Gıda fiyatları niye çıldırdı?
Abone olDünya yeni bir açlık dalgasının korkusunu yaşamaya başladı.
Dünya yeni bir açlık dalgasının korkusunu yaşamaya başladı.
Yerkürenin her yerinde gıda fiyatları artıyor. Uzmanlar artışı şu
gelişmelere bağlıyor:
"Küresel ısınmanın yol açtığı kuraklık, tarım alanlarının biyolojik yakıt ürünlerine ayrılması, Çinlilerin protein ağırlıklı beslenmeye yönelmesi ve gıda üzerine yatırım yapan spekülatörler."
Gün geçmiyor ki, bir ülkede artan gıda fiyatları yüzünden halk ayaklanmasın. Mısır’da halk, artan ekmek fiyatlarını protesto etmek için ayaklandı. Filipinler’de polis, gıda stoğu yapılan depoları bastı. Güney Kore’de makarna fiyatlarının tavan yapması üzerine evkadınları rafları boşalttı. Bolluktan obez olan ABD’de bile fiyat artışları hissedilmeye başlarken, dünyayı yeni bir açlık dalgasının korkusu sardı.
Şimdi tüm dünya şu soruyu soruyor; İyi de gıda fiyatları niye durduk yerde yükseliyor? Tabii ki, fiyatlar durduk yerde yükselmiyor. Aslında kriz ’geliyorum’ diyordu. ABD’de soya ve mısır üretimi için ayrılmış tarım alanları biyolojik yakıt ürünlerine ayrıldı. Küresel ısınma yüzünden dünyanın pekçok yerinde kuraklık yaşandı. En çok etkilenen ülkelerden biri ise dünyanın önemli tahıl ambarlarından olan Avustralya oldu.
SOSYAL ETKİLERİ DÜŞÜNMÜYORLAR
Yeni zengin Çin ve Hindistan, protein ağırlıklı beslenmeye yönelirken, bu ülkenin et ihtiyacı arttı. Et talebindeki artış yem ve tahıl fiyatlarında artışı beraberinde getirdi. Petrolün varil fiyatının 100 doların üzerine çıkması ise kötü gidişi hızlandırdı. Birileri ise tüm bu gelişmeleri yakından takibe aldı. Hesap kitap yaptı. Bunlar borsa ve hisse senedindeki kár olasılığının doygunluk noktasına geldiğini gören spekülatör ve yatırımcılardı. Üç ana kaleme yöneldiler; petrol, metal ve tahıl.
ABD’deki Iowa Eyalet Üniversitesi’nden tarım ekonomisti Chad Hart’a göre piyasanın yeni aktörlerinin, spekülasyondan öte pazarla pek ilgisi yoktu. Fon yöneticisi Gary Kaltbaum’un yorumu ise şöyle; "Maalesef, gıda sektörü üzerine oynayan kişilerin, sosyal etkileri gözününde bulundurduğunu sanmıyorum. Onların işi yatırım ve para kazanmak. Birşeyin fiyatının artacağını düşündüklerinde buna yatırım yapıyorlar. Dünyanın herhangi bir yerinde yol açacağı sosyal etkiyle ilgilenmiyorlar" diyor.
PİRİNÇ SIKINTISI
Kuraklıktan en çok etkilenen ürünlerin başında gelen pirinçte de sıkıntı var. Pirinç fiyatlarının bir günde yüzde 30 oranında artması üzerine Mısır, iç talebi karşılayabilmek için ihracatını askıya aldığını açıkladı. Mısır, Türkiye, Lübnan, Suriye ve Ürdün pazarına pirinç veriyordu. Tayland’tan sonra dünyanın ikinci büyük pirinç üreticisi olan Vietnam da ihracatını yüzde 25 azalttı, ihracatçılara yeni sözleşme yapmamaları talimatı verildi. Hava şartlarındaki iyileşme nedeniyle dünya pirinç rekoltesinin bu yıl yüzde 1.8, yaklaşık 12 milyon ton artması bekleniyor.
