O zamanın başbakanı, devlet sırrının mevcut olamayacağını söyledi.
Zaman zaman İtalya’da devlet sırrı kavramı ortaya atılıyor ve
‘Siyasi ve askeri bir sırdır’ deniyor. Bizim inancımıza göre,
demokraside devlet sırrı olamaz, mümkün olan en kısa süre
tutulmalıdır. Kısa bir süre sonra her anlaşma belge halka
açıklanmalıdır. Bu demokrasi işaretidir.
Gladio isimli yapı, fiilen 1973 yılına kadar çalışmış. Mayıs
1972’de İtalya’nın kuzeydoğusunda bir miktar patlayıcı kullanılarak
patlama gerçekleştirilmiş. Bu terörist faaliyeti gerçekleştirilen
Gladio’nun malzemelerini kullanmış, bu mahkemenin kayıtlarında da
yer almış. Gladio da kaygılanmış, aşırı sağcılar bu malzemeleri
kullanmaya başlamış. Bu net olarak tanımlayabileceğimiz son tarih.
Daha sonra Roma Savcılığı, detaylı bir araştırma istemiş, ancak
1990 yılına kadar bir faaliyetine rastlanılmamış.
Benim kimseye bir şey öğretmek gibi bir iddiam yok. Yargı her zaman
zor işlerle uğraşır. Hakim ve savcılar, demokrasinin, devletin
hizmetindedir. Yasalara hizmet ederler. Eğer demokrasi
tehlikedeyse, gizli bir örgüt varsa, patlayıcı kullanıyorsa yargı
soruşturmak durumundadır. Sadece yasayı önder almalıdır.
Siyasetçiler bunun üzerine gitmeli, aydınlatılmasını sağlamalıdır.
Türkiye’yi düşünüyorum, Belçika’da da vardı; Avrupa’da başka
ülkelerde de benzer şeyler oldu. Şart olan şey demokraside ne
olduğunun anlaşılmasıdır. Ancak bu şekilde demokrası daha güvenli
olur ve geleceğe taşınır.”