2013 biterken bu yıla damgasını vuran Gezi protestoları günlerinde yaşananların fotoğrafları yayınlandı. 21 foto muhabirin vizöründen özel fotoğraflar, Türkiye’de fotoğraf sanatının en saygın isimlerinden biri olan Coşkun Aral’ın seçkisiyle ve Türkçe - İngilizce açıklamalarıyla hazırlandı. İşte o fotoğraflar ve açıklamaları... Betonlarla kaplanmış bir kentin kalbindeki yeşillikti Gezi Parkı. Doğayı korumaktan daha doğal ne olabilirdi? O gece ve ertesi gün iş makinelerinin demir kepçeleri toprağı yararak yaklaşırken birkaç insan ağaçlara sarılmıştı. İstiklal Caddesi savaş alanına dönmüştü. Barikatlar polislerce dağıtılıyor, kısa süre sonra yenileri kuruluyordu. Polisin gaz bombası kapsülüyle başından vurduğu ilk kişi Filistinli Lobna Al Lamii oldu. Genç kadın ağır yaralandı. Uğun Can o fotoğrafı anlattı: “Polis, Taksim’e girdiğinde bir otelin üst katındaydım. Türk bayraklı biri tazyikli suya rağmen kaçmıyordu. Ancak tazyikli suyun ona zarar vereceğini anlayan BDP bayraklı biri, onu alıp arkaya çekti. Yanlarındaki üçüncü birinin MHP işareti yaptığını şefimiz Hasan Erşan farkına varıp fotoğrafı servis etti.” Adem Altan o “marjinalleri” anlattı:“Ethem Sarısülük’ün cenazesi Kızılay’a getirilmek istendi. Ancak polis izin vermedi. TOMA’larla müdahale oldu. İnsanlar kaçıştı. Bir reklam panosunun arkasına saklanan o beş kişiyi fark ettim. Ve kameramı oraya doğrulttum. Eve gelip bilgisayarda fotoğrafa tekrar bakınca çok hoş bir kare olduğunu daha net anladım.” Taksim Meydanı’nda tazyikli suyun şiddetiyle savrulan bir gösterici. Taksim Meydanından çekilen polis, günler sonra alana yeniden müdahale etti. Taksim Meydanı ve Gezi Parkı karnaval yeriyken barikatlarda düşünceli bir bekleyiş vardı. Polis her an geri gelebilirdi. Protestolar sırasında çevreciler tarafından parkın içine bostan kuruldu. Fotoğraftaki minik Gaya da, tıpkı isminin anlamı ‘toprak ana’ gibi, büyük bir sevgi ve mutlulukla ekti tohumlarını bostana. Protestolar sırasında bazı kişiler ellerindeki sopa vb. aletlerle göstericilere müdahale etti. Ankara ‘daki destek protestolarında Kızılay Meydanı’na girmek isteyen eylemcileri durdurmak isteyen polisler araçlarının arkasına sığınmak zorunda kaldı. Gezi Parkı herkesin kabiliyetlerini taşıdığı dev bir sahneye dönüşmüştü. Müzik, resim, heykel, dans, edebiyat, spor bir araya geliyordu. Parkta her sabah yoga da vardı. Polisin çekilmesinden sonra Gezi Parkı’nda direnişin sanatı ve şenliği vardı. Binlerce kişinin doldurduğu parkta sokak sanatçıları direnişin sembolü gaz maskeleriyle dinletiler verdi. Gezi Parkı direnişi sembolleriyle tüm ülkeye yayılmıştı. Temmuz’da İzmir’de çadırlar da direniş sürüyordu. Kısa bir süre sonra polis oralarda da müdahale ederek çadırları kaldırdı. Direnişin başından beri eylemleri destekleyen Antikapitalist Müslümanlar, hep beraber meydanda cuma namazı kılarken diğer gezi direnişçileri güvenlikleri sağlıyordu. Her zaman İstanbul’un en meşhur buluşma yeri olan AKM’nin önünde artık her akşam on binlerce insan toplanıp ellerinde meşalelerle kutlama yapıyordu. Polis TOMA’ların su haznesine kimyasal madde boşaltırken görüntülendi. Bu fotoğrafla birlikte ilk kez TOMA’ya sağlıya zararlı ‘OC Gaz Solüsyonu’ maddesi konulduğu ortaya çıktı. Gezi Parkı’nın Taksim Meydanı girişine kurulan barikatlarda sabaha kadar nöbet tutuluyordu. Hatay’daki destek protestolarında Armutlu Mahallesi’ndeki polis müdahalesinden bir görüntü. Bir binanın çatısından parke taşı, molotof kokteyli, kanepe, mutfak tüpü gibi çeşitli maddeler atılınca, TOMA binanın çatısına bile müdahale etti. Ethem Sarısülük’ün cenazesinin polis kurşunuyla öldüğü yere getirilmesi sert bir müdahaleyle engellendi. Beşiktaş’taki çatışmalarda yaralananlara Bezmialem Valide Sultan Camii’nde oluşturulan revirde zor koşullarda müdahale ediliyordu.