Bilgi notu
Tarıma dayalı gıda ürünlerindeki fiyat artışları için yeni bir kavram geliştirildi: Agflasyon. "Tarımla ilgili" anlamına gelen "agro" kökünden türetilmiş bir kavram. Aynı 1970’lerde uydurulan "stagflasyon" gibi.
"Küresel ısınmanın yol açtığı kuraklık, tarım alanlarının biyolojik yakıt ürünlerine ayrılması, Çinlilerin protein ağırlıklı beslenmeye yönelmesi ve gıda üzerine yatırım yapan spekülatörler."
Gün geçmiyor ki, bir ülkede artan gıda fiyatları yüzünden halk ayaklanmasın. Mısır’da halk, artan ekmek fiyatlarını protesto etmek için ayaklandı. Filipinler’de polis, gıda stoğu yapılan depoları bastı. Güney Kore’de makarna fiyatlarının tavan yapması üzerine evkadınları rafları boşalttı. Bolluktan obez olan ABD’de bile fiyat artışları hissedilmeye başlarken, dünyayı yeni bir açlık dalgasının korkusu sardı.
Şimdi tüm dünya şu soruyu soruyor; İyi de gıda fiyatları niye durduk yerde yükseliyor? Tabii ki, fiyatlar durduk yerde yükselmiyor. Aslında kriz ’geliyorum’ diyordu. ABD’de soya ve mısır üretimi için ayrılmış tarım alanları biyolojik yakıt ürünlerine ayrıldı. Küresel ısınma yüzünden dünyanın pekçok yerinde kuraklık yaşandı. En çok etkilenen ülkelerden biri ise dünyanın önemli tahıl ambarlarından olan Avustralya oldu.
SOSYAL ETKİLERİ DÜŞÜNMÜYORLAR
Yeni zengin Çin ve Hindistan, protein ağırlıklı beslenmeye yönelirken, bu ülkenin et ihtiyacı arttı. Et talebindeki artış yem ve tahıl fiyatlarında artışı beraberinde getirdi. Petrolün varil fiyatının 100 doların üzerine çıkması ise kötü gidişi hızlandırdı. Birileri ise tüm bu gelişmeleri yakından takibe aldı. Hesap kitap yaptı. Bunlar borsa ve hisse senedindeki kár olasılığının doygunluk noktasına geldiğini gören spekülatör ve yatırımcılardı. Üç ana kaleme yöneldiler; petrol, metal ve tahıl.
ABD’deki Iowa Eyalet Üniversitesi’nden tarım ekonomisti Chad Hart’a göre piyasanın yeni aktörlerinin, spekülasyondan öte pazarla pek ilgisi yoktu. Fon yöneticisi Gary Kaltbaum’un yorumu ise şöyle; "Maalesef, gıda sektörü üzerine oynayan kişilerin, sosyal etkileri gözününde bulundurduğunu sanmıyorum. Onların işi yatırım ve para kazanmak. Birşeyin fiyatının artacağını düşündüklerinde buna yatırım yapıyorlar. Dünyanın herhangi bir yerinde yol açacağı sosyal etkiyle ilgilenmiyorlar" diyor.
PİRİNÇ SIKINTISI
Kuraklıktan en çok etkilenen ürünlerin başında gelen pirinçte de sıkıntı var. Pirinç fiyatlarının bir günde yüzde 30 oranında artması üzerine Mısır, iç talebi karşılayabilmek için ihracatını askıya aldığını açıkladı. Mısır, Türkiye, Lübnan, Suriye ve Ürdün pazarına pirinç veriyordu. Tayland’tan sonra dünyanın ikinci büyük pirinç üreticisi olan Vietnam da ihracatını yüzde 25 azalttı, ihracatçılara yeni sözleşme yapmamaları talimatı verildi. Hava şartlarındaki iyileşme nedeniyle dünya pirinç rekoltesinin bu yıl yüzde 1.8, yaklaşık 12 milyon ton artması bekleniyor.
Bilgi notu
Tarıma dayalı gıda ürünlerindeki fiyat artışları için yeni bir kavram geliştirildi: Agflasyon. "Tarımla ilgili" anlamına gelen "agro" kökünden türetilmiş bir kavram. Aynı 1970’lerde uydurulan "stagflasyon" gibi.