Gıda fiyatları zirve yaptı, dünya sancılı
Abone olŞeker, hububat, yağ ve et ürünleri şimdiye kadarki en yüksek düzeye çıktı. Kimi uzmanlara göre 2008'deki gibi bir gıda krizi olasılığı yok ancak belirsizlik 'endişe verici.'
Birleşmiş Milletler'in yayımladığı yeni veriler, gıda fiyatlarının tüm zamanların en yüksek düzeyinde olduğunu ortaya koydu.
Şeker, hububat, yağ ve et ürünlerinden oluşan bir sepeti yansıtan gıda endeksi Aralık ayında 214,7 puana yükselerek yeni bir rekor kırdı.
Fiyatlar, 2008 yılında pek çok ülkede gösteriler düzenlendiği günlerde bile bu kadar yükselmemişti.
O tarihte endeks, 213,5 puanı gördü.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), dünyanın bir diğer gıda krizinin ortasında olmadığını belirtiyor.
Ancak Cezayir ve Tunus'ta son günlerde yaşanan gösterilerde de gıda fiyatlarına tepki gösterilmesi, yetkililerin dikkatlerini bu alana çekiyor.
Dahası, petrol fiyatları da son iki yılın en yüksek seviyesinde.
Fiyatlar neden yükseliyor?
2008'deki kriz ardından iyi geçen hasatlar temel gıda kalemlerinde fiyatları yeniden istikrara kavuşturdu.
Ancak 2010 yılında, dünyanın alanlarında en büyük üreticileri olan ülkelerinin yaşadığı aşırı hava olayları ve afetler, ürünlerin zarar görmesine neden oldu.
Bu nedenle gıda fiyatları bir yıl öncesine göre yüzde 20'nin üzerinde bir artış kaydetti.
Sel Kanada'da ekim takvimini altüst ederken, Avustralya'da buğday ve şeker kamışı tarlaları zarar gördü.
Yaz aylarında Rusya'da yaşanan yangınların tarlalarıkasıp kavurması ardından bir ara tüm buğday ihracatı da askıya alınmıştı.
ABD hükümeti bu nedenle 2011 hasadının da son iki yılın gerisinde kalacağını tahmin ediyor.
Ulaşılacak miktar yine de kayıtlardaki en büyük üçüncü üretim toplamı olacak. Fakat bu da talebi karşılamaya yetmeyecek.
Fiyatların yükselmesinin bir nedeni de sürekli artan talep.
Tüm gıdalar mı zamlandı?
Pek çok Asya ülkesinde temel gıda maddesi olan pirinç bu yıl rekor bir hasat beklendiğinden diğer ürünler kadar fiyat artışı kaydetmedi.
Gıdaları için afete uğrayan ülkelere bel bağlamayan bölgelerde de artış büyük olmadı.
Örneğin Doğu Afrika'da başlıca gıda maddesi olan mısırın fiyatı, alınan yüksek rekolte sonucu yüzde 50 kadar düştü.
Medyaya fazla yansımasa da küçük çaplı alanlarla sınırlı kalan elverişsiz hava koşulları pek çok çiftçinin belini büktü.
Orta Amerika'da yılın kurak geçmesi fasulye gibi baklagilleri etkiledi; FAO raporuna göre en astronomik zamlar burada yaşandı.
Bölge halkının sofrasından eksik etmediği kırmızı fasulyenin El Salvador ve Honduras'taki fiyatı bir yılda üçe katlandı.
Spekülatörlerin rolü
Birleşmiş Milletler'e bağlı FAO, fiyat artışından sırf emtia piyasalarında faaliyet gösteren spekülatörlerin sorumlu olmadığını; ama onların da durumu kötüleştirdiğini belirtiyor.
Örneğin şeker için arz, gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanan talep artışına yetişemiyor. Bu da fiyatların tırmanışa geçmesine yol açtı.
Economist Intelligence Unit ise bu durumu 'yatırım fırsatı' olarak gören spekülatörlerin fiyat dalgalanmalarının çapını büyüttüğünü belirtiyor.
Dünya Kalkınma Hareketi (WDM) fiyatların al-satçılar için bahis konusu olmasının önüne geçmek istiyor.
Bunun için vadeli sözleşmelerin alım satımına daha sıkı denetimler gelmesini öneriyor.
Petrol fiyatları da artışta
Londra borsasında ham petrolün varil fiyatı da 100 dolara yaklaşıyor. 98 dolar seviyesindeki fiyat son iki yılın en yüksek noktasına vardı.
Gıdada olduğu gibi burada da sorun arz, talep artışı ve yatırımcı hareketlerinin birleşiminden kaynaklanıyor. Özellikle Çin, son yıllarda fabrikalar ve taşıtlar için yakıt açlığını karşılamaya çalışıyor.
Yakıt fiyatının yükselmesi ulaşım maliyetlerini de arttırarak yine gıda nakliyesine ve gıdaların nihai fiyatlandırmasına yansıyor.
Uluslararası Enerji Kurumu IEA, yüksek petrol fiyatlarının 2011 yılındaki ekonomik iyileşme sürecini tehdit ettiği yorumunu yapmıştı.
OECD üyesi 34 sanayileşmiş ülkenin petrol ithalatlarının faturası da 2010 yılında yüzde 30 yükselerek 790 milyar dolara çıktı.
Bakır fiyatları da 2011 yılına rekor seviyelerde başladı - bu duruma küresel düzeyde iyileşme sürecinin artırdığı talebin ve bir çok ülkenin düşük stoklama yapmasının yol açtığı düşünülüyor.
Dünyada pek çok ülke ekonomide durgunluğu aşmaya çalışırken bu olumsuzluklar da işlerini kolaylaştırmıyor.