Gıda fiyatları neden arttı, nasıl düşer? Çözüm için 5 öneri
Abone olMutfak alışverişi iyiden iyiye cep yaklamaya başladı. Vatandaş yüzde 25'e yakın artan fiyatlardan şikayetçi, üreticinin dilinde ise maliyet artışları var.
Son günlerde birçok üründeki fiyat artışı herkesin dilinde. Gıdadan sanayi hammaddelerine kadar neredeyse her üründe yüzde 100’e varan fiyat artışları var. Vatandaşın direkt olarak cebine dokunan zamlar, ekonomi yönetiminin de düşürmek için çaba gösterdiği enflasyonu da olumsuz etkiliyor. Fiyat artışları hükümetin de takibinde. Ticaret Bakanlığı fiyat denetimleriyle durumu kontrol altına almaya çalışırken, Tarım ve Orman Bakanlığı da özellikle tarım ürünlerinin üretimi noktasında problem yaşanmaması için planlamalar yapıyor.
Gıda üreticileri ve sanayiciler ise hammadde fiyatlarındaki artışla birlikte yükselen maliyetlere işaret ediyor. Hürriyet gazetesi sektör temsilcileri ile konuşarak fiyat artışlarındaki 5 nedeni şöyle sıraladı:
- Pandemi nedeniyle ülkeler ürettiğini stoklama yoluna gitti.
- Pandemi etkilerini azaltmak için uygulanan ‘bol para’ politikası nedeniyle hammadde fiyatlarında yükseliş yaşandı.
- Döviz kurlarındaki artış fiyat yükselişinde etkili oldu.
- Üreticinin artan girdi maliyetleri, son ürünlere zam olarak yansıdı.
- Spekülatif hareketler ve stokçuluk.
Fiyat artışını önleyecek öneriler ise şöyle:
- Özellikle üretim konusunda çok kapsamlı plan hayata geçirilmeli.
- Süt ve et fiyatlarını direkt olarak etkileyen yemde, dışa bağımlılık azaltılmalı.
- Temel gıda maddelerinde KDV oranları gözden geçirilmeli gerekirse düşürülmeli.
- Spekülatif hareketlere karşı denetimler arttırılmalı, haksız rekabetin önüne geçilmeli.
- Çiftçi desteklenmeli, daha çok üretime teşvik edilmeli.
"Bol para spekülatif hareket getirdi"
İlk olarak geçtiğimiz günlerde sanayide kullanılan hammadde fiyatlarında yaşanan artışlar ilgili olarak “anlamlandıramadığımız fiyat artışları yaşanıyor” açıklamasını yapan İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan şunları söyledi: "Özellikle son 2 aydır farklı sektörlerden, sanayicilerden talepler geliyor. Tarımdan tekstile, demir-çelikte orman ürünlerine kadar hammaddelerde dolar bazında yüzde 30 ile yüzde 100 arasında zamlar yaşandığı belirtiliyor. Bu durum sanayici olusuz etkiliyor. Piyasalarda pozitif anlamda bir hareketlilik var, verimlilik yüksek ancak hammadde tedarikinde büyük sıkıntyı yaşanıyor. Tedarik sıkıntısının yanında yüksek fiyat da olumsuz etkiliyor. İthalat ve ihracatlarda kullanılan konteyner konusunda da büyük propblem yaşanıyor. Fiyatlar konsunda global bir sorun var aslında. Arz ve taleple açıklanmayacak bu fiyat yükselişinin en büyük nedenlerinde biri ise ekonomiler canlansın diye ortaya dökülen bol ve ucuz para. İşte bu noktada bollaşan para sayesinde spekülatif hareketler oldu. Hammaddelere, emtialara, madenlere, tarım ürünlerine ilgi arttı. Aşırı şekilde bir fon ve finans hareketi yaşanmaya başladı. Bu durum herkesi etkiledi. Yaşanan fiyat yükselişleri enflasyonla mücadele verirken, enflasyonun düşmesine de engel oluyor."
"Gıdada yüze 8 KDV çok"
Geçtiğimiz günlerde, “Et ve sütte KDV oranları gözden geçirilsin” çağrısı yapan SETBİR Başkanı Tarık Tezel ise kayıtdışılığa dikkat çekti. "Bizim sektörümüzde kayıtdışılık söz konusu. Sektörde kayıtlı sanayi işletmelerinde işlenen süt ortanı yüzde 45 seviyelerinde" diyen Tezel şöyle devam etti: "Kayıtdışı çalışanlar sebebiyle sektörde haksız rekabet yaşanıyor. Bu izlenebilirliğin önün geçiyor. Şu anda sütte yüzde 8 KDV uygulanıyor. Temel gıda maddeleri için yüzde 8 KDV’nin çok olduğunu düşünüyoruz. Eğer bu oran düşürülürse sektördeki kayıtdışı çalışan işletme sayısı düşerken, KDV indirimi kaynaklı son ürünlerde de fiyat düşüşü olacaktır. Ancak bunun dışında orta vadade hayvancılığın en büyük girdileri arasında yer alan yem konusunda çözümler üretilmeli. Yem hammaddesinin neredeyse yüzde 50’si dövize endeksli. Eğer yem üretimi konusunda yapılan planlamalar hayat geçirilirse, en büyük sorunlardan biri olan yem maliyetleri orta vadede çözüme kavuşacaktır.”
