Gitme vakti gelir bazen…
Hani bavuluna koyup geçmişini, yaşadığın
şehirden…
Hani hayatını sığdırıp aslında bir çantaya…
Ütülü, özenle katlanmış eşyalarınla…
Annen seslenir ardından; "Yavrum, sen üşürsün
oralarda, bu hırkayı yanına almayı unutma…"
Hani yüreğine sığdıramadığın, küçücük bavula tıkmaya
çalıştığın yaşanmışlıklarını ıslatırsın göz yaşlarınla…
Hele bir de ardından duaları göz yaşlarına karışmış
sevdiklerin de varsa…
Bir dost, bir
arkadaş, özenle baktığın bir
çiçek bırakıyorsan ardında…
Ellerini üzerinden hiç eksik etmeyen, sevgisini hiç
esirgemeyen bir anne babaya da sahipsen…
Gitmek zordur aslında...
Alışkanlıklarını, tiryakiliklerini, o şehrin her
mekanındaki anılarını…
Yanına alıp gitmeyi becerebiliyorsan…
Aslında, düşmek üzere olduğun her an, seni düşmekten
kurtaran aileni, o gözü yaşlı bıraktığın dostunu, sana sarılıp göz
yaşı döken arkadaşını da sığdırabiliyorsan bavula…
Özenle büyüttüğün o çiçeği, duvarında yıllardır yeri
değişmemiş o çerçeveyi…
Kitaplarını, en genç yaşında, sevdiğin çocuğa
yazdığın şiirleri…
Sana ait o hikayeyi…
En sevdiğin şarkıların ait olduğu albümleri
alabiliyorsan yanına…
Gitmek kolaydır aslında…
Bilinmezlikler seni korkutmuyor,
heyecanlandırıyorsa…
Bütün bilinmeyenler, içinde, kocaman yapraklı, bol
çiçekli bir umutsa…
Hele bir de, gideceğin yerde de bir
dostun varsa...
Geleceğini takıp koluna…
GİTMEK güzeldir aslında...
twitter.com/nsrnylmz