Gizli küf, yavaş yavaş öldürüyor
Abone olRutubet nedeniyle gıdalarda oluşabilen toksinlerin bağışıklık sistemini çökerterek yavaş yavaş öldürdüğü bildirildi.
Hububat, pirinç ve fındık gibi birçok gıdada küflenmeyi başlatan
bakteriler, aflotoksin denilen çok zararlı bir zehiri oluşturuyor.
Etkilerini anında belli etmeyen aflotoksin, vücudun bağışıklık
sistemini çökerterek, birçok iç organın yanı sıra karaciğerde
önemli tahribata neden oluyor. Selçuk Üniversitesi Veterinerlik
Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halis
Oğuz, bir grup bilim adamı ile küflenmelerin neden olduğu sağlık
riskleri hakkında hayvanlar üzerinde deney ve araştırmalar yapıyor.
Halen süren araştırmalarla, bilim dünyasında çokça tartışılan gıda
küflenmelerinin neden ve sonuçlarına ilişkin veriler elde
ettiklerini anlatan Oğuz, karbonhidrat ve yağ oranı bakımından
zengin buğday ile mısır gibi hububatların yanı sıra ayçiçeği,
pirinç, fındık ve yer fıstığı gibi ürünlerde yağmurlu hasat dönemi
ve nemli ortamlarda muhafaza yapılmasının, sağlık açısından
doğurduğu sonuçların çok ciddi olduğunu kaydetti. Bütün bu
faktörlerle birlikte depolardaki ani ısı değişiminin de küflenmeyi
başlatarak bakterilerin aflotoksin denilen çok zararlı bir zehrin
oluşmasına neden olduğunu bildiren Oğuz, “Daha sonra bu gıdalar
mekanik olarak karıştırıldığında, küfün görünen izleri yok oluyor.
Ancak, ekmek, makarna, bisküvi ve benzeri mamullere dönüşen gıda
ürünlerindeki zehrin, ısı nedeniyle üçte biri etkisiz hale gelse de
vücut üzerindeki zararı yavaş yavaş, fakat öldürücü oluyor” dedi.
“Riskleri bilinmiyor” Oğuz, kalite belgesi olmayan ürünlerde
aflotoksin kontrolü yapılmadığı ve küfün zararlı etkileri vücutta
zamanla kendi gösterdiği için toplumda bu tür sağlık risklerinin
fazlaca bilinmediğini ve dikkati çekmediğini belirterek, şöyle
konuştu: “Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve diğer çevrelerce yapılan
araştırmalar da tahıla dayalı beslenme alışkanlığı olan, nemli
ülkelerde tespit edilen karaciğer kanseri ile gıdalardaki
aflotoksin arasında pozitif bir ilişki olduğunu göstermiştir. Bu
madde, diğer hayvansal ürünlerdeki zehirlenmeler gibi etkilerini
anında belli etmiyor. Antikorları öldüren bu madde, vücudun
bağışıklık sistemini çökerterek, bu tür gıdalarla beslenen
insanların daha çabuk enfeksiyonlara yakalanmasını sağlıyor. Birçok
iç organın yanı sıra karaciğerde önemli tahribata neden olan gizli
küf içeren mamuller, siroz, kanser gibi ölümcül hastalıklara
davetiye çıkarıyor.” Gıda hammaddelerinin artı 20 derecenin altında
bir sıcaklıkta ve kuru ortamlarda korunmasının şart olduğunu dile
getiren Oğuz, tüketicilerinin bur tür gıdalarda meydana gelebilecek
risklerden korunmak için kalite belgesi bulunan, güvenilir
markaları tercih etmesinin gerektiğini kaydetti. Oğuz, hamilelerde
aflotoksinin özellikle gebeliğin ilk üç ayında bebekte sakatlıklara
neden olabilecek ölçüde etkiler doğurabileceğini de vurguladı.
Çözüm aranıyor Küf nedeniyle içinde bu toksinlerin oluştuğu yemleri
yiyen hayvanların et, süt ve yumurtasının da insanlara aynı
zararları verdiğini anlatan Oğuz, “Hayvanlar üzerinde yaptığımız
deneylerde, beyaz kil ile ekmek mayasının hücre duvarında bulunan
bir maddenin zehrin etkilerini yok ettiğini belirledik. Bu maddeler
zehrin bağırsakta kalarak, daha sonra kana karışmadan dışarı
atılmasını sağlıyor” dedi. Olası sağlık risklerinin önüne geçilmesi
için halen devam eden araştırmalarda elde edilen bulguların
olgunlaştırılmasına çalıştıklarını ifade eden Oğuz, araştırmanın
ilerleyen aşamalarında, küfle gıdalara karışan aflotoksinin insan
üzerindeki etkilerinin yok edilmesi için belirlenecek yöntemleri
standardize etmek istediklerini sözlerine ekledi.