Yem fiyatları arttı et ve sütü etkiledi
2020 yılının normal bir yıl olmadığını ifade eden Yem Sanayicileri Birliği Başkanı Ülkü Karakuş, pandemi döneminde de olsa gıda arzında bir sıkıntı yaşanmadığını dile getirdi. “Pandemi yılında Türkiye olarak hiç bir gıda ürününde yok demedik. Hem bitkisel hem hayvansal ürünlerde tüketicinin ihtiyacına cevap verildi" ifadelerini kullanan Karakuş, "Çünkü Türkiye’nin üretim altyapısı müsaitti. Bu, özel sektörün dinamizmi ile başarıldı. Türkiye’de mamül madde sıkıntısı yoktur, hammadde sıkıntısı vardı. Dünyada pandemi nedeniyle belirsizlik yaşandı. Ülkeler hammadde stoklama yoluna gitti. Üretimde dünyada aslında bir sıkıntı olmadı 2020’de. Tahıl ve yağlı tohum üretiminde sorun yaşanmadı. 2020’de devir stokları tarihi rekorlardaydı. Özellikle Çin başta olmak üzere, spekülatif hareketler oldu. Yem, yumurta ve diğer birçok üründe fiyat artışları yaşandı. Hammadde de inanılmaz fiyat yükselişleri oldu. Şu anda da fiyatlar düşmüş değil. Bu da kadar herkesi etkiledi. Dövizde de artış olunca yem fiyat artışları kaçınılmaz oldu. Bu durum çiftçinin maliyetini yükseltti. Eğer yem üretimi konusunda kapsamlı bir plan yapılırsa ve üretim artarsa fiyatların düşmesine yardımcı olacaktır" diye konuştu.
Bakanlıktan gıda fiyatı denetimi
Ticaret Bakanlığı özellikle bebek maması, ayçiçek yağı, yumurta, beyaz et, peynir gibi temel gıdalar başta olmak üzere gıdada hem üretim hem de toptancı ve market satışlarını mercek altına aldı.
Tüketicilerden gelen fiyatlardaki fahiş artış şikyetleri üzerine harekete geçen bakanlık, Türkiye genelinde fiyat ve stokçu denetimlerini arttırdı. Bakanlıktan yapılan açıklamada arz-talep dengesiyle uyuşmayan fiyat artışlarının tespiti amacıyla 19-20 Ocak 2021 tarihlerinde Türkiye genelinde temel ihtiyaç ürünlerine yönelik fiyat denetimleri yapıldığı ve yapılmaya devam edildiği bildirildi. Bakanlık açıklamasında, “Denetimler sonucunda 562 işletme bazında 9 bin 870 ürün incelenmiştir. İnceleme sonucu elde edilen veriler Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından değerlendirilecek ve firmaların savunmalarının alınmasının ardından haksız fiyat artışında bulunduğu tespit edilenler hakkında 10 bin liradan 100 bin liraya, stokçuluk faaliyetinde bulunduğu tespit edilenlere ise 50 bin liradan 500 bin liraya varan idari para cezası yaptırımı uygulanacaktır” denildi.
Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, bugüne kadar 3 bin 208 dosyayı karara bağlayarak, gıda, temizlik, hijyen ürünleri gibi temel ihtiyaç maddelerinde fahiş fiyat artışı yaptığı değerlendirilen 375 firmaya toplam 11 milyon 885 bin lira para cezası kesti.
Bitkisel üretim yükseldi
Türkiye’de gıda arzında ise bir sorun yaşanmıyor. Dünya piyasalarında pandemi ve Çin’in alım politikası kaynaklı bir fiyat artışı yaşanıyor. Türkiye kendi ihtiyacını karşılayacak gıdaya sahip, bu da 2020 yılında bitkisel üretim rakamlarından görülüyor. Üretim 117 milyon tondan 124 milyon tona yükselirken, geçtiğimiz günler bir açıklama yapan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, ilkbaharla birlikte üretimin artmasıyla, fiyatlarda düşüş yaşanacağını ifade etmişti.