Gezi Parkı'ndaki bilinmeyenleri anlattı!

TV Net ekranlarında Veyis Ateş'in hazırladığı Habere Bakış'ta konuşan İnternethaber Medya Grup Başkanı Süleyman Özışık Gezi Parkı eylemleriyle başlayan süreci yorumladı.

Eylemlerin gizli ve derin güçler tarafından organize edildiğini iddia eden Süleyman Özışık, MİT ve Emniyet İstihbarat'ta operasyon yiyen bir çevrenin bilinçli olarak orantısız güç kullanarak eylemleri tetkilediğini de iddiaları arasında sıraladı.

O SABAH ÇADIRLARI POLİS DEĞİL ZABITA YAKTI

Bu oyunu görmek için olayın başladığı sabaha gitmek lazım. Sabah 5'te polisin bir operasyon yaptığı söylendi. Bilgi kirliliği orada başladı. Sabah 5'te operasyon yapan polis değil zabıtaydı. Beyoğlu belediyesine bağlı zabıtalar yaptı o operasyonu. Zabıtanın talebiyle polis oradaydı. Çadırları yakan da zabıtaydı. Toplumu ilk rahatsız eden olay buydu. İlk üç gün bu olayın videolarını izledim dikkatle. Videolara bakın polis de eylemciler de hareket içinde değil. Uyuyorlar gazete okuyor kahvaltı yapıyorlar. Ama benim dikkatimi çeken şey şu. O saatte gazetecilerin tamamı ayakta ve Toma'yı görüntülüyor. O saatte gazeteciler özel bir hareketlilik yoksa orada olmazlar bile.

OPERASYON YİYEN MİT VE EMNİYETÇİLER OLAYI TETİKLEDİLER

Bu eylemlerden 40 gün önce MİT 'te bir operasyon yapıldı. Bir çok MİT mensubu görevden alındı ya da görev yerleri değişti. Benzer bir operasyon Emniyet İstihbarat'da da yaşandı. Gezi Parkı'nda o sabah TOMA'dan suyu sıkan polisin talimatı kimden aldığı hala belli değil. O polisin neden durup dururken TOMA'dan o suyu sıktığı, ardından biber gazının neden sıkıldığı o polislere hala soruluyor. Emniyet ve MİT'te o operasyon kime yapıldıysa o talimat da o taraftan geldi diye düşünüyorum.

AJANSLAR TWITTER FENOMENLERİNE PARA VERDİ

Üniversiteler, bankalar ve bazı holdingler de eylemin arkasında yer aldı. Hatta olayların başladığı gece bazı ajanslar Twitter'da fenomen olan bazı isimlere para karşılığında "diren gezi" etiketini TT listesine soktu. Direngezi adlı internet sitesinin domaini 1 ay önce alındı mesela. Hadi bu olabilir, Gezi Parkı için çalışma yürüten bazı çevreler vardı zaten. Ama 3 milyon insanın Taksim'e çıkarılmasının uzun bir hazırlık gerektirdiği çok açık ortada. Personelini servis araçlarıyla eyleme taşıyan bankalar var.

TARAFTAR GRUPLARI BİLE ÇAĞRILDI...

'Oyun olsa biz görmez miydik?' diye soran genç arkadaşlar var. Ama normal olan budur zaten. Sen görebilsen oyun olmaz ki. Oyunu sen göremezsin zaten... Bu tür eylemlerin yer aldığı bir kitaptan da sözedildi. Orada madde hükümet düşürmek için eylem biçimleri sıralanıyor. Bu duran adam eylemi de orada 63. sırada yer alıyor. Bir gol için birbirini öldüren taraftarları bile çağırdılar. Çarşı'yı yere göğe sığdıramıyorlar. Dr. Erol Köse, bir TOMA'yı ele geçirdi diye tweet attı sonrasında da 6 polis öldü diye kahkahalarla güldü.

KILIÇDAROĞLU BANA ÇİN İŞKENCESİ GİBİ GELİYOR...

Kılıçdaroğlu bana Çin işkencesi gibi geliyor. Siyasetçi olarak görmüyorum kendisini. Liderler halkını arkasına alıp inandıkları yere götürür. Ama bakın Kılıçdaroğlu 'saldıracağız ve iktidarı düşüreceğiz' diyor. Eylemlerden bir kaç hafta önce söylüyor. 1 Haziran'da Kadıköy'deki mitingini iptal edip kıyamet yerine dönen Taksim'e çıkma kararı alıyor. Sonra meydana gelip yarım saat kalmadan gidiyor. Kılıçdaroğlu biz bu işin değiliz diyor ama Gezi Parkı'ndaki ankette yüzde 76 oy oranı var. Milletvekilleri ilk günden beri orada. Ayrıca Topçu Kışlası'nın da yer aldığı Taksim projesinde CHP'nin de imzası var. Bunun bence hiç bir izahı olamaz.

BENCE BU FİLM HENÜZ BİTMEDİ...

Bence film henüz bitmedi. Bundan sonra da gençlik dolduruluşa getirilecek. Sanatçılar o gençlere övgüler diziyor ama o gençler onbinler halinde Erdoğan'ın annesine küfür ediyorlar, arabayı yakıp üstüne TC yazıylar. Bu çocuklar üllkeyi seviyorlar diyorlar. Eğer şeref haysiyet varsa bu çocuklarda New York Times'e veridikleri ilanın parasıyla zarar verdikleri insanların yakıp yıktıklarının bedelini ödesinler. Her eline bayrak alan bu ülkeyi seviyor diye bir şey yok.